GİTME KAL
GİTME KAL
Yorgunluğun feryadını yüreğinin derinliklerine gömmek isterken buldum seni bir
ayağı kırık masada..Örtüsü yoktu masanın ve bir de rengi gökyüzünün olmadığı gibi.Bir kağıt ve bir de kalem duruyordu masanın öbür ucunda.Bir şeyler yazıp da suskunluğunu bozmak isterken hayatın.elinden kayıyordu sanki.Hatırılara tercuman asılı bir ayna var yalnızlığın duvarında .Dile gelir ,susmak istemez ve anlatmak ister seni her şeye.Yeri geldiğinde isyan eder ve kabullenemez hayatın böylesini çekip gider.
Uzaklardasın şimdi her şeyden olduğu gibi kendinden de..Ve kırılmştır artık duvarda asılı duran ayna .Gecenin karanlığı çökmüştür ve silmiştir her şeyi belkilerin kuytusunda .Bir ayağı daha kırılmıştır masanın ve kaybolmuştur yalnızlığın enkazında .Aramıştır, sormuştur ve haber salmıştır sana bulutların kanatında.
Sen yoksun ve terk edip gitmişsin güller içinde göğe yükselen elleri.Neler bırakıp gitmemişsin ki bir isyan uğruna nelerden vazgeçmemişsin ki .Hayatın boynu bükük kaldığında büyüyecek mi ki sensiz.Sanki bilmiyor musun yağmurun yağacağını Her şeyi ıslattığı gibi hayallerini de ıslatacağını.
Gitme kal.Yanacaksan ve yakacaksan yak bu şehri, bir de beni.Gitme kal ve gülsün yüzün Bulsun hak ettiği her şeyi yaşamasın hayatın çilesini ve çekmesin derdini. Olacaksa mutlu ve istemiyorsa yalnız kalmayı sarsın beni.Bir de tutsun ellerimi gözlerimin ışıltısında sana uzanan..
Ramazan Kuş
29.05.2008