- 998 Okunma
- 8 Yorum
- 1 Beğeni
Aklınıza gelirsem, gelirsem...?
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
"Bu yola ilk ne zaman girdim bilmiyorum. Başlarken ineceğim durağı söylememişti kimse. Çantalarımı bağlayıp biletimi kesmeden önce veda etmem gerektiğini öğretmemişlerdi.Çünkü veda dedikleri şeyi yapmak için çok gençtim ve henüz erkendi.Oysa duraklar devamlara meyilliydi.Vedalar için dinlenecek mola yerleri, uğrayacak kapılar, yaşanacak acılar, sevinecek haberler vardı. Söylediklerinde henüz hangi duraktaydım bilmiyorum, hatırlamakta güçlük çektiğim vakitlerdi henüz.Onca şiiri ezberimde tutmayı başarabilmişim de uğrayacağım duraklar çıkmış aklımdan. Hangi otobüse binmiştim, bu yol nereye gidiyordu? Sorduğumda herkesin içinde bulunduğu telaştan cevap veremediğini anladığım an dönüp otobüs camına yansıyan aksime baktım. İnanmakta güçlü çektiğim bedenime bile bu kadar yabancılaşmışken,kim tanıyacaktı? Nereye, niçin, ne zaman...Bunlar sadece zaman kaybıydı. Gidebildiğin yer neresiyse oraya.Nerede durmak istiyorsan orada.Ne yapmak istiyorsan o. Ve biliyorum ki kaç durak ötesindeysem başın ve kaç durak gerisindeysem sonun anlamı yok. Beni götüren şeye, o sese belki de kadere saygı gösterecektim.Sorular sormayacaktım, beynimi yormayacaktım.
Hangi duraktı burası?"
Boşluktan gelen derin bir sessizlik.
Sessizliğin sesini duyar mı insan?
Evet, şuan duyduğum gibi. Bitmeyen korkularla bugünü de bitirdik. Biraz daha zorlanarak nefes alışlarında, bedeni saran ağır bir yorgunluk.
Az önce birini kaybetti birileri. Sonsuzluğa uğurlarken attığı o derin çığlık tam şuramda.
...
Nefes almaya çalıştığım buna rağmen zorlansam da uğraştığım.
şuracıkta.
Birileri ağır, onlarca kablolar sarkıyor bedenlerden, iğnelere tutturulmuş serumlar, ağzın tadını kaçıran ilaçlar, grimsi bir hayat telaşı sedyelerde.
Kimileri de kaybı yaşamak üzere. Kaybeden birine baktığınızda gözlerinden akan o hissizlik, yenilmişlik sinince yüreğinize duyumsadığınız şey aynı.
Çok doğruymuş , paylaştıkça azalır acı dedikleri.
Alışıyor insan.
Gün geçtikçe her kayba, her acıya.
Yitirerek kazandığımız birşey varsa o da panzehiri; bir sonraki acıyı dindirecek. Zaman büyük abi,zaman sabır taşı,zaman henüz tükenmedim der gibi.
Bazen işittiğim sözler, sesler yüzünden kulaklarımdan;gördüğüm, gözüme gelen şeyler yüzünden gözlerimden sıkılıyorum.
Sessizliğin boşluğuna sürseler her ikisinden de vazgeçmeye hazırım sanki.
,,,
Şu beyaz hayaletler diyorum, ne iyiler!
Kollarımda.. Sonra boynumda...
Çok bulanık.
Ama hatırlamaya çalışıyorum.. Yapmaya çalıştıkları garipliklere aklım ermiyor. Ellerinde parmaklarının hakimiyetine aldıkları cihazlarla bir cana can katmaya çalışıyorlar.
Ne tuhaf!
Duyumsadığım acı bile yok. Hiç bir şey hissedememek hissi bile ne çok uyuşturuyor insanı.
