Bir insana iki türlü bilgi nasip olur : biri, başkaları tarafından verilen, diğeri ve en önemlisi ise, kendi kendine kazanılandır. -- gibbon
Kemnur
Kemnur
@kemnur

FALLAR YALAN SÖYLEMEZ

29 Ağustos 2014 Cuma
Yorum

FALLAR YALAN SÖYLEMEZ

3

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

876

Okunma

FALLAR YALAN SÖYLEMEZ

FALLAR YALAN SÖYLEMEZ


"Bir ülkenin geleceği, o ülke insanlarının göreceği eğitime bağlıdır." Albert Einstein
ONDAN SONRA;

Taksim anıtının dibinde, demir parmaklıklara oturuyorum. İstanbul’u yeni öğrenen her yabancı kadar şapşalım. Gün güzel başlamalı benim için, dudağımda gene gülümsemeler belirmeli, kendi özüme dönmeliyim, benliğimi bulmalıyım. Kavuşmalıyım sevdiceğime, gözlerinden gönlüne akmalı, göz yaşlarında boğulmalıyım.
Bakla falına bakayım mı, diye geliyor kadın. Bak, diyorum. Ortalığa saçtığıyla topladığı bir oluyor baklaları. Bakmıyor, vaz geçtim, diyerek.
Gönlü kör olasıca! Kötü bir şey görmüş olmalı. Fallar yalan söylemez.
Ölüm uykusu çok derin. Keşke annemle vedalaşabilseydim.
Ayine davet etti cümle müntehir; sesimin çirkin olduğu gerekçesiyle itibar etmedim. Davete itibar gerekti ya, ben müntehir değildim.
Biber gazı sıkmaları, tazyikli su sıkmaları, dayak atmaları ve tabii ki, öldürmeleri şebeklerin tekâmül etmişine tanınmış haklar. Çocuklar öldürülmediğinde ‘gezi parkları’ güzelleşecek. İçimdeki telaş, ölümlere direnişim. Hani, ölmesin çocuklar, diye...
Günbatımında haylazlığımdan saklanan rengarenk misketlerimle doldurdum kefenimin ceplerini. Çokluk somurtkan çocuklar geldi karşılamağa. Yüzünde gözlerim, kaybolmuş bir çocuğum ağlamakta. Kırkikindi inince karanlığa arınmadan pustular koynumda. Tüm sabiler toza, çamura bulanmış. Üşürler güneşsizlikle. Gerçi şampuanımız da yok. Güzlek damlaları misketlerimi kırdı. Al bedenini git dediler cennete.
"Bedenler için cennete daha var. Çürüyen organlarımı onarmayı beklemeli."
"Onarım yok! Az önce vasiyetnameni buldular cüzdanından. Beyin ölümüm gerçekleştiğinde, vücudumdaki tüm organları, ihtiyaç duyanlar için kullanınız. Bedenimden arta kalanı da, TIP Öğrencileri için kadavra olarak kullanınız. En sonunda da belediyenin görevlendirdiği bir imam ile birkaç işçi, ceset torbasıyla, öylece,baştan savma atıverecek beni ’çaresiz ruhlar mezarlığında’
bir çukura;
bir mezar taşına şunları yazarak:
— kimin nesiydi, kimdi?
ot geldi, ot gibi gitti,
sittiripoktan bir yaşam tüketti,
bir çuval inciri pok etti…─,
diye yazmışsın. Vasiyetnamenin gereği yapılacak."
"İyi ama, şu anda düşünebiliyorum hala, beyin ölümüm gerçekleşmemiş henüz..."
"Gerçekleşecek. Az kaldı..."
"Beni vuran polisi ne yaptılar? Tutukladılar mı?"
"Hayır. Başbakan onu bu günün kahraman ilan etti."

Ondan Sonra;
Gazeteler bu olayla ilgili bir şeyler yazdı.
Prof. Dr. Kalayoğlu: "10 bin kişiyi gözlemledim, beyin ölümü gerçekleşen hiç kimse iyileşmedi"
Baba: "Bir insanın tıbben beyni ölüyorsa, yaşaması imkansız. Toplumumuzda organ nakli yetersiz. Bu konuda duyarsızlık var. Oysa bizim milletimiz çok yardımsever. Verdiğimiz kararın meyvesini hemen topladık. Şu anda acı ile sevinci bir arada yaşıyorum. Oğluma Allah’tan rahmet, organlarını alanlara da sağlık diliyorum."
BEN DE ONUN BİR OĞLU OLMAK İSTERİM
.Karaciğer nakli yapılan hastanın oğlu, babasının durumunun 3 aydan beri ağırlaştığını, karnı ve ayaklarının şiştiğini ve artık bir mucize beklediklerini belirterek, şunları söyledi: "Doktorumuz Münci Kalayoğlu, dün gece bize haber verdi. Ben İstanbul’da Çelik Kuvvet polisiyim. Annem babam Ankara’da yaşıyor. Ankara’dan hemen yola çıkıp geldiler. Sabaha karşı da nakil yapıldı. Babam 57 yaşında. Yaşamayı, çocuklarını ve torunlarını çok seviyor. Amca kabul ederse ben de onun bir oğlu olmak isterim." Karaciğer nakli yapılan hastanın oğlu, organları bağışlanan gencin babasının elini öptü ve kendisini de oğlu gibi görmesini istedi.

