- 1205 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
Üçü bir yerde
Başlığa bakıp da sütlü kahveden bahsediyorum sanmayın sakın.
Bu bir insan hayatı; Bizim hayatımız…
İnsan, ömrü boyunca kaç kez mutlu, kaç kez mutsuz olur hiç düşündünüz mü?
Ya da yaşamımız boyunca işlerimiz ve sağlığımız yerinde midir? Aile hayatımız nasıldır?
Mutlu…
Mutsuz…
Hasta ve sağlıklı…
Bütün bunların toplamına; Üçü bir yerde diyorum.
Eş, iş ve sağlık.
Aslında bizim tercihlerimiz direk sağlığımızı etkileyen etkendir bana göre.
Nereden mi biliyorum? Yaşayarak öğrendim.
Öncelikle işe eşimizden başlayalım. Bizi ne kadar mutlu ediyor? Ya da birlikte geçirdiğimiz sürede üzüntülerimiz mi, yoksa mutluluklarımız mı çoğunlukta.
Bizden sadece alıyor ve üzüntüden başka hiçbir şey vermiyorsa orada bir durup düşünmeliyiz. Neden haklarımızdan feragat eden, alttan alan kişi hep biz oluyoruz? İçimize ata ata kocaman bir dert kümesi biriktirdiğimizin ne zaman farkına varacağız? Sağlığımızdan olmadan bu konuyu bir gözden geçirelim olur mu?
İş; Hayatımızı idame ettirmemiz için olmazsa olmaz bir faktördür ama sağlığımızı hiçe sayacak kadar da değil.
Getirisinden fazla götürüsü varsa işimizi de bir gözden geçirelim. Bulunduğumuz iş bizi tatmin etmiyor, işimizi sevmiyor ve yaptığımız işle mutlu olmuyorsak bu direk ev yaşantımıza da yansıdığı için iki mutsuzluk birden yaşayacak ve sağlığımızı da olumsuz yönde etkileyecektir.
Hiçbir iş hayatımızdan daha değerli değildir…
Bütün bunları gözden geçirdik ve düzelttik diyelim, her şey tamam mı?
Elbette tamam değil; Hareket lazım bir de, hareket…
Günlük sporumuzu mutlaka yapmalıyız. Buna birçoğumuzun sıraladığı/sıralayacağı mazeretleri görür gibi oluyorum.
‘Ben işe erken gidiyor geç çıkıyorum, evde çoluk çocuk benden yemek istiyor, ütü istiyor, ev temizlik istiyor.’
Haklı olabiliriz ama hayat bizim hayatımız olduğuna göre kendimize zaman ayırmayı mutlaka bileceğiz yoksa sağlık elden gidiyor.
İş çıkışı servisten birkaç durak ötede inip yürüyebiliriz. Sabah yine aynı şekilde erken kalkıp evdeki işlerimizin ucundan kıyısından elimizden geldiğince toparlarsak sanırım akşam için de vaktimiz olur.
Kalkacağımız saatin son saliselerine kadar yatıp sonra gözlerimizi ovuşturarak işe gitmek bizlere bir şey kazandırmadığı gibi çok şey de kaybettirecektir. Bunun için ne yapacağız? Sosyal paylaşım sitelerinde sabahlayacağımıza bir güzel yatıp uykumuzu alacağız.
Hem böylelikle gece saat 23:00 ile 00:05 arası salgılanan Melatonin’in, hücreleri yenileyici, bağışıklık sistemini düzenleyici, vücudun biyolojik ritmini ayarlayıcı, anti-oksidan ve yaşlanmayı geciktirici özellikleriyle her derde deva olan bu hormondan da yoksun kalmamış olacağız.
Sanırım sözü çok uzattım, kısaca toparlamam gerekirse; Yıllardır şeker hastalığı ile cebelleşen biri olarak şöyle bir ardıma dönüp baktığımda bütün bu saydıklarımı hiçe saymışım. Erken yatmak dışında…
Şimdi bana oldukça stres yaşatan işimden emekli oldum. Her sabah saat 00:05 de kalkıp bir saatlik yürüyüşümü yapmaya başladım. Yetmedi, akşamları da birer saatlik yürüyüşüme devam ettim. Ufak tefek şeylerle hayatımı karartmamaya özen göstermeye başladım. Eskiden çok sinir olduğum bir şeye şimdilerde sinir olmamayı öğrendim. Üstüme gelmeye çalışanları kendi haline bırakmayı, Allah’a havale etmeyi öğrendim. Yarım asırlık ömrümde bunları öğrenmek için geç kaldığımı biliyorum ama yine de zararın neresinden dönersem kardır diyor, sizlerin de geç kalmadan yaşamınızı şöyle bir gözden geçirmenizi istiyorum.
Hayat bizim hayatımız ve başka hayatımız yok…
Peki, bütün bunları yaptım da elime ne geçti? Diye sorarsanız.
Açlık şekerim yüz ellinin altına, tokluk şekerim iki yüzün altına düşmezken şimdilerde, açlık şekerim doksan beş veya seksen beş. Tokluk şekerim, yüz kırk veya yüz altmış.
Bunca zırvalamakta haklı olduğum göz önüne alınsın lütfen.