Uzaktalar ama görüyorum onları. Hepsi yan yana dizilmiş bekliyor gibiler. Ortadaki gayet mağrur, dik ve umutlu gibi görünse de gözleri...
O ağlıyor. Bir kere bile gözyaşına şahit olmadım oysaki.
Gülümsüyorum.
Doğruymuş meğer;zıtlar zıtlara iyi dedikleri.
Şu bacası her türlü şeye gebe dünyada yazdığınız öyküdeki kahramanlarınız öldüyse sonunu getirmek zorunda değilsiniz.Çünkü her ölüm yeni bir doğuma gebe, her kayıp yeni bir umuda hasret.
Benim öyküm içinde yüzünü yitirmiş cesetlerle dolu olsa da bir polisiye değil.
Katili belliyse kahramanın, bir son mutlaka vardır. Ve ne yazık ki bu son hissiz bir boşluktan öteye geçemez.
Adınız vardır, yaşadıklarınız, kimliğiniz ...onlarca şey daha. Fişiniz çekildiğinde hepsinin sizinle beraber öleceğini bildiğiniz halde bu telaş niye?
Ha, unutmadan;
Mavi ışıkları da söndürün çıkarken, arkanıza bakmaya kalkarsanız gözleriniz küssün tabiata.
Müziği de kısın, şarkımı söylemeye yetecek sesim var henüz.
O hep takılı duran iyi adam maskelerini de çıkarken atın çöpe.
Ayaklarınıza geçirdiğiniz galoşlar ve ellerinize bulaşan mikroplardan arının.
Kirinizi tanıyacak kadar arındım günahımdan, sesinizi, yüzünüzü unutmayacak kadar da hatırlıyorum.
Hatırlama yetimi az da olsa kaybettiysem bu sizi unuttuğum anlamına gelmez. Sükunetimi bırakın, gecenin bekareti gündüze kalsın.
O kurulu düzenlerinizde ezberlenmiş hayatlarınızı yaşarken aklınıza gelirsem...
Gelirsem aklınıza,
gelirsem...
Söndür ışıkları, karanlıkta kalayım.
" Şimdi hangi duraktayım.Bilmiyorum merak da etmiyorum açıkçası . Edersem yangınlar küllenecek yeniden. Sorarsam ardı ardına onca soruyu bilinmezlik yutacak nefesimi. İnersem bir sonrakinde, dinersem iki damla daha. Bilerse katil bıçağını, sırtıma girerse keskin diliyle. Korkmam da,
ya korkarsam, ya yenildiğim gibi yenilirsem nefesime,ya o durak son duraksa?
Soru yok,soru olmamalı, sorular yasak!
Ya tutar da inersem ortasında yolun.
Neyse...
Şimdi gitme vaktidir.Bitirme vaktidir bu öyküyü. Bir daha yazmamak üzere yüzünü yitik hayaletlerin. Vedasız,soğuk, hınca hınç öfkeyle çekilme vaktidir bu oyundan.
Kirli ellere, yalan hayallere, toprak atma vaktidir."
Çıkarken kapıyı yarı aralık bırakın,
gözlerinizdeki masumiyeti kaldırın,
zoraki içlenmeleri,
Nasıl ağlar insan yalandan?
Aklınıza düşersem beklenmeyen bir yağmur damlası gibi, olur da ıslanırsanız, saç diplerinize işler de süzülürsem yanaklarınıza.
Aklınıza gelirsem,
gelirsem;
O düşen yalnızca bir yağmur tanesidir.
Bir hüzünlü beste, bir akşam vedası.
Bir deli günaydınıdır.
İncinmeyin.
Bazı öyküler yarım kalır.
siz bitti deyin!
"Sabahın ilk ışığını da gördüm bugün, günün en sıcağını da.
Şükürler olsun."
Nuray KAÇAN-2014
DEĞERLİ SEÇKİ KURULU’NA GÖNÜL DOLUSU TEŞEKKÜRLERİMLE;
BUNCA GÜZEL İNSANLA BULUŞTURDUĞU İÇİN...
