- 517 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
'Kırık Camlar Gecesi'
Gözlük arkasındaki günlerimiz kalmadı ne yazık ki
Belki sonunun varacağı yerden kaçtık erken vakit
Belki de;
Yorgunluğun üzerine paspas çekip
Eros’un yeni yüzleriyle selamlaşmaya yetindik...
’Kırık Camlar Gecesi’
Auschwitz’in kapılarının içinde bir Guido olmadık
Tekilliğimizin geleceğinde kurulan hayallerimizde
Kötü reklamların parmağımıza yüzük takmasını da istemezdik zaten
Adlarını hatırladıklarımız olmuştur , kır saçları toplamadan anılarınızı
Ya yeryüzünün bir saksı dükkanında yeşertecek
Ya da semadan silecek;
Bulutsuzluk özlemleriyle
Yağmuru peygahlayan gözlerinizden
Dillerin son eserini ağzınızdan kopararak
Kadim bir uygarlığın çöküşüne damla damla son verecek anılar...
Karnını kurcalayan mahalle parkının son sağlam salıncağı
Ellerini bıraktığın son zincirin halkasından düğümlenmiş
Hafif aşağıya doğru burnunun dikene yol alırken
Serkeş eşkiyaların uyandığı köprü altı tren raylarında kendisini
Son yolculuğuna iterek
Beş parmak sağ sol depremine kurban etmiş bir kadın...
Hikayesi satılık bu kadının sigara dumanı kokan parmakları
Erkeğinin onu her aldatışında mektubuna defalarca
’Seni sevmiyorum’ yazacak kalemini idam ederek
Son acıma orkestrasının hüzün tınısının aflara soyunduğu an
Kefaretiyle küfürlük hayata geri dönücek adam...
Kimbilir nerede hıncını aldı da akrep yelkovanın
Yakaladıkça zehirledi,
Burnu kanıyan aşkların seyehat biletlerini...
Vakti geçiyor
Ya o olmasaydı dediğin aşkın son günüyse şayet…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.