- 595 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Küçük Bir Mutluluk II
Yanlış yerde aradığı mutluluk için doğru kapıyı bulan kız, dua dua yükselen yaşanmamışlıklar içinde, bir omuz bulmuş kendine. Fırtınalı denizden limana sığınan gemi gibi, bardaktan boşanırcasına yağan yağmurdan kaçanlar gibi yaslanmış o pak, yumuşacık yüreğe. Adres açıkmış aslında. Ama bu karanlık, dikenli, çamurlu, paslı yolda bir ışık gerekliymiş. Her şeyi yoktan var eden de, koyuvermiş o ışığı yanıbaşına.
Geçti kış, geldi zaman, açtı bahar.. Yalnız kızın artık onu candan seven, düştüğünde elinden tutup kaldıran, ona yeni sayfalar açan en önemlisi de dudaklarına tebessüm yerleştiren dostları olmuş. Can bedende durduğu müddetçe kalacak, sağlam anılar böylece birikmeye başlamış. O göl senin, bu yer benim dağ- tepe, sıcak- soğuk demeden gezmiş dolaşmışlar.
Ne yazık ki mum misali eriyen zaman, yavaş yavaş sona gelindiğinin de habercisiymiş. Yolları bir sebeple kesişen bu gönüller için, ayrılık vakti yaklaşmaktaymış. Hüzün bulutları sarmış yeniden gözlerini. Ebedi bir ayrılık olmasa da canı yanmaya yüz tutmuş. Ama biliyormuş ki, hayat boyu yanlarında olmasa da gönüllerinde olacakmış. Ve yaslandığı omuzu, yolundaki ışığı ömür boyu kalbinde saklamış.