YORUMLAR
Öyle kolay değil elbet hissettiğini kaleme almak...Ya da kaleme almayı aklına koyup hissetmek. İşte olmuş, zor olan kotarılıp, okuyucuya sunulmuş,..
Tebrikler...
Sihirli Kalem
Güzel şey ama paylaşmak, ortak hisler uyandırmak yüreklerde.
saygıyla...
Sihirli Kalem
Teşekkür ederim, ortak oluşunuza hislerime ve güzel yorumunuz için.
nice paylaşımlara...
"Bazı öyküler yarım kalır.
siz bitti deyin!"
bir öykünün bitmesi için kahramanın ölmesi gerek, Türk filmlerindeki gibi..
hayat devam ettikçe öykülerimiz de devam edecek, kimileri kaleme alıp roman tadında bizlere de sunacak
kimileri yüreğinin dehlizlerine gömüp kendileriyle birlikte götürecek öykülerini de...
tebrikler
Sihirli Kalem
Sanırım ben yaşarken toprak edenlerdenim.
Ama her şeye rağmen öykülerimize kahraman bulmak gerek.
Ve galiba her kahraman da iyi olmuyor.
Kim bilir daha ne öykülerimizi paylaşıp, ne kahramanlar dirilteceğiz.
Rabbim güzel ömür versin.
Sevgimle...
Sihirli Kalem
Yaşamak lazım sualsiz.
Yeterince sıkıntımız,engelimiz varken akıp giden kum saatine tasarruflu olmalıyız kanımca.
Renk kattınız yorumunuzla gönül sayfama.
Sağ olun.
Yürek sesin buraya kadar ulaştım. Duyumsadıkların, duyumsattıkların...
Farklı bir tını vardı ve çok anlam yüklüydü. Zaten kaleminin mahareti de bu değil mi. görünmeyeni yansıtmak. Görünen yaşanandan çok farklı bu yüzden anlamakta zorlanmıyorum sevgili Nuray. anlama yetisine sahip olmayan onca insan var ki işte bu yüzden ortak bir dil oluşturduğumuz bu platformu seviyorum. anladığımı anlatmak ve anlatılanı anlamak adına. ne dediğimi anladığını bildiğim için içim rahat. Ve sen iyi ve mutlu oldukça da ben de seninle paralel mutlu olacağım arkadaşım.
Dileğimi Allah biliyor, dostum için en iyisini ve en güzelini arzu ediyorum. sevgimlesin canım. yürek dolusu tebriklerimi bırakıyorum gönül sayfana.
Selam ve dua ile. (her zaman...)
:))Mutlu kal canım...
Sihirli Kalem
Sırf onun için gelmiş olabilir miyim?
Evet, biraz da beni buraya sürükleyen şey bu sanırım.Uzak kalınca cümleler tıkanıp kalıyor boğazımda. Güzel kalpli arkadaşım böyle senin yorumunu okuyunca ne iyi hissediyorum kendimi ben :)
Anlaşılmak duygusu bu kadar güzelleştirebilirmiş insanı; aynaya bakınca fark ettim :)
İçten ettiğin dualarınla her an daha iyi olduğumu hissediyorum. Daha mutlu ve daha bir barışık hayatla.
Diyorum ki; bir gün sorgusuz sualsiz zaman bulamadan çekip gidersem ya da gitmek zorunda kalırsam nerde olursam olayım gönül sesimi duyanlar olacak benim.
Onu düşününce değme keyfime.
Selam ve dua ile.(her zaman tabiki de...)
Sevgimle.
Gülüm Çamlısoy
Bize düşen sadece paylaşmak arkadaşım hem de olabildiğicne paylaşmak: Hem yazdıklarımızı hem sevgimizi hem hayatı olabildiği kadar tabii ki de yüce Allah'ın izniyle.
