Bu aralar yine gezmeye başladım.Geçen gün size Hayreddin Tokadi hazretleri türbesinin eşsiz güzelliğinden bahsetmiştim.Bugün size bir tarafı Düzce ilimize, bir tarafıda Bolu ilimize bağlı olan sakarca yaylasından bahsedeceğim.

Sakarca yaylasına nasıl gideriz ondan bahsedelim öncelikle.Bolu iline geldiğiniz zaman, E5 den abant yoluna dönen ışıklardan sonra abanta doğru yol alıyoruz.Tam 20 km sonra sağa doğru orman yolundan devam ediyoruz.Elbette sakarca yaylasına ulaşmak için alternatif yollar da yok değil. Mudurnu ilçe yolundan ve düzce dağ yollarıyla da yaylaya ulaşmak mümkün.Diğer yolları bilmediğim için size gittiğim yolu anlatacağım.Orman yoluna geçtikten sonra takribi 2-3 km sonra yol 2 ye ayrılıyor ben soldaki yolu tercih ettim. Sağdaki yolda sakarca yaylasına çıkıyor fakat; o yolu seçersek sinekli yaylasını atlamış olacaktık. 4 km daha gittikten sonra sinekli yaylasına ulaştık.Piknik yapanlar, yürüyüş yapanlar, horon tepenler yayla doluydu.Bir süre sinekli yaylasını gezdikten sonra hedefimiz olan sakarca yaylasına doğru yol aldık.

Sakarca yaylasına ulaşmak cesaret ister desek yeridir. Öyle dar dik yollardan geçtik ki görmeniz lazım. araç lastikleriniz iyi değilse sakarca yaylasına gitmeye kalkmayın yolda kalırsınız. Araç iyiyse zaten sıkıntı yok. Sonunda sakarca yaylasına ulaşmayı başardık. Bir tanıdığımızın teyzesine misafir olduk. Zaten halamlarda buraya piknik yapmaya gelmiş bu vesile ile yaylayı görmek nasip olmuştu. Pikniğimizi yaptıktan sonra araçla bir 1-2 km gittikten sonra yürüyüş yaptık.Kısacık gezmeyle bir dünya mantarları görmüştük. Elbette mantar çeşitlerini fazla bilmediğimizden mantar toplayamadık. Ama o temiz havası muhteşemdi.

1550 mt. rakımı olan yayla eşsiz bir doğal güzelliğe sahip olup meraklıları için foto-safari ve trekking için çok uygun bir yer olduğunu gerçekten gördük.

Doğusunda çam, batısında kayın ormanı bulunan yayla, aralıksız kekik kaplı. Hayvanlar doğal olarak bu ortamda otluyor, kekikler hayvanların etine sinip tadını etkiliyor.Yaylada gördüğümüz gerek küçük baş, gerek büyük baş hayvanlar gayet yapılıydılar. Orada karşılaştığımız teyzeler buraya trmmuz, ağustos ayında gelmemizi söylüyorlardı.O zaman Sakarca yaylası kekik ve yayla çiçeği kokusundan geçilmiyormuş.

Sakarca yaylasında zaman su gibi akıp geçmiş.Hava iyice kararmıştı.Ortamda iyice yayladasınız hava daha da soğuyacak dercesine buz olmaya başlamıştı.Aklınızda olsun; Buraya gelirseniz mutlaka üstünüze kalın elbiseler alın. Biz Boluyu bildiğimiz için yanımızdan eksik etmiyoruz. Artık dönüş saatimiz gelmişti. Buradan ilerleyen zamanlarda tekrar fırsat bulurda geliriz inşallah umuduyla ayrıldık.

Boluyu gezmeye devam edeceğiz.Bir başka zaman yine sizlere diğer doğa güzelliklerini anlatacağım arkadaşlarım.Şimdilik hoşçakalın.