İNCİ TENLER ÜLKESİ
Mezarlık bedeninde tabut gerdanına kolye olacağını bilmeyen, bilse de unutmuş gibi davranmayı bilenler ülkesi kısaca burası.
İncitenler ülkesinin , kel başa şipşirin tarak arayanlar dernek başkanı ölmüş. İyi niyet mahkumlarının vicdanlarından çaldığı kelimelerle asmış kendini diyorlar.
Elbette söylenti de olabilir, gerçeklik payı ne kadardır bilemiyorum ama beni en çok endişelendiren o mahkumların şimdi aynı derneğin asal üyesi olma girişimlerindeki çaba. Kendinden çalınanı almak için mi yoksa olanın kıymetinden şüpheye düştüklerinden mi böylesi cesur ve atak oluyorlar asıl irdelenmesi gereken konu budur.
Ölen ölmüştür vesselam.Doğru, yanlış , eksik , gedik yaşadığı her neyse…bıraktıkları ve kök saldırdıklarıdır itinayla eğilinilmesi gereken husus.
Efendim, bu incitenler ülkesinde sadece bu tarakçılar yok elbette, Bir sıkıntının tam orta yerinden sıkıp da palyaço kıvancı yaşatanlar kulüplerinin seçkin üyelerinin oluşturduğu en nezih sırttan vurma eylemcileri ile birlikte aynı anda hem ateşi hem suyu birlikte taşıyanlar iki yüzlülerin oluşturduğu maç müsabakaları da olur.
Ya bir şiirin ruhundan eli düşer paramparça, ya bir kelimenin harfinden gözleri oyuk oyuk öylece kalınır. Sefaletin güncesine büyük harflerle isimlerinin yazılmasından başka bir kazançları olmaz yazık.Başka türlü kazananı olduğu pek görülmemiştir.
Dil öncesi bir bebeğe dünyanın ne kadar olduğunu anlatmak gibi bir şeydir aslında bu ülkeyi anlatabilmek. Anlamların anlamlıklarından geçip, kör kütük mecazın kollarında yerlerine bırakıldığı anda başlar aslında bütün hikaye ya köklendirip daha da anlamsızlığın yollarına gül dökmeye gerek yok.
Kasıtlı şaşkınlıkların, ayağını, elini taşın üstüne koyma girişkenliğini daima kendinde saklı tutan darlaştıran, az gösteren gözlük kullanıcılarıyla meşhurdur bu ülke.
Yanındakini yerdiği hususlara katma değer vergili beylikler kuranlar da vardır aynı zamanda.Ah zaman bir bu ülkedekilere kendi ölümlülüğünün yüzünü gösterememiş.Hâlâ dünyaya çaktıkları kazığın üstüne taşla vurmaya devam ediyorlar.
İncitenler ülkesinin şahsım adına, katlanılabilir anlamında en bariz kişilik örneğini “ Öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri, Çöpçülerin elleriyle okşardım seni “ marşını diline pelesenk yapmışlar gösterir.Ayrımcısızlığın şahdamarında akan kan gibi sıcak akarlar . Ama kirli iş yapmış olmalarını suç kabul ederek, sıcaklıklarını gidermek için özel buzhaneler de soğutularak dondurulmaya mahkum edilmemişlerse şayet…
ş.ay
[ /kalin ]
YORUMLAR
Evet soyut yahut somut bir şeyin veya bir insanın kutsallığını azizliğini paklığını insanlığını kelimesini tümcesini v.s. diline dolayıp,o zırhın içine girmiş gibi kendini gösterip,çevresindekileri de bunu inandırıp gizliden gizliye sadece kendi çıkarını sağlamak diyebiliriz,sizin bu numune olarak işaret ettiğiniz oluşumdan yola çıkarak genelleme bir bakışla.
Bu türlü oluşum ve hareketler,yapılanması itibarıyla en kolay ama toplumların çağına göre yaşama arzu ve yürüyüşlerini sekteye uğratan iki kardeşin arasını bozmaktan tutun iki kardeş ülkeyi bile birbirine kırdıran boğduran etkisi yüz yılları aşan tahrip gücü çok yüksek oluşum ve hareketler diyorum..
Peki tarih bize asıl yüzlerini göstermeden bu ve benzeri oluşumların gerçekten iyi niyetli mi değil mi olduklarını bugün içinde nasıl bilebiliriz ? mesele bu ya! eskisi gibi tek bir maske yok artık maske üzerini maskeleme varken ve ülkelerin en aydınları bile bunu keşfetmekte zorlanırken..
söz uzayacak… :)
Bu ülkeyi bir yerlerden tanıyorum, hiç yabancı değil keser,hesap mevzusundan ilhamla sonuçları onlar için
pek iyi olmayacak ama yazık oldu ülkeye.Ama suç ortaklarının hiç mi suçu yok, aynı paralelde kesişenlerin hiç
mi suçu yok
selamla