- 1034 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Sokak Çocukları
Tarihsel süreç içinde ve toplumların ve ekonomik sistemlerin gelişimi bağlamında ele alındığında, çocuk çalışmasının kapitalizm öncesi toplumlarda da var olduğu görülür.
Ancak çocukların ekonomik yaşama dâhil edilmeleri ve giderek çocuk çalıştırılması, çocuk emeği sömürüsü biçimini alması birkaç yüzyılı kapsayan bir süreçtir. Eski zamanlarda başlayan bu oluşum, günümüzde, gelişmekte olan ülkelere transfer edilmiştir.
Eski zamanlarda bazı ülkelerde başıboş çocuklar çiftçilere satılarak ya da fabrikatörlerle anlaşma ile kiralanarak çalışmaya zorlanmışlardır. Eskiden fakir ailelerin çocukları dokuma fabrikası sahiplerine çok düşük ücretlerle çalıştırılmak üzere kontratla verilmeye başlanmıştır.
Bu dönemde yoksullar arasında sayılan bakıma muhtaç çocuklar, geleceğin çocuk işçilerinin çekirdeğini oluşturduğu gibi, “fakir-kimsesiz ve korunmaya muhtaç çocuk” olgusunun ve bu tür çocuklara yaklaşımın da temelini oluşturmaktadır.
Böylelikle çalışma yaşamının küçük dev adamları olarak, ekonomik faaliyetteki yerlerini alan çocukların çalışması ise, ne yazık ki, uzun vadede toplumlar için daha ağır sonuçlar doğurmuştur. Bunun en somut örneği, nüfus sayımlarında çocuk ölümlerinin en yüksek sırayı almasında görülür.
Nitekim “aynı dönemde kimi yerlerde ölenlerin yarısı on yaşına varmamış çocuklardır.” Bu çocukların çalışma koşulları açısından nasıl bir sefalet içinde olduklarını yaşayan bilir.
Çocukları korumaya ilişkin çıkarılan yasaların temelinde hep aynı neden bulunmaktadır. “çocuğun sömürülmekte; insan soyunun geleceğinin tehlikede olduğu... Ve hep aynı sonuca varılmıştır: çocukların yasal olarak korunması.” Bu yasalar zaman geçtikçe aktif olmakla beraber çocuklara verilen değerin arttığının göstergesidir.
Bu koruma çabası, gelecekteki işçileri kurtarmak adına, sanayinin de işine gelmiştir. Kapitalizmin kendi doğası gereği üretileni harcayacak ve üretimin devamı için yeniden yetişecek bir işçi grubuna ihtiyaç vardır.
Çocukların bu şekilde çalışması, işverenin gelecekteki işçi ve tüketici grubunu olumsuz etkilediğinden yine işverenlerin çıkarına olmak üzere bir dizi sosyal politika kuralı üretilmeye çalışılmıştır.
“Bunun içindir ki devletin ve insancıl kimselerin de yardımıyla, “Çocukları koruma deneyine girilmiştir.” Bu Koruma derneklerinin de hedefi çocukları korumak ve çocuklarımızı kurtarmak...
Bu kez dünyanın gündemine, yeni bir cümle girer; “ÇOCUKLARI KURTARALIM”
Buna ilişkin en önemli kanıt çocuk çalışmasının yararları üzerine yapılan tartışmalarda kendini göstermektedir. Günümüzde halen bazı toplumlarda, çocuk çalışmasına ilişkin kültürel yapı ön plana çıkarılmakta ve çocuk çalışmasının onun gelişimi üzerindeki yararlarından söz edilmektedir.
Özellikle az gelişmiş ülkelerde, gerçekten de eğitim ve okullaşma oranının düşüklüğünden de desteklenen nedenlerle, çocuğun çalışması onun eğitim ve yetişkin yaşama dâhil olmasının vazgeçilmez tek aracı olma özelliğini korumaktadır.