Şu an, yarın ve hep.
Hep keyfin yerinde olsun canım arkadaşım. eğer ki birbirimizi duyabiliyorsak demek ki düşünce gücü ve maneviyat eşsiz ve sonsuz.
Ne çok şey var farkında olmadığımız. Bu da Allah'ın bir hikmeti işte. bizim bilmediklerimiz ve O'nun takdiri.
sevgimlesin canım hep, hep, hep. Çünkü sevebilmek o kadar güzel ve kolay ki. Ne dilerdim biliyor musun Nuray: Keşke tüm insanlık, yakınımızdakiler olsun uzağımızdakiler, eğer ki gerçek manada sevebilseydi daha yaşanılır bir yer olurdu dünya.
yine de şükürler olsun. Biz de elimizdekilerin ve gönlümüze düşenlerin kıymetini biliriz.
mutlu kal, iyi kal, sevgiyle kal canım.
Bana göre,
ağır bir yazı olmuş.
Yorgun bir günün,
yalnız ve mahzun saatlerinde,
bu tür çalışmaları çok sindiremiyor aklım, duygularım.
Bazen,
insanları yeterince anlayamamaktan can sıkıntılarına düşüyorum.
Şiir okumayı da sevmiyorum bu yüzden.
Yaş kemale erdi ya,
çabuk mu yoruluyoruz nedir?
Ya da,
çabuk mu teslim oluyoruz?
Sihirli Kalem
Yorgunluğum da hüznüm de yansımış ve yansıtmışım.
Bazen ben de anlama güçlüğü çeksem de hiç yormuyorum kendimi, nasıl anlatmak isterse şiir ya da algılarsam ilk haliyle öyle kalsın diyorum.
Sonra işte...
Ne güzeldir gelişiniz,yorum bırakışınız.Ve hüznüme ortak oluşunuz.
Şuanki tebessümüm de yorgunluğunuzu,hüznünüzü bilesin güzel insan.
güzel günlere,
saygıyla...
Ve Sihrinle geldin yine.
Kalemini, kaleminden damlayanları özlemişim bak.
Nasıl güzel bir dile geliştir bu.
Sitemin de, öfken de, çekip gitmelerin de sessizliğin kadar ağır, gizemli.
Her şey bir kenara şunu çok iyi biliyorum hayatta iyi ya da kötü ne yaşamış olursak olalım nefes aldığımız sürece yaşayacak olduklarımız yaşattıklarımız olacak aslında. Bunun içindir ki hayıflanmalar, kırgınlıklar önemsiz.Tıpkı sitemlerini ve korkularını önemsizleştirdiğin gibi.
Senin gibi yazmış olsaydım,kalemim o kadar güçlü olsaydı benim de bağırıp çağırmaktan çok kalp kırmaktan ziyade sadece yazardım.
O ne güzel dile getiriştir. Kalemini tutan elinden güç kesilmesin,aldığın nefes her gün daha da güçlü kılsın seni.
Uzaklaşma çok, kendini hep hatırlat.Zaten unutulmuyorsun da. Kalbin asla ve asla masumiyetini yitirmesin.
Yaz ve hep yaz lütfen.
Sağlığın ve varlığın; hep olsunlar.
Sevgilerimle...
Sihirli Kalem
Çok yoruluyorum aslında yorgunluğumdan, kalkacak halim bile kalmıyor bazen.
Her neyse.
Şimdi iyi ki yorumunu görmüşüm. Çünkü bu yazı biraz kötü bir zamana denk geldi. Sabah saatlerinde gün henüz yeni doğmuşken,hastanenin bahçesinde yazdım.
Mahzun ve yorgun insanlar.
Çoğu da yaşamaktan ümidini kesmiş.
Gri gözbebekleri.
Ama tebessüm doldurdun gelişinle içime.
Ben uzaklaşsam da sen unutma...
