- 1285 Okunma
- 7 Yorum
- 2 Beğeni
SUSMAK
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Sonsuza tekabül eden bir devinim olsa olsa. Ne yazık ki koca bir yanılsama bu duyumsadığım. Ah ben ah. Yine tosladım duvara.
Bak gör kaç seneyi devirdin. Sen hala pışpışla o çocuğu. Beşik sallamışlığım yok da diyemem öte yandan. Kendimi avutup duruyorum kendimi bildim bileli.
Var bildiğim kim varsa çoktan terk-i diyar etti. Yok bildiklerim zaten hiçbir zaman var olmadığına göre kala kaldım yine bir başıma.
Takvimdeki tarihler değişip duruyor sadece. Ne ben ne de yanımda addettiklerim. Tam alışıyorum başa dönüyorum hem de yolun en başına.
Sanırdım ki hatta bir o kadar da emindim.
-Nasıl olur da insanoğlu pes etmez diye?
Ya da her bir yenilgide;
-Nasıl kaldığım yerden devam ederim, mümkün mü?
Diye hayıflanırdım.
Ne komik ve ne acı. Evet, yaralar kabuk bağlıyor. Gerçi sızı asla terk etmiyor yüreği ama bir şekilde tırnaklarımızı geçiriyoruz hayata.
Muhafaza ediyoruz içimizde saklı olanları gerçi hedef kitlesi değişiyor ama ezel ve ebedi yegane varlık asla ne anlamını ne değerini yitiriyor. Kim çekerse çeksin elini ve hangi düş sona erse de nasıl bir hikmetse yine güç veriyor Yaratan. Küllerinden doğan onca insan ve sürekli bir şeyleri ertelesem de değişmeyen ben. Değişim adına ne kuklası olurum düzenin ne de farklı profillere uyum sağlarım. İyiyim böyle: Biraz uçuk, bolca düşsever ve iflah olmaz küçük bir çocuk, büyümeyi gerçek anlamda reddeden. Fiziken yaş almak kaçınılmaz ama muhafaza ettiğim ne varsa ve kıymet verdiğim hangi değer, işte beni manen güçlendiren ve ayakta tutan da bu.
Fevri yapımdır beni benden eden ve tüm katı kurallarım zamanın çok ötesinde.
Nasıl bir kaynaksa içimde çağlayan, ne sevmekten vazgeçebiliyorum ne de sevilme yetimin körelmesine izin veriyorum. İlla ki olmalı hayatımda ve illa ki özümseyip duyumsamalıyım bu yüce duyguyu. Her ne kadar hak ettiğimi bulamayıp, dönenip dolamsam da etrafımda.
İniş çıkışlarım da ayrıca muhalif benliğime. Kim bilir belki de bu değişken yapım beni canlı kılmakta. Her ne kadar zaman zaman bir ölü sessizliğine bürünsem de. İyi bilirim tepkisiz ve ifadesiz bir hayatın benliğimden götürdüklerini. Özellikle üniversiteyi bitirdiğim yıl çok şeyi üst üste yaşamıştım. Babamın rahatsızlığı ve ardından vefatı ve derken annemin geçirdiği bir kaza sonucu üst üste ameliyata alınması. Kurulu bir bebek gibi bir bir vazifelerimi ifa ediyordum: Okul, ev ve hastane arası mekik dokuyordum kısaca. Akabinde olabildiğince suskun ve tepkisiz günler hatta aylar…
Susmak en kötüsü hele ki susturulmak. Bu cezayı kendime defalarca verdim. Aslında iyi bir ceza uygulayıcısıyımdır ama denek hep benliğim olmuştur. Ya da aniden yolumu değiştirip yaptıklarımı nihayetlendirmek hem de en çok sevdiğim.
Beni benden eden onca olay ve insan. Sıkıntılı geçen dönemin sonunda adım attığım iş hayatında başıma gelenler de az yıpratmadı değil. detayların hiçbir önemi yok ya da geçmişteki hayal kırıklıklarının. Ne de olsa tarih tekerrürden ibaret ve aynı hatayı yapmam an meselesi iken kıyısından döndüm uçurumun. Evet, yazmayı bıraktığım gün herhalde kendime yapacağım en büyük ihanet ve kötülüktür. Çok kararlıydım ve bir o kadar kızgın ve oldukça da kırgın. Yoğun bir duygu daha doğrusu duygularını yoğun yaşayan biri olarak yazıp okuduğum her bir kelimenin ve insanların ayrı bir önemi var hayatımda.
Soyutlanmak asla mümkün değil ya da soyutlamak ama öncelikle kendimizden ve isteklerimizden soyutlanmamak kaydıyla.
