İNSAN DOĞANIN EN APTAL VARLIĞIDIR
DENEME, bir yazı türü olarak, YAZARIN BİR KONU HAKKINDAKİ ÖZGÜN FİKİRLERİNİ YAZDIĞI YAZILARA denir. Yani, bu yazılar, makale, araştırma, inceleme yazıları gibi ‘kaynakça’ belirtmeyi gerektirmez ve yazının içeriği yazarın kendini bağlar. Amaç, okuru özgün fikirlerimizle etkilemek ve ikna etmektir. Bunun faydası ufkumuzu genişletmesi ve alternatif düşüncelerle beynimize jimnastik yaptırmasıdır.
ONDAN SONRA;
Aptallık, zeka kıtlığını değil, iç güdülerin kıtlığını tanımlayan bir sözcüktür. Zekası gelişkin olmayan insanlara ‘geri zekalı’ denilir. Bir çeşit muhakeme/kavrama güçlüğünü ifade eder. İç güdüleri gelişmemiş insanlara, ‘aptal’ denilir. Bir çeşit davranış/eylem bozukluğunu ifade eder.
Aptallık, hayvanlar alemi için de söz konusudur. Vahşi doğada iç güdüleri gelişkin hayvanların, iç güdüleri az gelişmiş hayvanlara nispeten daha iyi beslenebilmeleri, korunabilmeleri, vs söz konusudur.
İnsanoğlu, zekasını geliştirici pek çok işlevi kullanarak, eğitimini, görgüsünü, vs. arttırmayı başarmış, bu yolla dünyanın hakimi olmuştur.
İçgüdüler de zeka gibi geliştirilebilinir mi?
Zekâ geliştirilebiliniyorsa, onlar da neden geliştirilemesin?
İnsanlar, zeki varlık olmanın yeterli olduğuna inanarak, iç güdülerini geliştirecek hiçbir yöntemi icat etmemiş, onları Allah (cc)’ın bahşettiği kadarıyla kullana gelmişlerdir.
Doğadaki tüm canlılar ise evrim sürecinde geliştirdikleri iç güdüleri sayesinde, hakim varlıkların yaşam haklarını ellerinden almak istemelerine rağmen hayata tutunabilmişlerdir.
Herhangi bir insanın zekasını alıp doğaya koyverin, açlıktan susuzluktan, korunmasızlıktan dolayı ölür.
İnsan dışındaki tüm canlılar iç güdüleri sayesinde yaşamlarını sürdürebilirken, hiçbir “zekası olmayan’ insan, bunu beceremez; çünkü insanlar doğanın en aptal (yani içgüdüleri en zayıf) yaratıklarıdırlar.
Ondan Sonra;Aziz Nesin, Türk halkının yüzde altmışı ‘aptal’dır, demişti.
Külliyen yanlış bir söz!
İnsanoğlunun tamamı aptaldır. Oransal olarak bazısı az, bazısı çok, ama hepsi az çok aptaldır.
Merhum bu sözü söylediğinde kızılca kıyamet koparıldı da, o da bu sözü söylemekteki maksadını, Türk toplumunun muhakeme gücünden yoksun güdülme içgüdüsüyle bağdaştırmaya çalıştı. Osmanlı sürecinde ‘tebaa’ ve ‘cemaat’ olmaya alıştırılmış halkın yüzde altmışının halen aynı alışkanlığa bağımlılığı sürdürdüğünü söylüyordu. Oysa, aptal olmayan insan güdülme içgüdüsüyle değil, muhakeme gücünü kullanarak en ideal olanı tespit etmeli ve onu talep etmeli, diyordu.
Muhakeme gücü bulunmayan/zayıf olan bir insana ‘aptal’ denilemez. Zeka testlerinin muhakeme gücümüzü ölçmek üzere kurgulandıklarını unutmayın.
Zeka testinden çakan insanlar ‘aptal’ değil, ‘geri zekalı’ dır.
O halde Aziz Nesin, insanların ve tabii ki,Türk Halkının tamamı ‘aptaldır’, demeliydi. Hata etmiş!
Başbakanın g..ünün kılıyım, demek, doğrudan muhakeme gücüyle ilgili bir geri zekalılıktır. Türk toplumunun geri zekalılık oranı, şimdilik g.. kıllarının oranıyla sınırlı tutulabilir. Bu da toplumun yüzde c34 üne tekabül etmektedir. Yoksa, yüzde 52 nokta sekizine mi?
-
İNSAN DOĞANIN EN APTAL VARLIĞIDIR Yazısına Yorum Yap
" İNSAN DOĞANIN EN APTAL VARLIĞIDIR" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
31 Ağustos 2014 Pazar 01:29:11
Aptallığına tarih yazmayı ihmal etmeyen akıl, us durumunu genelde böyle söylemlerde geçer. Kendini en lerle ifade eden insan, en iyininde en kötününde efendisi bu durumda. Efendisinin yemek artığıyla hayatını sürdüren insan, sahip olduğu aklına ancak uyanınca fark eder...
Fark etmek, görmek kadar muazzam olmasa da ,akıl us durumunu hala korumakta.... Yetkinlik hala aptalları idare edenlerde. Ya da aptallığı yaşamak isteyenlerde.
Saygılar