- 707 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Dedikodu
Dedikodu
Dedikodu: TDK Güncel Türkçe Sözlük
İsim; Başkalarını çekiştirmek ve kınamak üzere yapılan konuşma, kov, gıybet, kılükal!
Bu konuya girmeden hatırlatma yapayım; insanları veya insanlığı kurtarma görevini kendinde görenlerin tamamı bizzat kendisini ya da ırkını seçilmiş ilan ediyor, etmiş! Kendine ayrıcalık almadan bu işi tamamlamamışlar tarihsel süreçte gözlemlenir! Verimli toprakları (Vaat edilen) ve cazibe merkezlerini (Fethi övülen, hedef gösterilen) kontrol edip kendileri de başa geçmişler! Bunu da Tanrı adına yapmışlar!
Yani insan, Tanrı adına kendi algısını kullanır! Bunun başka yolu olamaz! Nasıl algıladığı konusunda da içine gelen düşünceler ya da evrenden gelen bilgilerdir bu algısını şekillendiren. Nakil algıları kullananlar zaten yancı konumunda!
Yani ya yolunu çizersin, ya da çizilmiş yolda yancılık edersin Tercih senin! Özgürlük de bu zaten! Yalanlama ve yanlışlama üzerinden bir sonuç alınmaz! Kendi “Doğru” yolunun göstereceksin! Bu gösterdiğin de sana izafi olmaktan kurtulamaz!
Yani evrensel sistemde işleyiş şöyle; dedikodu etme, bildiğin “Doğru” nu söyle! Bu doğru da sana izafidir ama izafiyet bu boyutta kaçınılmaz! Yani senin doğrun başkasının yanlışı olabilir! Başkalarının yanlışlarını, dedikodu ederek ortaya dökmek yerine kendi izafi doğrularını dillendir!
İnsan bizzat kendi algısını anlatır ise sorun olmaz! Hukukta “Görgü Şahidi” vardır! Görgü şahidi, başkasından dinlediğini anlatan değildir! Bizzat olaya şahit olandır! Şahit olandan nakleden, şahit kabul edilmez!
Bu arada tırnak içi ifade ile başkasından nakil konusuna değinmeden geçmemeliyim. Başkasının sözünü tırnak içi ifade olarak kullanmanın ikinci el bir bilgi olmasını göz ardı etmemek gerek! Yani başkası kendi adına konuşmuş, beğenip tırnak içi olarak da alıp kullanıyoruz ama bu ifade aslen kendi ifademiz yerine geçmez! “İlim kendin bilmektir!” bu ifade Yunustan tırnak içi nakledilir ama her birey de kendini bilmek konusunda bu sözün benzerini söyleyebilir; söylemiş zaten Yunus’ tan önce de söylenmiş sonra da söylenmiş! Önemli olan kişinin kendini bilmesidir! Sözü nakletmek kişinin kendini bildiğine delil olmaz!
Mesela; bir düşünce adamı bunu demiş diyoruz, tırnak içi yazıyoruz! Bu naklin ikinci elidir! Bir başkası da o düşünce adamının düşüncesine karşılık bir fikir üretmiş onu da tırnak içi alabiliriz, bu da naklin ikinci elidir! Dikkat edin şuraya; bu ikinci el nakillerde, tırnak içi ifadelerde; konu veya fikir mutlaka olmalı, şahsın yazdıklarını karalamak yerine fikir üretmek ya da üretilmişi nakletmek gerek! Yani konu veya fikir üzerinde dilediğimiz nakli tırnak içi ifade edebiliriz! Bu dedikodu kapsamında olmaz! Ayrıntı şurada: Falanca fikir adamı filanca fikir adamını okumayın, dinlemeyin demiş! Bu işte dedikodunun hasıdır! Hedef göstermektir! Pek ala ne yapılmalı? Bir konuda şu fikir adamının şu yazdıklarını okumayın şeklinde bir ifade dedikodu kapsamındadır! Akla sınır koymaya kalkışmaktır! Bunun yerine o fikir üzerine kişi kendi fikrini üretir ve kendinden paylaşır ya da beğendiği bir kaynaktan o konudaki fikri paylaşır tırnak içinde! Ama bu konuda şu kişinin yazdıklarını okumayın denmez! Hedef göstermek başkasının ağzından “Dedikodu” şeklinde yapılmamalı yani! Kişi bizzat kendisi fikir üretmeli. Ben okudum o konuyu doğrusu bu denebilir! Falanca ulu kişi okumuş, siz okumayın dedi demek felakettir! Falanca ulu kişi okumuş ve kendi algısını dillendirmiş! Yukardaki “Görgü şahidi” kapsamındadır kendi algısını dillendiren kişi! Bunu onun ağzından nakleden ise görgü şahidinden dinleyip şahitlik edenin durumu “Geçersiz şahitlik” kapsamına girer!
“Kutsal metinler kullanılarak hedef göstermek” konusu var ki akıllara zarar! Bir kutsal metindeki yergileri kullanıp güncel olan kişileri karalamaya çalışmak veya hedef göstermek! Dedikodu kapsamında olur! Ulu kişilerin, başkaları hakkındaki karalama veya hedef gösterme şeklinde yaptığı bir kişisel eylemi günümüze taşıyıp onun üzerinden prim yapmak, birilerini hedef göstermek de bu “Dedikodu” kapsamındadır!
Son tahlilde; kişi sadece kendi algıladıklarını, kendine izafi olarak nakledebilir! Başkalarının ağzından naklettikleri ikinci el bilgi kapsamındadır! Başkalarının başkalarını anlatmasını, tarif etmesin, nakletmek ise tamamen geçersiz olacaktır! Yani bir konuda fikir beyan edilecek ise ya kişi bizzat kendi fikrini oluşturacak ya da başkasından tırnak içi konu kapsamında nakil kullanılacak! Başkasının başkasını kötülediği bir nakli de kullanmayacak! Kolay aslında! Kişiler üzerinden değil de bilgi ve konular üzerinden işleyeceğiz! Kişiler üzerinden işlemek kolaycılık olur zaten kişileri karalamak da övmek de anlamsızdır! Bir fizikçi önemli bir buluşa imza atsa ya da tıp alanında bir doktor önemli bir buluşa imza atsa, bu kişi de toplumsal alanda kötülense, buluşuna zerre zarar gelmez! Hatta o kötüleyenler o doktorun buluşunu hasta olduklarında kendilerine uygulatırlar! O fizikçinin buluşunu da kullanırlar, çamaşır makinesini arabayı uçağı kullanırlar! Lidyalıların parasını da kullanırlar! Pastörizasyonu kullanılırlar. Ampulü de kullanırlar!
Sözün değeri kısalığındadır! Kısa kesiyorum, anlaşılmıştır konu!
Selametle,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Bir dedikodu mağduru olmasın arkadaşım?
sayın hocam.Ev arkadaşım CaNMaYBuLL'u yasaklamışsınız sanırım. Elbette en doğal hakkınız.Lakin soruyor,acaba buna neden nedir ? diye
Cevabı bilmek hakkı sanırım...
saygılar