Söylediklerinizi duyurmak için kimseyi kolundan tutmayınız ; zira insanlar sizi dinlemeye arzulu değillerse, onları tutacak yerde çenenizi tutmanız daha hayırlıdır.-- chesterfield
ahirzamanmelegi
ahirzamanmelegi

Bahçemdeki Düş'üm

Yorum

Bahçemdeki Düş'üm

4

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

769

Okunma

Bahçemdeki Düş'üm

Eşikten dışarı adımımı atar atmaz sırtımdaki bohçayı yere bıraktım. Dört bir tarafından düğümlenmişti. Önce düğümlere üfledim, teker teker çözülüşünü izledim. İçi oldukça karışık ve kalabalıktı. Önce dağları fazlaca sarsmadan çıkarıp etrafa yerleştirdikten sonra ağaçları, gökyüzünü , evleri ve yolları da lüzumlu gördüğüm yerlere bıraktım. Vadiler, koylar, ovalar, denizler ohoo ne çok şey varmış. En iyisi bohçanın ortasından havaya kaldırıp şöyle bir silkeleyivermekti.
Öyle de yaptım zaten. Artık herşey yerliyerindeydi. Bohçanın kenarından tutup iki elimle düzelttikten sonra önüme çıkan ilk caddeye kendimi atıverdim. Derinden ama etkili bir ses uğuldar gibi seslendi "Geldiğin yeri unutmazsın umarım. " Beli, deyip yoluma devam ettim. Bir bohçanın bir bahçaya, bir bahçanında bir bahçeye dönüşeceğini nerden bilebilirdim. Daha caddeye adımımı atar atar başlayan yağmur yavaş yavaş sağanağa dönüşmeye başlamıştı. Sırılsıklam olmuştum. Köşe başında bir simitçi bağıra bağıra şemsiye satıyordu. "Heey suyla gelen çocuk, koş gel bak bunlar sudan ucuuuz " Şemsiye yerine can simidi satsana sen, hiç değilse bu yağmurda boğulmaktan kurtulurum diyecektim ki ayağım kaydı ve olanca ağırlığımla çamurun içine düşüverdim. Yüzüm gözüm her yanım çamur içinde kalmıştı. Beni bu halde biri görse balçıktan yaratıldım sanacak hay Allah dedim. Düşer düşmez göbeğimde bir acı hissettim. Çamurun içindeki kırık bir ayna göbeğimi kesmişti. Kırmızı bir sıvı kasıklarıma doğru akmaya başlamıştı. Ellerimle göbeğime bastırıp bir süre bekledim. Kuş cıvıltısına benzeyen kadifemsi ve berrak bir ses kulaklarımı okşayıp geçti. " Aynamı bulduğuma memnun oldum. " Kırık bir aynaya mı, yoksa çamur ve kana bulanmış periperişan halde ki bana mı şakıdı bilmiyorum. Boş bulunup " bende memnun oldum "deyiverdim. Alaycı bir gülümseme ile dudaklarını büzdü. Gözleri bohçamdan çıkan herşeyden daha güzeldi. Saçlarını uzattı ama ben önce gözlerinde ki pınarda susuzluğumu söndürdüm, ardından elimi saçlarına teslim ederek yerden doğruldum. Sağ elim bembeyaz olmuştu.
Kaybettiği aynasını ona vermek için tekrar eğildim. Kolumu tuttu. "Bırak, ben aynamı buldum " dedi. O konuşurken ben eriyip yağmura rakip oluyordum.
"İsminizi bağışlar mısınız ? " dedim.
"Ben Siyahana , az önce size kırmızıyı doğurdum."
Eğilip şevkatle göbeğime dokundu. Elimdeki beyazlık göbeğimde de belirip kayboldu.
"Çok renklisiniz " dedim. Gülümsedi.
Herşey olmaya muktedir bir tebessümdü bu. Aklımdan geçeni sezmiş olacak ki "Bazen melodide olurum "dedi.
Şaşkın, kimsesiz ve kimliksizdim.
"Peki ya ben .. ! Ben Kimim ? " dedim.
O an yer yerinden oynadı. Herşey büyük bir gürültüyle sarsıldı. Rüzgar, kasırga kıvamında yüzümü yalayarak geçerken kulağıma fısıldadı.
"Emaneti yüklenenSin, Ya Sin... "
İlk anda hiçbirşey anlamamıştım. Suyla gelmiştim. Tüm renklerin anası göbeğimi ayn’ası ile kesip beni kana bulamıştı. Gözlerinde eriyip, kimliğimi kaybetmiştim.
Siyahana o muazzam sesiyle bir şarkı mırıldanmaya başladı.

Suyla gelen Nuh’a
Salla gelen Mu’sa
Hu’yla gelen Husen
Hay’la gelen Hasen

Ninni nenni cinni
Dinni fenni cenn’i
Cenne enne anne
Cenin canın canan
Canım an’ım ayn’ım

Siyahana’nın dilinden sesler seslerle birleşip harf oldu, harfler harflerle birleşip kelime oldu, cümleler cümleleri doğurdu. Cümleler yanyana gelip kitab oldu. Siyahana beni bana okudu, siyahana benden beni doğurdu. Onun sesi kainatta her zerreye erişti, her zerre tohum olup patladı, rengarenk bir dünya orkestra coşkusu ile yaşama merhaba dedi.

Sesinin güzelliğinden kendimden geçmişim. " Aşk Olsun " dedi. İrkilerek kendime geldim. Duası kabul olmuştu. Aşk oldum.
"Nerdeyim "dedim. Kendin’e geldin dedi. KendindeSİN..
O an görünmez oldu.
Birden herşeyi anladım.
Ne zaman kendime gelsem Gayb oluyordu.
Ne zaman kendimden geçsem Fark olunuyordu...

Berrin Nilgün Kılıç
Ahirzamanmelegi
25 ağustos 2014


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Bahçemdeki düş'üm Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bahçemdeki düş'üm yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bahçemdeki Düş'üm yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
zardanadam
zardanadam, @zardanadam
1.9.2014 20:02:10
Okudum...
şairziye
şairziye, @sairziye
27.8.2014 21:13:19
Çok güzel, çok.
Çok derin.
Orfeo'ya katılıyorum. Aşkınmelek olsun adın.

Sevgiler canımcığım.
orfeo
orfeo, @orfeo
26.8.2014 15:34:41
Ahirzamanmeleği yerine aşkınmelek kullanıcı adını da kullanabilirsin. Bazı motifler öyle güzel yerleştirilmiş ki
aşmış bu kız dedirtiyor.
Turgut Öztürk
Turgut Öztürk, @turgutozturk
26.8.2014 08:44:19
TEBRİK EDERİM.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.