CÜPPELİ FENOMENİ VE HAZRETİ MEHDİ İHTİLAFI
GELECEĞE MEKTUPLAR (11)
CÜPPELİ FENOMENİ VE HAZRETİ MEHDİ İHTİLAFI
İnsanın var olduğu her devirde (mecazi anlamda) o devrin bir deccali ve bir süfyanı ile ayrıca insan şeytanları ve bunların hizmetçileri ve yardımcıları bulunur. Yine bunların zıddı olarak (mecazi anlamda) bir de mehdisi olduğu gibi, bir kutbu ve bunun altında manevi hiyerarşik bir sıralama ile birçok da İslâm alimleri bulunur.
Biz bu makalemizde; mehdileri, İslâm alimlerini, deccalleri, süfyanları, şeytanları ve yardımcılarını.. bir tarafa bırakıp, esas konumuz olan İslâm alimlerini ve bunların içinden de, günümüzde en popüler olan birini, yani; "Cüppeli veya Cüppeli Ahmet Hoca" namıyla maruf, Ahmet Mahmut Ünlü’den bahsedeceğiz.
Ufak tefek fiziki yapısından beklenmeyecek olağanüstü bir hafızaya, enerjiye ve dolayısı ile de dini ilimlere (sadece nakil şeklinde olmak üzere) süper bir vukûfiyete malik olan Cüppeli Ahmet Hoca, Ehli sünnet çizgisinde ve medreseden son dönemde yetişmiş günümüzün medyatik en ilginç bir vaaz ve sohbet alimidir. İlminin yanında, ayrıca en çok tartışılan bir diğer tarafı ise gerek giyim-kuşamı ve tıraş tarzı ile gerek aile yaşantısı ve sorulara çekinmeden cevap olarak verdiği aile içi özel ilişkileri konusundaki esprili vaazları ile ve en mühimi de nüktedanlığı, hazır cevaplığı ve açık sözlülüğü ile hem zaman zaman başı derde girmiş ve hem de polemikleri ile son dönemde medyada sıkça yer alarak adından söz ettirmiş ve bu özellikleri O’nu, soyadında olduğu gibi ünlü bir kişilik olmasında baş rolü oynamıştır.
Benim de özellikle hayranı olduğum bu alim ve mukallit (şakacı) dev söz ustasını tenkit etmem, hem ilmimi, hem edebimi ve terbiyemi ve hem de kişiliğimi aşar. O’nun sohbetlerine rastladığımda, her işimi bırakır ve o konuşmanın konusunu (şayet tekrar bile verilse yine) zevkle dinler, her dinleyişimde de kendisinden ve ehli sünnet kaynaklı ilminden mümkün mertebe bilmediklerimi öğrenir, bildiklerimi tekrar ederek, sohbetinden azami istifade etmeye çelışırım. (Allah, bu sohbetleri dolayısı ile kendisinden razı olsun.) İslâm’ı ehli sünnet kaynaklarından tam olarak istifade etmek, bilmek ve öğrenmek isteyen herkesin de, benim gibi yapmasını öneririm.
Yalnız son zamanlarda, yukarıda öğerek ve de öğünerek dinlediğim Cüppeli’ye bir şeyler oldu. Şöyle ki:
1) Medreselerde fiziki bilimler öğretilmediği, dolayısı ile BİLİM ile DİN ayrışması, Cüppelinin konuşmalarında da zaten kendisini gösteriyor. Yani Cüppeli, fiziki bilimleri bilmediği kendiliğinden belli oluyor ve zaten kendisi de bunu saklamıyor.
