- 1429 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
VATAN ŞAİRİ NAMIK KEMAL
Namık kemal, Vatan ve Hürriyet şairi Namık Kemal...Namık Kemal yıllardır vatan ve hürriyetle birlikte anılır. Şiirlerinde, yazılarında, tiyatro oyunlarında hep bu iki kavramı anlatır. Vatan yahut Silistre oyunu 1873’te 1 Nisan gecesi ilk defa sahnelendiğinde izleyen halkı sokağa döker. Sokağa çıkan halkın şiarı, ’ Yaşasın vatan yaşasın hürriyet, yaşasın Kemal’dir.
Şiirlerinde vatan ve hürriyet kavramını işler. Vatan şarkısı, vatan kasidesi hem o dönem okurlara hem de ondan sonraki kuşaklara vatan sevgisini aşılar, vatan sevgisini öğretir.
Yaşadığı dönem Osmanlı Devleti’nde bir yanda yenileşme çabalarının başladığı, ama bir yandan da Osmanlı Devleti’nin dışa borçlandığı, yabancılara imtiyazların verildiği bir dönemdir. 1838 yılında İngilizlerle imzalanan Ticaret Sözleşmesi ekonomide verilen tavizlerin ilk adımıdır. 1854 yılında da Osmanlı Devleti ilk defa borçlanır. 1839 yılında ilan edilen Tanzimat Fermanıyla ise Osmanlı Devleti’nin yapmayı taahhüt ettiğiyeniliklerin garantörlüğü Avrupalı devletlere veriliyordu.
Namık Kemal de böyle bir dönemde hürriyet der Türkçe’de ilk kez. Namık Kemal ne Arapça’da ne Türkçe’de bulunmayan ’ hürriyet ’ kelimesini, ’ hür ’ sıfatından alır ve Türkçe’ye kazandırır.
Vatan kelimesine da can verir Namık Kemal. O zamana kadar siyasi hayatta en çok kullanılan kelimelerden biri olan vatan kelimesini edebiyata sokar hem de yıllardır kullanılan anlamından çıkartır. Fransız devrimiyle kazandığı yeni anlamı edebiyat ve düşünce dünyasına sokar. Namık Kemal bu yeni anlamla, halka ’ Birer hür olunuz, hür olmak uğrunda ölünüz, vatan uğrunda ölmekten zevk alınız ’ der.
Vatan ve hürriyet uğruna verilen mücadele her zaman daha önemlidir, paradan, mevkiinden, ünden, şöhretten. Bu düşünceyle yazar şiirlerini, oyunlarını...
Sen oldun cevrine ey diyişken mahzun ben mahzun
Felek gülsün sevinsin şimdi sen mahzun ben mahzun
Ölürsem görmeden millete ümmid ettiğim feyzi
Yazılsın seng-i kabrimde vatan mahzun ben mahzun
Namık Kemal eserlerinde ve hayatında en belirgin bir başka özellik ise iradedir. Zulmü yıkma iradesi, mücadele iradesi yazdığı her satırda ve hayatının her anında görülür.
Yazdığı veye arkadaşlarıyla birlikte çıkardığı gazeteler kapatılır, oyunları yasaklanır, sürgüne gönderilir ve kötü şartlar altında, sıkıntılarla yaşamak zorunda kalır. Tasvir-i Efkar gazetesi, İbret gazetesi yazıları ve Vatan yahut Silistre oyunu, Namık Kemal’in sürgün hayatına sebep olur. Magosa sürgünlüğü dönemi ise Namık Kemal için yaşam şartlarının en ağır olduğu dönemdir. Gazete ve dergilere ulaşamaz, küçücük bir zindanda, rutubet içinde yaşar 38 ay boyunca. İşte yerin altındaki bu zindanda, mücadele iradesini şöyle anlatır dizeleriyle:
Zalim olsa ne rütbe bi-perva, yine bünyad-ı zulmü biz yıkarız
Mekez-i hake atsalar bizi küre-i arzı patlatır çıkarız !
Namık Kemal yalnız yazdıklarında, vatan ve millet sevgisini işlemekle kakmaz, halka doğru, halk için ilkelerini de ortaya atar. Bu fikirle yazılan oyun ’ Vatan yahut Silistre’ , asker, sivil, öğrenci, aydın bir çok kişiyi sokağa döker. Bu nedenle sürgüne gönderilmesine, zor şartlar altında yaşamasına rağmen vaz geçmez mücadelesinden.
ülkedeki baskılar nedeniyle, Paris’e giden Namık Kemal ve arkadaşları burada Muhbir ve Tasvir-i Efkar gazetesini çıkarırlar. Ancak Sultan Abdülaziz’in Paris’e gelmesi nedeniyle burada fazla kalamazlar.
Paris, henüz 20’li yaşlarında olan Namık Kemal için, vatan ve hürriyet kavramlarını yerinde görür. Tabi felsefe edebiyat gibi konularda da okur ve araştırmalar yapar. Namık Kemal’in sosyalizmle ilk tanışması da burada olur. Paris’e birlikte gittiği arkadaşları Reşat Bey, Şener Nuri Bey ve Mehmet Bey gönüllü olarak 1871 Paris Komününde görev alırlar ve en ön saflarda mücadele ederler.
Namık Kemal batı tarzı edebiyatın yaygınlaşması açısından önemli bir isim. Bizde sayılı örnekleri bulunan roman, tiyatro oyunu ve eleştiri yazıları kaleme alır Namık Kemal. Magosa sürgünlüğü sırasında yazdığı İntibah Osmanlı’da romanın ilk örneklerindendir.
Namık Kemal aynı zamanda belki edebiyatımızda en çok mektup yazan edebiyatçılardandır. Ailesine, sevdiklerine, gittiği her yerden mektuplar yazar. Bazen sitem eder onlara, bazen derdini anlatır, bazen dil, edebiyat konularında tartışır mektuplar aracılığıyla...
Namık Kemal tüm bu burada sığdıramadığımız özellikleriyle yol gösterici olur kendinden sonra gelen kuşaklara. Bunların başında da Harbiye’de öğrenciyken, okunması yasak olan Namık Kemal’in şiirlerini gizlice okuyan ve ezberleyen Mustafa Kemal’dir. Mustafa Kemal bir çok konuşmasında Namık Kemal’in önemini ve kendisi üzerindeki etkisini anlatır.
21 Aralık 1840’ta doğan Namık Kemal 48 yıllık kısacık yaşamına bir çok eseri sığdırır. Ama şüphesiz ki vatan ve hürriyet bunların en önemlileridir.Namık Kemal 174 yıl sonra da ’ hür olmak uğruna ölmeyi, vatan uğrunda ölmekten zevk almayı ’ öğretiyor yeni nesillere...
Işık içinde uyusun.