Sevgimle...
Satır arası
olmaz,Nuray uzun bir sure yazmaktan,yazdıklarından,kendinden mahrum edemez bizi.
Okurken anlamıştım zaten bu yazı farklı bir yerde yazıldı,hüzün yorgunluk var burda.
Ama Nuray'cım her şeyden önce güçlü bir genç kız var içinde.
iyi ki varsın.
Beyaz bir nefesi siyah bir yüz üzerinde hissettirmek,acı bir çığlığı kahkahalarla düşürmek,yazmak !
Bir veda ,uyuşuk bir bedenin ruhuna sanki...Boğulduğumuz anlara, zamanı şahit tuttuğumuzda başını eğen bir gün,utanan bir güneş ve son vedasını dilinden düşürmeye çalışan dilimiz !
Veda !
Elveda uğruna Kafdağı’nı ve ardında günahlarımı her gece koynuna taşıyan anka ! Elveda ... O ! Gözlerinde sonsuz bir iç. Bir feryadı boynuma, biten bir aşkı son sigarama tütün saran! Ve o son duman ! İçimde sonsuza kadar zindan.Oysa sen bana Mecnun’dan kalma.
Elveda...Cümle ! İçine sığdıramadığım aşkı ve utangaçlığım. Her söz bitişinde; duygum ! Brütüs misali...Kapıda bir kaç fedai, yavaş ve lütfen ! Usul usul...Veletin evinden kaçış saati...
Elveda buğu sese...Sesin sahibini taşıyan adımlar, aşikar.Bu son, kaçıncı kez? Ardını saymadan,ayak izlerime değmeden gelen aklım . Duygularım ! Varsın ağlasın.Gelmesin ! Bir gece, Binbir Gece masalına inansın. Ben mutsuz ve umutsuz, ya sen ? Duygu(m) veda bu ! Oysa düş, senin masalında.Gerçek ! Avuçlarını dolduran yaşlarım ve senin gözlerinde kalan çığlığım..Beni istila eden; savaş meydanlarında defalarca yenen,yine sen yine sen.Seni benden çalan sözler,herkesin eber ettiği suçlu şiirler.Bende mahrem kalanlar,sende azat(mış) !
Elveda şiir ! Meydan öyle bir an’ ki,üzerinde sadece ruhu,çırılçıplak ! Etrafını saran kafiyesiz bir yığın yılan.Üstte gök-kubbe,çıplak neyi varsa elleriyle örtüyor;yılan ısırmasın diye.Tan vakti ,şiir çıplak yıkansın ;içimden yağan yağmur, suçlu kim varsa onu kana bulasın...
Bir veda da kendime ! Bedenimi yırtıyorum yavaş yavaş ki ;ruhum kurtulsun.Kalbim ağır bir sonbaharda kalmış.Dökülen yaprakların altında,aşk son mektubunu hazırlıyormuş.Kış o kadar soğuk ve acımasız ki, ölüm uykusunu sessizce mürekkepsiz yazıyormuş.
Bu son veda herkese ! Veda son olunca; söz hemen dilimi yaktı.Aklım dilimi her köşebaşında, bir duyguya sattı.İnsan kendini aldatınca,dizlerim yere,yüzü semaya dayandı.Avuçlarımı havaya kaldırınca; Tanrım ! Ruhum o kadar yoruldu ki ,bütün delillerim EdebiyatDefteri’nde saklı.Giz ben’i gıdıkladıkça sır ,daima özgürlük için dilin peşinde olacakmış. Ya kulaklar sağır kalacak,ya da akıl savaş meydanına inmeden kula değil;sadece tanrıya el-divan olacak !
Saygılar,Sevgiler
Sihirli Kalem
Ne güzel geldi kalemin.
Durup durup okudum sadece.
İyi ki yazdın dost kalem,
yorumunla-eşsiz- renk kattın....
güzel günlere,
sevgimle.