2) Cüppeli önceleri Hz. Mehdi’nin gelmesi çok yakın derken, bugün ise; (son Habertürk tv konuşması da dahil) Hz. Mehdi’nin gelişini, en erken Hicri yeni yüzyılın (Hicri 1500 yılının) veya daha da sonrasına havale etmiş olmasıdır. Kur’an-ı Kerim’de Hz. Mehdi ile ilgili açık bir ayet yoktur. Cüppeli şu hadis-i şerifi benden çok daha iyi olarak bildiği halde sırf Adnan Oktar’ın, kendisini " BEKLENEN MEHDİ" olduğunu iddaa etmesi üzerine kendisi ile atışıp) "sen Mehdi değilsin, dedi. Bu konuda çok haklı olarak, bu yaraya parmak bastı.Ancak sözlerinin devamında, bilerek veya bilmeyerek çok büyük bir hata yapıyor. Şöyle ki, sözlerinin devamında "O mübarek ZAT’ın gelmesine daha çok var, O hadis-i şerif gereği YÜZÜN BAŞINDA ÇIKAR, halbuki şimdi 1400’ün başını 35 yıl geçtik. Artık bu yüzyılda çıkmaz. Ancak, en erken 1500’ün veya daha sonraki YÜZ’lerin başında çıkar" diyerek, Hz. Mehdi’nin zuhurunu (gelişini yani ortaya çıkışını) bilerek geciktirmektedir. Sanki bu konuyu, kendinden başka bilen ve yorumlayan başka hiç kimse yokmuş gibi...Bu ifadesi, birçok açıdan sakıncalıdır ve çelişkiler ile doludur.. Çünkü:
Celâleddin-i Suyutî "El-Keşf-ü An Mücavezeti Hâzihi-l Ümmeti El-Elfe" isimli bir Risale te’lif etmiştir. Bu Risale’de bir çok sahih hadîsleri tahlil etmiş ve "Bu ümmetin ömrü bin beş yüz seneyi fazla geçmeyeceği"ne dair kanaatini belirtmiştir. (bk. el-Havi li’l-Fetavi, Suyuti, 2/248; Ruhul Beyan, Bursevi, (Arapça) 4/262, Ahmed bin Hanbel, İlel, s, 89)"Cüppeli’nin hesabına göre bu Ümmetin ömrü o zaman 1500 seneyi geçmektedir. Ayrıca bir de yine İslâm’ın zirve yapacağı bir ALTINÇAĞI’da buna ekleyince 1500 yılını çok daha fazlasiyle geçmektedir."
Muhterem M. F. Gülen, Bediüzzaman Saidi Nursi ve daha birçok İslâm alimi; bazı ayet, birçok Hadis ve bu hadislerin ebcet değerlerine göre yaptıkları yorumlarda, Hz. Mehdi’nin bu yüzyılda geleceğinin delillerini, çok net olarak belgelemişlerdir. (Mesela, Bediüzzaman Hz. leri, bundan yaklaşık yüz sene önce; Hz. Mehdi’nin, "kendisinden 100 yıl sonra geleceğini çok net olarak açıklar.)
3) Zaten Cüppeli’nin de daha önce yaptığı açıklamalarda ve tv konuşmalarında (ki, hepsinin vidyoları internette mevcuttur) Hz. Medi’nin çıkışını böyle açıklamadığı gibi, tam tersine olarak da " O müjdelenmiş ZAT’ın çok yakında çıkacağını bazı alimlerin huzurunda ve orada bulunan başka hocaların yanında da iddaa ettiğini bu hocalar tarafından yüzüne karşı söylendiği canlı yayınlar da tv’lerden izledik ve halen bu vidyolar da internette (Youtube’de) vardır. İsteyenler izleyebilirler. Bu yayınların vidyolarını da nedense bir türlü kaldırmamaktadır.
4) Ayrıca benim de özel ilgi alanım olduğu ve yıllardır üzerinde çalıştığım için, kişisel web sitem "SURPRİZSİTE.COM - Hz. Mehdi bölümünde" de bizzat belgelediğim belgelere göre; "Hz. Mehdi, 1979 yılında doğmuş ve hadis-i şeriflere göre, 40 yaşından önce yani (1979+40=) 2019 önce zuhur edecek" diye yaptığım ve yazdığım hesaplamalarıma da ters düşmektedir.
5) Sonuç da ortaya büyük bir garabet çıkmaktadır. Cüppeli gibi bir süper zekâ ve herkesin ittifakla takdir ettiği böyle büyük bir ehli sünnet alimi ve ilim ehli bir büyük hoca, neden önce bu yüzyılda dediği bu "Kutlu Olay"ı, şimdi önceki iddaalarını tamamen reddederek, gelecek yüzyıla taşımayı istemekte ve bizleri yanıltmaktadır?"
6) Şayet tabiri caizse, bu işin altındaki bir "BİT YENİĞİ" olduğundan hep kuşkulandım. Muhterem Cüppeli Ahmet hocamız, "acaba ciddi bir tehdide mi maruzdur?" Yoksa, "kendisini can kulağı ile dinleyen toplumu, galeyana getirmemek için mi böyle bir usturuplu yalan’a başvurmaktadır? "O zaman, ortaya daha büyük sorun çıkar ve bir İslâm alimi, nasıl olur da yalan söyleyebilir?" sualini derhal cevaplamak zorunda kalır. Neden hâlâ internetteki kendi vidyolarındaki bu çarpıklığa tutarlı bir izah getirememekte, sevenlerini ve takipçilerini şüpheye düşürmektedir?
7) En kısa zamanda bu çarpıklığı çözecek bir açıklama yapmasına, sevenleri olarak büyük bir camianın ihtiyacı vardır. Bizleri makul bir açıklama ile ikna etmen için, şimdi top sende pek muhterem ve sevgili Cüppeli hocam.
Bu makaleyi, Hz. Mehdi adına yazdığım iki şiirle bitirmek istiyorum. Benzeri daha birçok şiiri, "SURPRİZSİTE.COM/ŞİİR ROMANI KİTABI’ından veya SON ŞİİRLER" bölümünden bulabilirsiniz.
