- 2212 Okunma
- 11 Yorum
- 2 Beğeni
TOMRUK İLE KOFANA 1
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Makbule ile Rıza yine bir günün sonuna gelmiş ve taş gibi yatıp kuş gibi uyanmak için çift bazalı çift yataklı eni Makbulenin boyu kadar olan (Makbule kısa boylu olduğundan yatak çok geniş sanmayın) ancak sığıyorlardı 1.60 genişliğindeki yatağa yatmışlardı. Rıza karısıyla birşeyler yapmak için karısından rıza almaya çalışıyordu. İşveli bir sesle
-Hayatıııım
Makbule Rızayı kızdırmak ve gıcıklık olsun diye
-HIIIII
-Hayatııım
-HEEEE
-Canııııım
-HÖÖÖÖÖ
-Çüüüüş öküz, insan biraz kibar olur ne o öyle böğürür gibi HÖÖ
-Kıratın yanında duran at olur öküzün yanında duran da öküz olur ne bekliyodun ki.
Rıza’nın bütün şevki kaçmıştı ve karısının rızasını almak için kibar olmaya veya yalakalık yapmaya gerek yoktu. Birden zil sesi kulağına geldi.
-Git kapıya bak bu saatte kim bu münasebetsiz.
-Erkek olan sensin erkeğe benzer bir tarafında yok ama neyse git sen bak hem zil falanda çalmıyor. Senin o koca işkembenden ses geliyordur.
Rıza elini işkembesine pardon midesine götürdü gerçektende çanlar yemek için çalıyordu midesindeki zil sesi çana dönmüştü. Bişeyler yemezse işkembesinde pardon midesinde davullar çalacak hatta kös çalmaya başlayacaktı. Rıza’nın çok acil yemek yemesi gerekiyordu. Tembel olmasa mutfağa gidip kendine iki yumurta kırıp karnını doyururdu ama tembeldi işte. Rızaya kalsa tembellikten çocuk falan yapmazdı Allah dan Makbule hamarat kadındı da iki çocukları vardı. Bişeyler yemeden midede ki sesten kurtulacağı yoktu.
-Canııım. Karnım çok aç sanki midemde Mehteran takımı iki ileri bir geri yürüyor. Bütün ihtişamıyla Ceddin dede Nesrin babayı çalıyorlar bir şey yemezsem bende ceddimizdeki dedelerden biri olacam. Bana iki yumurta yapsan nasılda makbule geçer.
-Valla kim geçerse geçsin ama ben geçmem ona göre. Hem bütün gün televizyon karşısından kalKmayan sensin günde iki yumurta yumurtlamışsındır git sen yap. Aç kalmakla ceddin dedelere karışacaksan bir daha sana yemek falan yok.
Makbule yanındaki tomruğun açıım, açııım diye höngürdemelerine katlanamayıp kalktı kabuklarıyla birlikte iki yumurtayı çırptı, masaya bir bardak ılık süt koydu. Camış büyüyp manda olacaktı. Gerçe daha nekadar büyüyebilir diye düşündü. Gözünün önünde canlanan yaratıktan korktu, midesi bulandı ve ellerini havaya kaldırıp dua etti.
-Allahım sen beni tomruktan camıştan, öküzden koru.
Rıza tavada kabuklarıyla pişmiş yumurtayı görünce
-Ne bu insan kabuklarını ayırır kabuklu yumurtamı yicem.
-Vitamini kabuğunda, zaafiyet geçircen vitamin alasın diye yaptım.
-Bilmiş ol hiç makbule geçmedi MAKBULE.
-Ne geçerse geçsin umurumda değil vız gelir tırıs geçer.
Makbule boyu kadar eni olan ikiz yatağına kendini attı içindeki yaylar gıcırdadı. Hayel kururyordu. Şöyle Behlül gibi yakışıklı ve genç, Adnan Bey gibi anlayışlı ve zengin bir kocası olsa ne güzel olurdu. Bihterden ne eksiği var, hatta Bihteri ikiye katlarım. Boypos , endam bende.Bihter de, bende balık etliyim. Bihter zargana bende kofana olabilirim sonuçta ikisinde balık cinsi önemli mi sanki diye aklından geçirdi.
Behül gibi yakışıklı, Adnan gibi karizmatik, zengin , anlayışlı kocasınla mehtap da yürür, Güneşin doğuşunu birbirilerine sarılarak izleyebilirlerdi. Birlikte şemsiye almadan ahmak ıslatan yağmurun altında yürürlerdi. Varsın arkalarından ahmak diye gülsünler önemli olan Makbulenin mutluluğuydu.
Gergedan geğirmesi, öküz öğürmesi karışımı bir ses duydu. Ses gitgide yaklaşıyordu. Biran Allahım evimde belgeselmi çekiliyor. Afrika ormanlarına mı döndü evim diye düşündü. Ormana dönmesede ormandan kaçan bir öküz odanın kapısında belirdi. Kendisinden önce sesi geliyor, kafasından önce göbeği arzı endam ediyordu. Kocasına baktı adı Rızaydı ama bu kadere nasıl rıza olmuştu kendisine kızdı. Zoraki gülümseme ile kocasına baktı sonra hayalindeki Behlül,Adnan Bey karışımı kocayı düşündü. ‘’Allahım işine karışmak mı haşa’’ dedi. Sonra belki kalıpta kalın ruhda ince bir kocaya çevirebilirim Rıza’yı diye düşündü.