FLAŞ... FLAŞ.. FLAŞ...
Yandaş olmayan Televizyon ve Gazeteler bu başlıkla, son dakika haberi olarak, verdiler:
"Taksimde vurulan gencin katili, ölen gencin karaciğeri nakledilen hastanın Çevik Kuvvet polisi olan oğlu mu?"
Başbakan: "Nayır, dedi, kahramanlardan katil nolamaz!Talimatı ben verdim...Katil benim...Benim!..."

Ahirette, yanıma yaklaşan meleğe soruyorum: "Öyle mi? Katil, karaciğerlerimin takıldığı adamın oğlu mu?"
Cevap, "evet" oluyor.
İsyan ediyorum/fonda Halil Sezai’nin "İSYAN" şarkısı çalmakta: "Ama bu haksızlık!"
Melek sükunete davet ederek, "Allah-ü Teala öyle diledi, oldu..." diyor. "Allah enrine boyun eğ!"
Boyun eğiyorum, valla billa...kulamı terim çarpsın!...

-

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Fallar yalan söylemez Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Fallar yalan söylemez yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
FALLAR YALAN SÖYLEMEZ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
CaNMaYBuLL
CaNMaYBuLL, @maybull
29.8.2014 17:36:31
1 puan verdi

Haklısınız...Oturduğumuz koltuk ne yöne bakarsa,biz ancak karşımızdakileri görür yazarız.

Ve yine haklısınız Tanrı suçlu,şeytan suçlu !

İnsan suçsuz ve temiz !

Bütün kötü her şeyin suçlusu tanrı !

Oysa bizdeki bu büyük akılla Tanrıyı da öldürebiliriz; şeytanı da kendi ateşinde yakabiliriz.Denemeye değer :)


Lakin bu tür sorular,sorgulamalar insanın içsel duygularının bir duvara çarpıp,orada yığılmasıyla başlar.Bence duvar dibini temizleyiniz.Sonrasında sıraladığınız bütün her şeyin,insanın benlik duygusunun birer sonucu olduğunu göreceksiniz.



Suçsuz Diyorlar...Suçsuzmuş



Suçlu..Suçlu



Yıkılan,yakılan her günümün ardından gelen yangın
Koca bir meydan doldu
Suçunu itiraf eden kelimeler
Aman dilenen sözler



Oysa



İntikam diye bağıran zavallı düşünceler
Kimin kalemini kırdınız
Kimin kalelerini yıktınız
Hangi savaşlardan firar eden sözler bunlar
Hangi yangından kalan küller
Rüzgarda savrulanlar



Halbuki



Değişmeyen tek şey ölüm diyorlar
Geride kalanlar
Yenilgiyi kabul eden bir yığın hain



Ve ben



Diş biliyorum kendime,içimdeki haine
Demek yenildin Rasist denen illete
Utanma artık,kaç gidebildiğin yere



Mutlak bir ’ben’
Muhakkak bir ’ben’ duygusu vuracaktır seni
En umulmaz
Hiç bilmediğin bir gecede
Belkide kalbinin en derin
Duygusuz yerinde


Saygılar...
CaNMaYBuLL
CaNMaYBuLL, @maybull
29.8.2014 17:01:40
1 puan verdi


Her devrin devleri,bir sonraki devrin düşüncelerine boyun eğiyor...Mutlak adaletin sahibi ise,bu durumda sanırım yanlış yapıyor. Oysa size de bu yazıyı yazdırabiliyor :)

Saygılar...
Bir tutam hayat
Bir tutam hayat, @birtutamhayat
29.8.2014 09:54:48
Karışık bir yazı olmuş.
Polis, sanki bu memleketin çocuğu, bu milletin evladı değil.
Aydan mı devşirildi ne?
Onun canı yok, duyguları yok, anası-babası, çoluk çocuğu yok.
Polisi vur, polisi öldür, polisi taşla, polisi yak...
Yüzünde maske, elinde Molotof, boy boy resimlerin yayınlansın gazetede...
Sonra, ekmek almaya giderken öldürülen masum sebi...
Vuran kim?
Katil polis...
Ne yapsın polis?
Linç için teslim mi olsun sokak eşkıyalarına?
Bırakın bu işleri artık.
Gına getirdi vallahi...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.