GEL…
ŞİİR NO: 83 06-12-2007
Gel!.. Resul’ü Zişan’ın, sözleriyle müjdelediği,
Ceddini ve adını; KENDİ ADI’una benzettiği.
Mübarek dudağıyla; SANA, MEHDİ ismi verdiği,
Ümmetinin sonunu, NURLU YOL’larına serdiği!..
Ey!.. Dertlerin dermanı, gamlı gönüllerin ilacı,
SEN gelince bize, insanlık; SEN’i eder, baş tacı...
Gel!.. Gelişinin kutlu zamanı, dört gözle beklenen,
Hem müjdeden, hem de çileden dolayı, çok özlenen.
Çıkan; her büyük nifak sonunda, zûhur’u gözlenen,
Gökten inen, Hazreti İSA ile; el-ele, veren!..
Ey!.. yaşlı gözlerin nur’u, “şafağının zülfikâr’ı!..”
Gel, ki; seninle dağılsın, biraz; İslâm’ın, efkârı.. Gel!..
Çeçenistan, Bosna, Kıbrıs, Kudüs.. elden gitmeden,
Ortadoğu haritası, tekrar kan’la çizilmeden.
Ortaasya Türkleri, DECCAL’in eline düşmeden,
O, Tağut; İslâm ülkelerini, bir, bir.. fethetmeden!..
Ey!.. Mazlûmların çaresi, şehitlerin mefkûresi,
Son bir defa daha, şaha kalkan.. “İslâm’ın gür sesi...”
Gel ki, Yıllar yılı; hiç bitmeyen, bu ZULÜM ve ZİLLET gebersin.
Çöken HAK ve ADALET, seninle geri gelsin,
Sönmekte bulunan cihad ruhu, yeniden alevlensin,
SEN’inle; KİR ile NUR; HAK’la, BATIL, farkı bilinsin!..
Ey!.. ALLAH’ın HALİFESİ; gel ki; küfür sona ersin,
SEN’inle insanlığın anlı, “GERÇEK BİR SECDE” görsün!. .
SAAT.10.15 Konak/ İZMİR.
Ş A H L A N.. A R T I K.
ŞİİR NO: 28 1- KASIM-2008
Şahlan.. artık, yetmedi mi?.. Bu uzun.. uyuşukluk!..
Şahlan ki; CED’din sevinsin.. SOY’unda olsun, hoşluk.
Sen; sarılmazsan ilme, yolun sonu, çıkar.. cehl’e!..
Ecdad’ının ilmine koş, ilimle; dolar, boşluk!..
BU, ÖYLE BİR YARIŞTIR Kİ; DURMA ARTIK, “GEL.. AT’LA,”
iLİM SIFATINA BÜRÜN, GEL!.. İLİMDEN, KANATLA!...
Şahlan.. artık, zaman; MEHDİ zamanıdır, SÖZ’e gel!..
Şahlan ki; seni, şaha kaldıracak; “O, İZ’e gel!..”
Gör, yağan RAHMET’i; RABB’ın huzurunda, dize gel...
KUR’AN’daki ilime koş, O’nunla dolar boşluk!..
ENGELLER, ÇOK ZOR OLSA DA; SEN, “ZOR ENGELİ ATLA,”
UÇUŞAN MELEKLER GİBİ, CEBRAİL’İ KANATLA!..
Şahlan.. artık; zaman, “BÜYÜK MUCİZE’ye gebedir!..”
Şahlan ki, bak.. küfür ehli hesaplaşır, bire bir.
Allah düşmanları; şimdi, daha çok derbederdir,
“SEVGİLİ’ye adanmış, ruh”lar ile dolar.. boşluk!..
DOSTU, DÜŞMANDAN AYIRIP; SEN, “KORKAKLARI ATLA,”
TARİH, SENİ ÇOK ÖZLEMİŞ; GEL, İMANDAN KANATLA
GELECEĞE MEKTUPLARIN 12.Yeni makalede buluşmak üzere.
Selâm ve dua ile
21-Ağustos-2014
Mürsel Münevveroğlu
[email protected]
Surprizsite.com Genel Yayın Yönetmeni
Konak-İzmir.
YORUMLAR
Değerli Reva | Alper Kartal kardeşim. İlgi gösterip yaptığınız yoruma teşekkür ederim. Her İddia belge ile desteklenirse bilimsel olur. Benim yorumum yalnız Cüppeli üzerine idi ve ortaya koymuş olduğum belgelerimin yerini de göstermiştim. Şimdi tekrar yazıyorum. Lütfen, "surprizsite.com'a" girip "Hz. Mehdi" bölümündeki belgelere bir bakın. Selam ve dua ile. Mürsel Münevveroğlu.