- 481 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
Muallak Düşünceler I
Sen herkes misin?
Çok şey mi yaşadım?
-Hayır.
Peki az şey mi yaşadım?
-Hayır.
Neden bu kadar düşünceli beynim ve neden bu kadar yorgun duruyor bedenim o zaman ? Bilmiyor değilim sadece anlatamıyorum. Bir deniz düşünün kocaman ucu var ama uçsuz gibi hah işte tamda öyle bir denizin ortasında gibiyim.Yaptıklarım, yapacaklarım...Yönüm belli mi değil mi diye az soru sormadım kendime. Ve yüreğime sorarsan pat diye cevabını yapaştırır suratına. Yolum budur diye ama yaptıklarım..Ve yapamadıklarım..
Bu tür düşünceler dehlizinde boğuşurken ne kadar az düşündüğümü hatırlıyorum. Durmuyor aklımdaki düşünceler bir yerde oradan oraya atlıyorum.Sahi az önce arkadaşımın dediği gibi çok mu anlaşılmaz şeyler yazıyorum? Bu benim dahi beni anlamamış olabilmemden kaynaklanıyor olsa gerek.Dostlar haklı insan her zaman olduğunu sandığı insan değildir. Aynen dışardan göründüğü gibi bir insan olmadığı gibi. Evet kabul ediyorum çok şey bilmiyorum. Yine başka bir konuya atladım ama bilmediğime verin işte. Tuttuğum ipin ucundan çekiyorum, başladığım bir hayalden diğerine sıçrarken farkediyorum sabit olmayan düşlerimi.Ama benim kadar ,bilgisizliğim kadar gece de suçlu değil midir sence? Bu kadar sessiz ve bu kadar yalnız olunca ve saat tik takları da olmayınca, yalnızlığına eşlik edecek geriye birinden diğerine atlayıp durduğun hayallerin kalıyor sadece.
Her şeye rağmen yaşamayı seviyorum.Yahut yaşamayı denemeyi diyelim. Geçen gün bir abinin dediği gibi ’Daha çook deneyeceksin koç’ aynen öyle. Daha yolun başındayız ama aynı zamanda ölecek te yaştayız.Bedenim gibi olacak duygularım tabiki bir daldan diğerine atlayan.Aynı yazım gibi.Ve aynı alnıma yazılan gibi. Ben ne yapıyorum sorusunu soracak kadar uç olmalı sözlerim.Belki fırsatım olmaz sabaha bu soruyu sormaya.Saçmalık diyecek birileri varsın desin belki yarın saçmalamak için bile geç olacak.Bunun için yazılara sığınıyorum ve bunun için gecenin kollarına bırakıyorum kendimi.Yarını düşünerek, olamayacağını düşünerek yarının.Ve işte benim kaçınılmaz gerçeğim. Kurduğum cümlelerimin aynı yaşadığım hayatta olduğu gibi çelişmesi. Tek tesellim bu illetin sadece benim başımda olmadığı düşüncesi. Yarınları düşünerek adım attığımı yazıyorum doğrudur, lakin yarınlarımı inşaa edecek asıl şeyleri unutuyorum.Ya da -unuttum- bahanesinin arkasına sığınıp kendimi işin içinden çıkarmaya çalışıyorum.Evet herkes gibi bende yarınlara yürüyorum ama benim adımlarımdan geriye hafif bir rüzgarda silinebilecek bir ayak izi kalıyor sadece.Bu kadar değersiz yürüyorum o kadar önemli bir yolda.Yürüdüğüm yolunda etkisi var tabiki.Ya büyükler..Çöl gibi tozun toprağın üzerinden geçipte ayak izlerini asırlar ötesine kadar bırakabilen büyükler..’Ben ne çöldeyim ne büyük bir insanım’ demek kurtarmıyor işte.Olmaya çalışmak diye bir düstur var olamasanda hani. Onu unutuyorum çoğu zaman.Yine çoğu insanın tesellisi olan ’tek yanlış yürüyen insan ben miyim?’ lerin arkasına sığınmaya çalışıyorum ama uzaklardan bir ses kulağımın dibinden sesleniyor bana:
’Sen herkes misin?’ ...
Çok şey mi yaşadım?
-Hayır.
Peki az şey mi yaşadım?
-Hayır.
Olsun, herşeye rağmen yaşamayı seviyorum ya da ’Yaşamayı Denemeyi..’
’Değilim..’
21.06.13
YORUMLAR
Mustafa Turan Osmanoğlu
Bir adım büyük müdür yoksa küçük müdür? Her karar bir adımdır bence ve büyüktür. Bir adımda, bizi önceden tahmin bile edemeyeceğimiz yerlere götüren, olacakların içine ok gibi fırlatan büyük bir eylem gücü vardır. Asla yapmam dediklerimizi yaptıran, söylemem dediklerimizi söyleten ve bizi bize gösteren bir güç. Şüphesiz bir adım olumlu ya da, olumsuza da atılır. Olumlu adımda güzel yoldan öğreniriz, güzel yanlarımız ortaya çıkar gelişiriz. Olumsuz adımda zor yoldan, acılar, ıstıraplar içinde öğreniriz. Kişi yanlış yapmaktan korkar, adım atmaktan vazgeçerse durum daha vahimdir. Çünkü atalet bir çukurdur, bundan böyle diğer adımlara da engel olur. Aslında yanlış adım da öğreticidir, hataların acısı kişiyi içe döndürür, acının merkeze çekme gücü vardır. Varlığımızın merkezi ile iletişim kurmamızı sağlar ve bu iyi bir şeydir.
Yazdığınız yazı beynimde okadar çok şimşek çaktırdı ki bende konudan konuya atlamaya başladım sanırım.
Tekrar asıl meseleye dönersek; kişinin attığı adım ufku kadar, aklı, bilgisi, iradesi, azmi ve en önemlisi hayalleri kadardır. Misal Denizi bilmeyen biri kaptan olmayı hayal edemez.
Siz bir yola niyetlenmişsiniz ve bu yola girerken Allah'a güvenmiş ve girmişsiniz.Başlamak bitirmenin yarısı derler.
Karar verme ve kararsız kalma,üzerinde düşünme de atılan büyük bir adımdır bence.Ve Allah yolunda atılan her adım kutsaldır. Şüphesiz Allah kendisine güvenenleri yarı yolda bırakmaz.Vesselam.
''MÜSLÜMAN’IM DEMENİNİN SORUMLULUĞU'' sizin beyninizi böyle kemiren.Ben öyle yorumladım kendimce.
Zaten bir Müslüman İslam’a doğru koşandır.
Affınıza sığınarak sayfanızı haddimden fazla işgal ettim.Burada kesiyorum.son olarak;
Sizinle sohbetimizde bahsettiğimiz ve ortak duamız olan daima fikir sancısı çeken ve insanları rahatsız eden insanlar olabilmemiz duası ile..
Saygılar..