Ayrıca, bu tür ülkelerde çocuk çalışmasının, ne çocuk ne de aile için, gelişmiş ülkelerdeki anlamı içermemektedir.
Çalışma yaşamına dâhil olarak evinin ailesinin geçimine katkıda bulunan çocukların psikolojik ve sosyal açıdan da kendilerini gelişmiş ülkelerde bulunan yaşıtlarından daha güçlü ve başarılı algıladıkları vurgulanmaktadır.
Sürecin bu boyutunun göz ardı edilmemesi dikkate alındığında, fark edilecek ki çocuklarımız kendilerini daha iyi anlayacak kapasitede olacaklar.
Tartışılan en önemli konulardan biride devlet kontrolü altındaki çocuklarımızın yaşlarına ve gelişimlerine uygun olarak çalıştırılmasının yararları üzerinedir.
Hiçbir anne ve babanın çocuğunun kötü koşullarda çalışmasına göz yummayacağı ve çocuğunu koruyacağı göstermektedir.
Oysa çocukların yaşlarına ve eğitimlerine uygun olmayan işlerde çalışmalarına da, öncelikli olarak izin veren ailelerdir.
Aileler yoksullukla baş edebilmek için çocuklarının kötü koşullarda çalışmasına, bazen köle gibi alınıp satılmalarına ve kiralanmalarına aracı olmaktadırlar.
Hatta bunları günümüz koşullarında da görmekteyiz. Örneğin: Özel Eğitim Okullarında gerek engelli, gerek normal çocukları kullandıkları gözlenmektedir.
Bu nedenle özellikle son yıllarda çocuk çalışması ile çocuk emeğinin sömürüsü arasındaki farklar tartışmaya açılmıştır.
Çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesine ilişkin olumlu çabaları içeren çalışma biçimi “çocuk çalışması” ve çocuğun gelişimine uygun olmayan koşullarda çalışmasıdır.
“Çocuk emeğinin sömürüsü” olarak tanımlanmıştır. Cümlesinden de anlaşılacağı gibi, çocuğun sırtından para kazanmak gibi...
Bugün tüm ülkelerde önlenmeye çalışılan, çocuk emeğinin sömürüsüdür.
Ali KUTAY
Kaynak: Dergah-ı Divan Notları
YORUMLAR
Yorumumu pembelere boyadığınız için çok teşekkürler Ali Kutay...saygı ve selamlarla
bilimkenti
Saygılar...
Merhaba , yazı baştan sona bir acı gerçeği yansıtıyor. Çaresiz aileler , fakirlik, açlık, çok çocuklu ailelerde çocuklara verilmeyen değer ,onları ne yazık ki en kötü durumlarda ve şartlarda hiç kontrol dahi etmeye lüzum görmeksizin çalıştırılmaya itiyor..Ve onları çalıştıran hakkını hukukunu asla düşünmeyen insanların elinde ,bazen hırpalanarak bazen istismar edilen çocuk sayısı sanırım ki hiç az değil...Bir yudum ekmek için bu çaresiz ,aciz ,küçük , korumasız canlara aileler de dahil kıyılıyor. Bu geri ülkelerin en büyük ayıbıdır.Keşke bir çare olsa da çocuklar çalıştırılmasa , korunsa ,okusa ve ilerde her biri çocukluğunu yaşamış bireyler olarak hayata atılsa...ne güzel olurdu kim bilir...mesele insanların bakabileceği sayıda çocuk sahibi olabilmeyi sağlamakta ...yoksa bu acımasız dünyanın elinde çocuklara daha çok yazık olacak...Bu günün şartlarında onlar Allah'a emanet ...
....konuyu ele alıp irdeyen Ali Kutay arkadaşı tebrik ederim...saygılar...
serapertence tarafından 9/11/2014 2:47:48 PM zamanında düzenlenmiştir.
bilimkenti
Saygılar...