- 886 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
evim evimmmm güzelllll evimmmmm
dolu dolu gün geçirdim derler ya.bugün aynen öyle oldu benim için...sabah kalktık erkenden.yeni aldığımız arabanın vize işlemi vardı...önce onu yaptıralım diye düştük yollara...yollar ne kadar da tehlikeli olmuş...her an kaza olabilir hani...kaç tanesini atlattık...insanlar ne kadar da hayatından bezmişler...yolun ortasına atılıyorlar hiç etraflarına bakmadan!!!canları bu kadar ucuz mu bu insanların?yoksa bezmişler mi yaşamdan?
sen ne kadar ustayım desen de karşındaki usta değil ki?üstüne üstüne sürüyorlar arabayı...yaptıkları sollamalar ise bir felaket...
bazen dua ettik bazen de küfür...yahu insanı çileden çıkartıyorlar resmen...o arada zaten gideceğimiz yolu da şaşırdık...epeyce yok gitmişiz boş yere...sora sora Bağdat bulunur demiş ya atalarımız...biz Bağdat’ı değil ama Tire’yi bulduk...insan hafızası da garip hani...iki üç yıl önce geçtiğimiz yerleri hemen tanıdım...biz buralardan geçmiştik dedim...
araya araya,sora sora bulduk vize yerini...şehrin dışında tabi...tarlaların içerisinde...önümüzde üç beş tane araba vardı..biz de girdik sıraya...içeriye verdik evrakları...beklemeye başladık...
yarım saat sonra sıra bize geldi...aldılar arabayı...başladılar incelemeye...park lambası yanmıyor muş...nasıl da fark etmedik bizler onu...küçücük bir lamba...farların altında...
sanayiye gittik,yaptırdık tekrar geldik...evraklarımız oldu,vizemiz bitti...gene düştük yollara...
biraz da gezelim dedik buraları...bugün pazarıymış...her taraf kalabalık,insan dolu...çay içecek bir yer bulup oturalım dedik...Toptepe’den şehri seyredelim dedik,o tarafa sürdük arabayı...gerçekten de güzel görünüyor kuş bakışı aşağıları...yolun uçurum tarafına ağaçlar dikilmiş,ama seyrekler...araba uçuruma düşse hiç bir ağaç kurtaramaz arabayı...
giriş kapısının önünde trafik polisleri...durdurdular bizi...sen o kadar yoldan gel trafikçiler burada bulsun seni...ne işiniz var burada dediler..çay içeceğiz de dedik...ama burada çay yok ki...gazino var dediler.olsun dedik,açıklarsa bir bardak çay içeriz bizler de...hepimizin kimliklerini istediler,verdik...ehliyet ruhsatta tabii bu arada...onlar araştırma yaparken bizde tepeden seyrettik şehri...
gerçekten de çay yokmuş,yemek de öğleden sonra çıkacakmış...sen o kadar yoldan gel,hiç bir şey içmeden yemeden geriye dön!!!kör talih...
söylenerek gene bindik arabaya...gene düştük yollara...arada çıkmaz sokaklara daldık,yolları şaşırdık ama...sora sora nereleri bulunurmuş!!!
bizler kafaya koymuşuz...ille de çay içeceğiz...biz içeceğiz de şöyle rahat rahat oturacak yer yok ki!!!yol kıyılarındaki cafelere baktık ,canımız istemedi.diğerlerinde otururuz diye diye yolu yarıladık!!!
yahu dedim bizim buralarda bir arkadaş yok muydu?gidelim evine,içelim çaylarımızı...
kendi fikrimizi kendimiz beğendik ettik arkadaşa telefon...beklerim dedi gelin hadi...
bu arada öğle vakti olmuş tabiii...bizlerin karnı zil çalıyor...
aç karnına çay mı içilirmiş diyorum...yemek yeseydik hani...
bu arada vardık arkadaşın evine...çaylarımız hazırlanmış,bizleri kapıda karşıladılar...oturduk masaya...içtik çaylarımızı...iyi hoş da...aç karnına da çay içilmiyor yani...istesek koyardı elbette arkadaşımız...ama daha fazla yük olmayalım diye istemedik...
gene düştük yollara...
en güzeli dedik evimize gidelim koyalım soframızı yiyelim.arkadaş ben kendi evimde yerim dedi ama olmazzzzz dedik...
evim evimmmm canım evim.sen bilirsin benim halim...masaya ne varsa koyduk,ocağa da çaydanlığı...dünyada en güzel yer,bence insanın kendi evi...başkalarının evlerinden bana ne...elini uzatamazsın yiyeceklere,aç olsan bile!!!
candan
10.eylül.2014
çarşamba-01.07
izmir