- 422 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
HACETTEPELİYİM(!)
ÜNİVERSİTELİ OLMAK BU MUYDU? ÜNİVERSİTE BU MU OLMALIYDI?
İlkokul 1.sınıfta henüz 6-7 yaşlarımızdayken başlandı sırtımıza ağır çantalar takılmaya, okutup büyük adam(!) etmek umuduyla sürekli oku denildi. İlkokul bitti, ortaokul da ardından lise ve lise 3.sınıfta bir maratona itildik beynimize dayatılan yaptırımlarla. “İyi bir üniversitenin popüler bir bölümünü kazan” dendi. İlgilerimiz, yeteneklerimiz hatta kişiliğimiz yok sayıldı çoğu zaman, toplum vardı hani her şeyin doğrusunu bilen(!) toplum, elalem vardı bizi bizden daha iyi tanıyan ve bizim adımıza kararlar veren…Çok azımız belki de direnebildik bunlara ki şanslı kemsimizdi onlar. Sonuçta geldik büyük adam, büyük kadın ya da büyük insan olmaya. Üniversite yaşamına dair beklentilerimiz ve hayallerimiz vardı gerek mesleki, gerek sosyal olarak. Okumaktan zarar gelmez dendi; ancak yıllarca bir çok siyasi düşünce kitapları yasaklandı, gizli okundu kuytu köşelerde. Oku denildi ancak düşünme, düşünürsen tehlikeli olursun çünkü o zaman anlarsın beynine dayattığımız yaptırımların senin değil kendimiz için olduğunu denildi belki de, aman sakın bu konuda bir yerde konuşma denildi. Adımımızı attık mı bir kere üniversitenin kapısından içeri gerisi kolaydı, öyle denildi. Şatafatlı broşürler verildi elimize üniversiteyi tanıtan, üniversitenin misyon ve vizyonları vardı. Dayanışma, paylaşma, adalet gibi değerleri vardı. Eğitim vardı. Çok fazla üniversite gezip yaşantı deneyimim olmadı ancak bildiğim bir şey vardı üniversite değilmiş beni eğiten benim eğitimimmiş üniversiteyi anlamlı kılan. Peki bu eğitim nasıl olmalı? Beni eğitimli, üniversiteyi ise anlamlı kılan nedir?
Hacettepe Üniversitesi Türkiye genelinde diğer üniversiteler ile kıyaslandığında eğitim-öğretim açısından ilk sıralarda yer alan bir üniversite olarak görülmektedir. Bunu belirleyen ölçütler nelerdir peki? Akademik kadrosu, öğrencilerinin nitelikleri ve başarısı mıdır? Ben Hacettepe Üniversitesi’ni süslü bir kutu içine gizlenmiş bir nesne olarak görmekteyim. Öğrencinin değerli olduğu görüşünün sadece sözde olduğuna inanmaktayım.
Madem öğrenciler değerli neden öğrenciyi ilgilendiren kararlar öğrencinin ihtiyaçları yok sayılarak verilmektedir? Beytepe gibi şehre uzak bir kampüste verilen dersler sabah 8:30 da başlamaktadır. Madem dersleri iyi öğrenmemiz gerekmekte o zaman derse adapte olabilmek için öncelikle temel ihtiyaçlarımızın karşılanması göz önünde bulundurulmalıdır. Kahvaltı yapmadan ve üniversiteye ulaşım sağlamak için bindiğimiz servislerde, egolarda, dolmuşlarda nesne gibi üst üste yığılarak okula gelip derse girmek midir eğitim- öğretim? Ya da 15 dakikalık ders aralarında çayımızı, kahvemizi vb… almak için binanın dışına çıkmak zorunda kalmak mıdır? Ya da kış mevsiminde kendini bile ısıtmayan, kalın betonların altına gizlenmiş kalorifer peteklerinin bulunduğu, oksijenin bile idareli kullanıldığı sınıflarda ders görmek midir eğitim- öğretim? fiziksel engelli öğrencileri eğitime kabul edip, engelli öğrencilerin ihtiyaçlarına yüzde sıfır düzeyde cevap vermek midir eğitim-öğretim? her binanın kapısına en az 2-3 tane güvenlik görevlisi dikip öğrenciyi güvenilmeyecek biri olarak görmek midir? Neden öğrenciden bu kadar korkulmaktadır eğer birçok şey öğrenci için yapılmaktaysa üniversitede? Ekonomik durumu iyi olmayan öğrencilere ne düzeyde destek vermektedir üniversite gösterişli cafelerdeki yemek fiyatlarını denetlemezken ve eğitim gördüğümüz binalardaki kantinleri kapatırken?
“şimdi okullu/üniversiteli olduk,
sınıflara, servislere, dolmuşlara, egolara tıkabasa doldurulduk,
değersiziz hepimiz,
yaşasın mı insanlığımız?”!
YORUMLAR
artık bende yazıyorum.Aklıma ne gelirse neyden şikayetçiysem ve ne zaman bu ülkenin vatandaşı olduğumdan şüphedeysem açıyorum başbakanlığın iletişim sayfasını herşeyi yazıyorum.önce cevap vermezler diye düşündüm ya veriyorlar.En azından bunu yapabiliyorlar.Doğu nun bir köyünde yaşayan bir ailenin mektubu üzerine o soğuk kış aylarında evine kadar gönderilen bu devletin adamları keşke okumuş tahsilli bilgili meslek sahibi insanlarada en azından bir telefon edebilse derdini dinleyebilse.teknoloji ile yapılan başvurular ve alınan cevaplar çok mekanik değil mi?her ne kadar cevap verilse de ben de bu köydeki aile gibi önemsendiğimi insan olduğumu bu ülkenin vatandaşı olduğumu canlı bir bakış ve duyabileceğim bir ses ile hissetmek istiyorum.sende yaz.