Yatağın içte ikisini ona ayırıp kenera kaydı. Rıza dişlerinde kalan son yumurta kabuklarınıda çıkarıp yuttuktan sonra yatağına yattı ve son gergedan geğirmesini de yaptı. Karnı doymuştu uyuyabilirdi artık. Makbule kocasına sarılıp
-Hayatım dışarda Mehtap var.
Çıkıp yürüyelim mi demeye kalmadan. Rıza yatağın yayları poposuna batmışçasına yataktan fırladı.
-Nerde nerde Mehtap
Diyerek pencereye koştu perdenin arkasından yolu dikizlemeye başladı. Görünürde Mehtap falan yoktu.
-Ben sana diyorum Mualla’nın kızı Mehtap doğru ayakkabı değil. Gecenin bu vakti evine yeni geliyordur. Her gece başka başka arabalarla değişik adamlar bırakıyor. Güzel kız yazık ediyor güzelliğine, benim gibi helal süt emmiş birini bulsada senin gibi mutlu olsa
-Tomruksun valla Rıza oyulmamaış, kalas bile olamamış tomruksun. Sana dışarda ayışığı var, mehtap var yürüyelim romantik anlar yaşayalım biraz diyorum. Sen O… Mehtap zannedip öküz bedeninden ceylan cıkmışçasına yataktan fırlayıp pencereye Mehtap’ı dikizlemeye gidiyorsun. Tabi senin gibi helal mi bilemem ama annesini 10 yaşına kadar emmiş bir öküzle evlensin. Benim gibide mutluluk sarhoşu olsun öylemi? O kız ben gibi salak mı?
-Haa sen o mehtabımı diyorsun. Gecenin bu vakti dışarımı çıkılır. Romantik olcaz diye kapkaççıya, tinerciye bir yerlerimizi mi çizdirelim. Boşver yat ne romantiği sen romantik bir film izle aynı şeye gelir.
- Senin gibi öküze kimin gücü yeterde saldırmaya cesaret edebilir, hayatım. Hadi biraz dışarı çıkalım elele yürüyelim. Sonra aşıklar tepesine çıkıp güneşi doğuralım.
-Sen ebe misin? Güneşi niye sen doğurtuyon. Güneş kendi kendine doğamıyor mu? Bak hayatım güneşi doğurtucam diye uğraşma kendini yorma, o bu işi kaptı artık her sabah yardımsız doğuyor. Nene gerek doğurtucam diye ortadan koparırsın falan, elinden düşürürsün sakarsın. Dünyayı güneşsiz bırakma, güneşe ihtiyacımız var. Allahın dengesini bozma. Yat uyu benimde dengemi bozacaksın yoksa.
Makbule öfkeyle arkasını döndü. Bildiği bütün küfürleri içinden sıraladı. Bu adamdan bi mok olmaz en iyisimi uyumak dedi ve rüyalar alemine daldı.
YORUMLAR
üstadım çok harika bir yazı okudukca okuyasın geldi!! Tebrik eder başarını devamın dilerim...Oldukca güzel mizahi bir dille yazmışınız...
Ne yapsın gariban Makbule?
Keresteci dükkanına yolu düşmüş bir kere.
Becerebildiğince, gücü ve kabiliyeti yettiğince yontacak artık keresteleri.
Artık, ne kadar yola getirebilirse...
Düşünüyorum da,
biz erkekler olarak,
ne kadar iyimser olursak olalım,
her birimizde az buçuk kalaslık mevcut galiba.
İnsan, dört dörtlük olamıyor.
Bir tarafında kalaslık kalıyor daima.
Hoş bir çalışma.
Dinlendirici...
Yormuyor insanı.
Eray hanım merhabalar
Uzun zamandır yazılarınızdan uzak kalmıştık esprili yazınızla gülümsettiniz bizleri.
Yazınızla ilgili şunu söyleye bilirim ki gelecekte Sami hocanın mizah yazılarıyla boy ölçüşecek yazıların fragmanı niteliğinde.
Makbule de oldukça gırgır bir kadın romantizm zamanlaması hayli enteresan))
Güzel ve eğlenceli yazıydı kutlarım
Kaleminize gönlünüze sağlık
Saygı selamlarımla.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Bakalım devamı nasıl gelecek aklımdaolanlar yazıya dökmek istiyorum ama başka şeyler aklıma geliyor bakalım nasıl gelişecek
Çok teşekkürler
makbule, kabul edilmiş demek; rıza da razı olunmuş demek. bence bu iki karakter birbirine benziyor. ama yine de kadınlar mehtaptan vazgeçmiyor.)) tebrikler
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Bakalım devamı nasıl gelecek aklımdaolanlar yazıya dökmek istiyorum ama başka şeyler aklıma geliyor bakalım nasıl gelişecek
Çok teşekkürler