ÖZÜR DİLERİM YAĞMUR…
İçimdeki o sancı o kadar kuvvetli ki.
İçim sızlıyor acı acı. Yüzüm bulanık. Ağlayamıyorum da.
Biraz dışarı çıkayım…
Ah yağmurlu günler ahh…
Yazacak hiçbir şeyim yok gibi ama anlatılacak onca şey…
Bile bile gitmek acıtıyor. Her şeyi bilerek, isteyerek bırakmak. Şiir yazmaya başlayınca ikinci kıtanın yarısında kalmak gibi… Sonra günlerce şiirin yarısını aramak…
Mevsimlerden sonbahar…
Aylardan Eylül…
Bir Sonbahar parkı. Oturdum bir ağacın altına. Kimse yok parkta. Akşam olmak üzere. Hafif bir rüzgâr dokunuyor tenime. Onun dokunuşunu hatırlatıyor. Karşımda ise kocaman bir ağaç. Yarısı sarı yarısı yeşil… İzliyorum. Kokunu hissettim bir an. Yağmurdu bu. Yağmur yağıyordu. Kafamı kaldırdım, yukarıya baktım, gözlerimi kapattım sonra. Bir damla değdi dudağıma.
Bir damla daha…
Gözlerimden elime düşen…
Baştan izledim her şeyi… En baştan. İzledikçe mahvoldum. İzledikçe daha çok sevdim. İzledikçe “iyi ki” dedim. Ve bin kere “Keşke…”
Özür dilerim.
Hak etmedin ki sen.
Ben bizi izlerken yanımda birinin olduğunu fark ettim.
“Gökyüzü senin yerine ağlar, bak ağlıyor da zaten. Hem de hıçkırarak ağlıyor duymuyor musun? Senin böyle hüngür hüngür ağlamana gerek yok. Bırak kendini yağmura… Yağmur getirsin…”
Dedi.
“Yağmur getirmedi ki. Yağmur beni de benden alıp, onu da götürdü. Gökyüzüne bu isyanım. Bırak da ben hıçkırarak ağlayayım. Konuşayım yağmurla, gökyüzüyle, belki geri verir…”
Ellerim titriyor. Saçlarım sırılsıklam. İhtiyacım var. Çok ihtiyacım var…
Kucağıma bir yaprak düştü sonra. Bir yanı yeşil bir yanı sarı ve kurumuş.
Birde yaprak için ağladım. Yazık ona. Bir yanı canlı bir yanı cansız.
Benim gibi…
Bir yanım bile bile yarım bıraktı…
Bir yanım ise tam…
Ne yapmalı şimdi bu ağaca? Niye bıraktı yaprağını…
Onunla yaşayacağını bildiği halde niye vazgeçti ki…
Gökyüzünün sesi miydi bırakmasının sebebi?
Bahane üretme bana Ağaç!
İstesen onu sıkı sıkı tutardın.
Yağmur durmuştu.
Sonra yanımdakinin ağladığını fark ettim.
“ Yağmur durdu onun yerine ağlıyorum bende…”
Dedi.
Şaşkınım.
Yağmur yağsa ağlatır. Yağmur yağmasa ağlatır.
Yağmurrr!!
Yapmadığın şeyleri yapsana mesela.
O kayıp haritayı getir bize. Kalbime göstereceğim. Artık yormasın beni. Üzmesin kimseyi…
“Sen susarak ağlamıştın yağmur yağarken. Gözyaşı akıtmadan. Bırakmıştın yağmura kendini. Yağmur sevmişti seni. Ağlama onun yerine…”
Söylediğime karşılık;
“Geri getirecek inan bana. Yağmura olmasın bu isyanın. Küsmesin sana.
Hoşça kal! “
Demişti. O tanımadığım adam.
Özür dilerim yağmur…
Hava karanlıktı artık. Kalktım oturduğum yerden. Yürüdüm, yürüdüm. Yürürken seni anlattı yine o şarkı. O tavırlarını anımsattı.
Ha bu arada gözlerim yine sana çalışıyordu, sen olmadan.
Gözlerim;
Gözlerini gösterdi…
O bakışlarını…
Aklım, kalbim, gözlerim, ellerim belki de hepsi senin içindi.
Hepsi sendi…
Bizdi…
KÜBRA GÖK
3 Eylül/2014
YORUMLAR
duyarlı bir yürek ve eşliğinde o naif kalem.
akabinde süzülen satırlar nazlı nazlı. okumanın tadına burada varılıyor duygu yüklü bir anlatımın eşliğinde.
sevgili Kübra, kutlarım mevsime yakışan yazını belki de çoğumuzun hissettiklerinin bir özetidir.
yürek dolusu sevgimle canım.
Kalemin daim olsun...