Kendimi soyutladığım onca insan ve onca kavram ve diğer yandan beni hayatlarından soyutlayan kim varsa…
Yazmanın en büyük faydası şu oldu benim açımdan: İnanılmaz bir katarsis kısaca çok iyi bir yöntem içte birikenleri dışa vurmak açısından. Baş ucumda kim varsa anlama yetisinden muzdarip seslendiğim ya da sesimi duyurduğuma inandığım insanlar. Belki de hatta büyük ihtimalle aidiyet duygusunun bendeki izdüşümü. Mevcudiyetimi duyumsamamı sağlayan basit bir ilke aslında. Hatta ve hatta Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisinde hangi ilke ise kendimi konumlandırmak istediğim. Bir süreç kısaca, nefes aldığım sürece adımlarımı dikkatle atmam gerektiği. Ara sıra tökezleme ihtimali olsa da…
DEĞERLİ EDEBİYAT DEFTERİ AİLESİNE VE SEÇİCİ KURULA TÜM İÇTENLİĞİMLE TEŞEKKÜR EDERİM.
YORUMLAR
" Susmak en kötüsü hele ki susturulmak. Bu cezayı kendime defalarca verdim. Aslında iyi bir ceza uygulayıcısıyımdır ama denek hep benliğim olmuştur. Ya da aniden yolumu değiştirip yaptıklarımı nihayetlendirmek hem de en çok sevdiğim."
susmak, hele ki haklıyken susmak, acıların en acısıdır.
kutlamakta geç kaldığım gün yazını kutlarım Gülüm.
sevgimle
Gülüm Çamlısoy
Çok çok teşekkür ederim.
Yüreğiniz dert görmesin asla.
en içten sevgimle...
Gülüm Çamlısoy
hoş geldiniz. iyi ki de geldiniz.
rica ederim. duyumsamanız yeterli.
çok çok teşekkür ederim tüm kalbimle...
sevgilerimle yürek dolusu...
Insan bazen sirf kendinden yazmak ister, Benligini gonul kuytularini kenidini taniyamayanlara tanitmak , haykirmak bazen de siteminden kisilmis sesiyle avaz avaz yuklenir ses tellerine..
Iste oyle bir anda durup etrafimi dinledim sesin geldigi yana dondum, iyi ki de donmusum..
Biraz yorgun bir ses, ama direncinden dolayi tokezlemeyecegine emin oldugum gucunle yine yazacak kaleminiz. Birileri sirasiyla yine gelip zaman zaman okuyacaklar tipki su an benim gibi..
Siz yazmaya devam edin, buralarda oldugumuz muddetce duraginiz ayagimizi cekecektir.
Kutluyorum cani gonulden.
Sevgilerimle..
Gülüm Çamlısoy
Şu an gülümsüyorum hem de kocaman. İyi ki varsınız. O kadar mutlu oldum ki...
duyumsanmak ne güzelmiş. evet, ne güzelmiş, diyorum çünkü duyumsayan insan sayısı o kadar az oldu ki hayatımda.
İnanılmaz yüreklendirici ve bir o kadar kıymetli bir yorum kıymetli şahsınızın dile getirdiği.
evet, bir kez daha anlıyorum ki; ben bu dünyaya aitim. En azından arayışımı devam ettireceğim yegane dünya ayaklarımı yerden kesen...
teşekkür etmem inanın ki yeterli değil içimden geçenleri dile getirmek adına. Ama şu var ki; her halükarda anlıyorsunuz beni. Ortak dili konuşmak ne güzelmiş.
Gönül sayfam tüm dostlara ardına kadar açık. Allah'ın izniyle ben burada olacağım. Her zaman beklerim. ve geleceğinize de adım kadar eminim.
Yürek dolusu teşekkürler.
Kucak dolusu sevgiler ve sonsuz selamlar güzel yüreğinize....
Gülüm Çamlısoy
Çok teşekkür ederim.
Gönlüne, yüreğine sağlık.
sevgilerimle ve en iyi dileklerimle...
İşte böyle susmalı yazar.. Kutluyorum günün yazısını, demiştim siz bıraksanız da, o sizi bırakmaz :)
..sevgi ile kalın.
Gülüm Çamlısoy
Ben susarım susmasına da nasıl bir bağ kurmuşsam kalemim ile aramda...
Çok çok teşekkür ederim hem size hem ailem olarak gördüğüm sevgili siteme ve tüm dostlara.
o kadar çok şey birikmiş ki ömür boyu deşifre etmediğim ve her yeni olay ya da insan hatta basit bir düşünce ya da duygu bile bir anda avaz avaz dile gelmek istiyor.
Kısaca ben böyle mutluyum. Hüzünlü bir olayı ya da duyguyu bile kaleme alırken yerini mutluluğa bırakıyor.
evet, dediğiniz gibi, o beni bırakmadı. İyi ki de bırakmadı ve ben de asla ihanet etmeyeceğim içimdeki sese.sonuçta yuvarlanıp gidiyoruz kalemim ve ben.
bakar mısınız, cevap bile yarım sayfa sürdü. :))
sağlıcakla kalın ve bir kez daha tüm içtenliğimle teşekkür ederim.
kasım yağmuru
Kaleme selam vermek her sabah, kaleme iyi geceler demek gece. Kalemle yatmak, kalemle kalmak. Ne büyük bir nimet. İyi günlerde çok fazla çalmadığın kapısını kötü günlerde hiç kapatmıyorsun Çünkü sana iyi gelecek biliyorsun. Çünkü hüzünlü olunca tam bir yazar kıvamına geliyorsun.
