- 2124 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KAYIP BİR BESTENİN HAZİN HİKAYESİ…
Hani derler ya, şans kapıyı bir kez çalar,,,işte öyle bir şey…
Tesadüf esri bir bestekar tanıdım, aynı zamanda kendisi hem müzik öğretmeni, koro şefi ve solistti, kısa bir zamanda zannedersem ruh yapımız uyuştu, gönlü güzel, kibirsiz, kasıntısız, kibar bir insandı, cana yakındı. İlk şarkısını henüz 16 yaşında iken önemli bir baloda okumuştu ve sesi muhteşemdi, müzik duayenleri sesinden çok etkilenmişlerdi…
Zamanla önemli bestekarlarla çalışmış ve kendisini mükemmel yetiştirmişti. ilk bestesini 23 yaşında bestelemiş ve sonrasında da bestelari devam ettirmişti…
Günler hızla geçerken 1979 yılın da hayatının belki de ilk ve son fırsatı denebilecek bir besteye imza attı. Attı atmasına ama, bu imza olumsuz olayların başlangıcı olmuştu…
Bestesinin güftesi Orhan Arıtana aitti ve şiirin tamamı 8 mısradan oluşuyordu ve bestekar Saim Gümüş bu güftenin tamamını bestelemişti ve bilahere bu besteyi TRT Repertuar Kuruluna gönderdi. Bestesi Repertuar kurulunca kabul edilmişti. Şarkının ismi - Nazara Göze Geldik (Ömrümüzün Son Demi Sonbaharıdır Artık) başlıklı bir beste-şarkıydı ve Saim Gümüş bu güfteyi hem Hicaz hem de Nihavend makamında bestelemişti Hicaz makamında bestelediği bu beste 4530-8617 sayı ve no ile Nihaven olarak bestelediği bu şarkı yine 8619 no ile TRT Repertuarına alındı. Bir söylentiye göre bir kısım sanatçılar tarafından da bu şarkı seslendirilmişti. seslendirenler içerisinde ses sanatçısı Suna Batıgün konakçı hanım da vardı…
Ancak sonradan Orhan Arıtana ait bu güftenin 4 mısralık kısmını Selahattin Altınbaş hüzzam makamında bestelemiş ve onun da bestesi 10203 sayı ve 8620 no ile TRT Repertuarına alınmıştı. Burada bir husus çok dikkat çekiciydi, Saim Gümüş’ ten sonra bestelenen bu beste Saim Gümüş ün bestesini hayli andırıyordu ve neredeyse şarkılar yüzde doksandokuz melodi-sesler benzeşmekteydi. Bu konuda bir şeyler söylemek uygun düşmeyecektir ama müzikseverlerin de bu benzeşme gözlerinden kaçmayacaktır. İşte Tüm Müzik Severlerin dillerinden düşüremediği –Ömrümüzün Son Demi Sonbaharıdır Artık- şarkısı dilden dile dolaşırken 36 yıl sonra ortaya çıkan bu gerçekler ışığında Bestekar Saim Gümüşün iki makamda bestelediği bestesi kayıplara karışmıştı. Söylenir ki Bestekar Selahattin Altınbaş o dönemlerde TRT de görevliymiş ve sonrası…
Olan Taşralı bestekar Saim Gümüşe olmuştur. Gözden uzak olan gönülden de uzak olmuştur. Bir insanın başına gelebilen şanssızlık ancak bu kadar olabilirdi…
Hakkı mı yendi, haksızlığa mı uğradı bilinmez ama Bestekar, müzik hocası, koro şefi, solist Saim Gümüşün, ömrünün şu son demin de hâlâ içi sızlıyordu, bir oof çekti, ağır ağır kalktı buzdolabın da duran buzlanmış suyu bardağına doldurdu bir dikişte içiverdi, ama ne mümkün, buzlar bile yüreğini serinletememişti…
Yıllar sonra, hayatında oluşan acı yüklü tüm bu olaylara karşı (Çok Şükür Ki Ümitlerimi Henüz Yitirmedim, Bir gün bana da, bir gün bana da hayat gülecek..) diye bir şiir-güftesiyle haykırıyordu. bu şiirin şarkısını TRT radyoların da okuyarak bir nebze olsun yaşanmışlıklarını unutuyor, kimbilir belki de unutmuş gibi görünüyor kendisini teselli ediyordu….
Erdal YILMAZ
YORUMLAR
Bu şarkıyı çok severim ve sanırım çoğunluk Hüzzam makamında ve Selâhattin Altınbaş'tan olan besteyi dinledim çoğunlukla. Sizin yazıdan sonra kafam karışmadı desem yalan olur.
Şimdi, sizin bizle paylaştığınız Saim GÜMÜŞ'ün 'Çok Şükür Ki Ümitlerimi Henüz Yitirmedim, Bir gün bana da, bir gün bana da hayat gülecek.' şarkısını dinliyorum ve sizin sayenizde daha önce bilmediğim bir güzel şarkıyı tanıyorum, sağolun, varolun...