23.08.2014/Emine UYSAL
YORUMLAR
evet arkadaşım gecen yaz bel çevrem kalınlaşıp diyet yapmama rağmen kilo alımını engeleyemediğim zaman soluğu hastanede aldım.. meğerse günümüzün çağ hastalığı insülün direncim tehlike çanları vermeye başlamış. ilaç ve diyet işe yaramayınca ben soluğu spor merkezinde aldım platese başladım üç ay içinde zorla iki kilo verebildim ama bunun yanında yaz sıcaklarında beni deli eden soğuk suyla sakinleşen kılcal damar varislerim beni hiç de rahatsız etmedi. hocam demişti yazın rahat edeceksiniz diye o an anladım spor yapma zamanım gelmiş ve faydası çok fazla sonuna kadar haklı yazın canım beğeni ile okudum.. sevgilerimle..
Doğru söze can kurban... Sporuma önem vermem lazım. Yoksa tahtalı köyü boylarız..
Tebrikler, bizim gibi gençlere verdiğin telkinlerden dolayı.
Selamlar.
Emine UYSAL (EMİNE45)
senin sportif biri olduğunu biliyorum zaten, formun da yerinde şükür
selamlar
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgimle...
Önce emekliğin hayırlı olsun, yeri geldikçe yürüyerek gidiyorum çarşıya o yetiyor bana.Tebrik ederim saygılarımla.
Emine UYSAL (EMİNE45)
bir de her şeyi kafasına takmamalı yoksa şeker tavan yapıyor :(
selamlar
Bütün zırvalamalarınız, çok işe yaradı inanın.
Bir şeker hastası olarak benim de,
sizden alacak çok derslerim var aslında.
Az yemek dışında,
hiç bir faydalı hareketim yok benim.
(Yemek bulabilsem, belki de o özelliğimi de terk edivereceğim ya.)
Ha, bir de erken yatma konusunda taviz vermiyorum kendime.
23.00 sularında muhakkak yatıyorum.
Sabaha kadar bilmem kaç kere kalkıyorum ya, o konuya hiç girmeyelim şimdi.
İşimde çok stres yaşamıyorum.
Çalıştığım konuda uzman oluşum, biraz rahatlık veriyor.
Çoluk çocuktan zaten uzaklarda, yalnız vaziyetteyim...
Sözün özü,
bir garip şeker hastasıyım işte ben de.
Hayatını adam gibi düzene koyamayan...
Çok dersler aldım yazıdan.
Sağ olun efendim.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Yemek konusuna gelince, evinden uzak olan biri olarak güzel yemek yaptığınıza inanıyorum, demek ki sağlığınızı düşünüp az yiyorsunuz bu da bir şey değil mi?
en önemlisi eş ve işti siz bunları da gayet güzel idare ettiğinize göre çok yakında bu şeker illetini bitirirsiniz gibi geliyor bana.
Bu konuda yeni bir formül deniyorum faydasını görürsem burada sizlerle paylaşacağım, ha faydası olmazsa tek kurban ben olayım :)
Görüş bildirdiğin için teşekkürler, selam ve saygılarımla...
Kapımın önü park, yani yürüyüş alanım önümde.Kâh hava sıcak, kâh soğuk diyerek erteliyorum. Evde hızlı
yürümem ve çarşıya hızlı hızlı gidip gelmem ve dört kat merdiven inip çıkmam kurtarıyor beni. Ekzersize
yazıldım, gitmedim. Şeker hastası mıyım diye kuşkularım var. Şekerim yüksek çıkıyor ve doktora gitmiyorum.
Bu arada sorunlara dalıncakonuyu unuttum.
Ha üçü bir yerde düzenli olur yolunda giderse yakalanan mutluluk.
Aslında mutlu muyum diye aklımıza getirmezsek mutlu oluruz.
Gerken şeyleri de yapmak gerekir.
"Ah bir erken yatabilsem."
tebrikler,
sevgilerimle..
Emine UYSAL (EMİNE45)
Teşekkürler arkadaşım, sevgimle
Ah arkadaşım çok haklısın ama beni bunların dışında tutarsan sevinirim torunla akşama kadar spor faaliyetleri halindeyiz ..bende sabah yürüyüşleri yapamıyorum kaç zamandır fakat çarşı pazar her yere yürümeyi tercih edenlerdenim, neyse torunlar büyüsünde artık kendime zaman ayıracağım söz..sevgilerimle güzeldi tebrikler..
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgilerimle...
Sevgili Emine.
Keşke bütün bu yazdıklarını, özellikle de spor yapma olayını emekli olmadan önce hatırlkayabilsek.
Hoş ben emekli olduktan sonra da yapmıyorum ya o da işin bir başka tarafı. Sanırım hiç kimse bu güne kadar şekerin var, kolestrolün var demediği için olsa gerek.Bir doktora gitsem eminim ki bana reçete yerine defin ruhsatı verecek git de gömsünler seni diyerek))))))))
Ne diyim..Sana sağlık ve huzur dolu bir emeklilik diliyorum.
;
Selam ve sevgilerimle.
Emine UYSAL (EMİNE45)
spora gelince, bunu hepimizin yapabilmesi olanaksız, affola.
kimimizin bazı engelleri olduğu için yapamayız bu konu yazımın dışında :(
emekli olmadan önce de sabahları erken kalkıp yürümeye gayret ederdim ama şimdilerde vaktim bol olduğu için yürüyüşü de bırakmamaya çalışıyorum.
görüş bildirdiğin için teşekkür ederim hocam
saygılar.