En güzelide sen burda ölümsüzleşiyorsun.
Susarak ölsek keşke susmak bu ise ;)
Gülüm Çamlısoy
keşke hiç ölmesek, keşke sonsuza kadar yazsam...
Keşke yolum daha önce kesişseydi bu dünya ile. Ama keşkeler ile de vakit kaybetmemeli. Evet, yarım kalan onca mefhumun acısını çıkarıyorum yazarken ya da gerçek hayatta kuru bir selamını esirgeyen, kendini dünyanın merkezi sayanlara bir cevaptır kaleme döktüklerim.
Hayat madem ki bana rest çekti tepkimdir içimde birikenlerin.
Ket vuran her ne ise ben gardımı aldım bir kez.
Laf lafı açar misali kelimeler nasıl da güzel bir açılım getiriyor. Kelimelerin sihri olsa gerek. Ne de olsa efsunlu bir alem bu dünya ayağınızı yerden kesen...
teşekkürler bu açılımı getirdiğiniz için.
Gülüm Çamlısoy
Susmak kendime verip vereceğim en büyük ceza. Gördüm bunu hatta ta çocukluğumdan bu yana. Gerek bana sus diyenler ve akabinde kendime koyduğum onca yasak sanırım zincirime eklenen yeni halkalar hatta tarafımca.
bir tek susmak da değil daha pek çok kural, yasak ve getirilen sınırlama.
SUSMAK İSTEMİYORUM ARTIK.
Allah izin verdiği sürece yoluma devam etmek istiyorum. Kendi halinde, zararsız ve içine kattığım, duyumsadığım sevgi eşliğinde.
Ne güzel bir yorumdu. Sağ ol.
Sonsuz selamlarımla. Var ol.
DemAN
İnsanın, kendini tanıması ve ifade edebilmesi güzel şey.
Sadece güzel kelimesi ile sınırlandırmayalım hatta bu yeteneği,
Allah'ın bahşettiği muhteşem bir özellik diyelim.
Yazmak güzel.
Kimimiz, çevremizde cereyan eden olayları kaleme alıyoruz,
kimimiz de, içimizde kopan fırtınaları.
Çevreyi yazanların işi kolay.
Sadece iyi bir gözlemci olmak gerekiyor.
Ama,
insanın içinde cereyan edenleri laşeme almak zor iş.
Sonuçta, bir görünmeyeni tasvir ediyorsunuz.
Yazarımız,
iç dünyasının enginliğini,
bitip tükenmeyen bir enerji ve insanı kıskandıracak bir kabiliyetle yazıya aktarmayı başarabiliyor.
Ve,
şüphesiz bu küçük yorum cümleciklerinden çok daha fazla bir taktiri hak ediyor.
Ayrıca,
bu güzel cümlelerin arasına maharetle gizlediği ve okuyucunun keşfetme zevkini tatmasını sağladığı küçücük hayat derslerini toparlamak,
yorgun iş saatlerinin nihayetinde gerçekten güzel oluyor.
Edebiyat Defteri yazarlarının bu yanını seviyorum işte.
Hepsi gönülden yazıyorlar.
Gülüm Çamlısoy
Şu bir gerçek ki; çok farklı ve yorucu bir mücadele. dinginliği sağlamak da bir o denli zor. Hele ki aşırı hassas ve yüksek algılama özelliğine sahip biri için görünenden de zor yaşamak ve nefes almak. Bir o kadar duyumsadıklarım itibariyle yaşadığımı hissediyorum.
Zor bir hayat belki de görünenden basit ve ben zorlaştırıyorum bu garip devinimi. Hele ki dış dünyanın sesi yüksek seyrediyorsa fazlasıyla seçici olup bir o denli yorduyorum en başta da kendimi. Verdiğim mücadele de bana eşlik eden ya da umursamayan kim varsa bir o denli muhalif kimliğimle kıyasıya savaşıyorum.
Hayat ve yaşamak çok güzel, iniş çıkışlarına rağmen. sevgiyi de kattık mı gerçek anlamda bir hediye bize bahşedilen.
Ve evet, gönülden yazıyorum: Sakınmadan, çekinmeden çünkü saklayacak hiç bir şeyim yok. ve paylaşmak ayrı motivasyon kazandırıyor.
Çok denedim yazmayı bırakmayı: Daha iki gün evvel. Bir takım şeylere kızıp üzerime de alındım mı kalemimi suçluyorum tabii ki de sorguluyorum kendimi defalarca, nerede hata yaptım, diye.
Çok çok sağ olun. Uzun bir cevaptı, kusura bakmayın.
Sonsuz selamlarımla değerli kalem dostum...
Bir tutam hayat
Sonuçta,
kelimenin, kalemin, okuyucunun ne suçu var?
Cezalandırma onları.
Gülüm Çamlısoy
sağ olun. Bana inanan birilerinin olması güzel zira ne zaman bir dala tutunsam kökünden kestiler.. Dalımın kırılmaması umudum.