BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ , GİZEMLİ BİR SAYI VARMIŞ:12
SİHİRİLİ SAYI: 12
► Eski Mısır’da: bir yıl 12 ay
►Günümüzde 1 yıl: 12 ay
► Yahudilik: 12 kabile
►İsrail kuruluşunun 60. yılını kutluyor. Törende, alanlarında önde gelen 12 isim, İsrail’in gelecek nesillerini temsil eden 12 çocukla birlikte 12 meşaleyi yaktı. (Hürriyet, 8 Mayıs 2008.)
► Hıristiyanlık:12 Havari
► Eski Yunan: 12 Tanrı (Önce 9, sonrada 3 ilave. Kim ne zaman ve neden ilave yaptı)
► Çin Takvimi: 12 hayvanlı takvim
► Eski Türkler: Göktürkler 12 hayvanlı takvim
►İskender 12 şehir inşa etti, 12 yıl hüküm sürdü (İskender, Yahudileri aldı ve bunlar onu selamladılar( Bar Hebreaus: Abu-l Farac Tarihi (Kronografya) s: 109.TTK Yayınları)
► Alevilik: 12 imam, Cem’de 12 hizmet, Aşure çorbasında 12 çeşit besin, Muharrem Orucu 12 gün
► İspanyol Yahudi’si Kristof Kolomb,12 Ekim 1492’de Amerika kıtasına ve yerli halklara soykırma başladı. (Kolomb’un Yeni Dünya’ya ayak bastigi 12 Ekim 1492 tarihi ise, Yahudi takviminin bir baska önemli günüdür: 21 Tisri 5253, yani Sukkot’un son günü, Hoshana Rabba.)
►12 Mart 1921’de İstiklal Marşı birinci TBMM ‘de kabul edildi.
►12 Ocak 1942’de Varlık Vergisi Yasası çıktı.
►12 Temmuz 1947’de Türk-Amerikan anlaşması imzalandı.
►12 Mart 1947’de Harry Salamon Truman Doktrini ilan edilmişti.
► Mareşal Mustafa Fevzi Çakmak, 10 Nisan 1950 tarihinde vefat etti. Cenazesi 12 Nisan 1950’de Eyüp Sultan Camiinden kaldırılırken, cenaze namazında yüz binlerce vatandaş bulundu. Mareşalin tabutu tekbir sesleriyle Eyüp Mezarlığı’na getirildi. Burada Gümüşsuyu denen tepedeki (Üzeyir Garih’in öldürüldüğü kabirde) Küçük Hüseyin Efendi olarak bilinen şeyhin yanına defnedildi. (internet siteleri)
►12 Mart 1971’de askeri darbe yapıldı
► 12 Eylül 1980’de askeri darbe yapıldı
►AK parti başkan yardımcı sayısı: 12 ( Ak=Libni)
►Ak (libni) partinin 3. kez iktidar olduğu seçimler 12 Haziran 2011’de yapıldı.
► Amerikan başkanı Kenya Yahudi’si Hüseyin Obama’nın güvenliğini 12 kişilik ekip sağlıyor. (Vatan Gazetesi, 14.04.2012.)
► Said-i Nursi 23 mart 1960’ta Urfa’da vefat etti. İsteği üzerine Halilürrahman Camii haziresine defnedildi. 27 Mayis 1960 askeri müdahalesinden sonra, "Mezarı siyasi bir sembol haline getirililiyor" iddiasiyla, 12 Temmuz’da mezarından çıkarıldı ve bilinmeyen bir yere götürüldü. (Soner Yalçın: Efendi Beyaz Müslümanlar’ın Büyük Sırrı,s: 395)
► PKK terör örgütü tarafından Türkiye eyaletlere bölünmüş ve 12 bölgeye ayrılmış. (Vatan Gazetesi, 11.10.2012) (PKK’nın bayrağının tam ortasındaki yıldız David Megan mı?)
► Avrupa Kürt Demokratik Toplum Koordinasyonu (CDK) Paris’te 3 Kürt kadın siyasetçisinin öldürülmesini ‘alçakça işlenmiş bir katliam’ olarak tanımlayarak, “Cinayetlerin hesabını mutlak soracağız” dedi. Fransa hükümetinden katliamı aydınlatmasını isteyen CDK, Kürtleri ise katliamı kınamak amacıyla 12 Ocak Cumartesi günü Paris’in Bastille Meydanı’na çağırdı. (www.firat-news.net/kurdbox-cdk-cinayetin-hesabini-mutlaka-soracagiz.htm/)
►Öcalan’ın 12 Nisan 1999’da avukatları ile yaptığı görüşmede hükümetle 8 maddelik pazarlık yürütülmesi için talimat verdiği belirlenmişti. ( Vatan Gazetesi, 22.02.2012)
►Başbakan RTE daha önce Öcalan’ın idamını engelleyen ’Devlet Bahçeli imzalı’ protokolü açıklamıştı. Erdoğan’ın açıkladığı protokol MHP, DSP, ANAP koalisyonunun 12 Ocak 2000’de imzaladığı protokol ile Öcalan’ın idamını ertelediğini gösteriyordu. (Vatan Gazetesi, 22.02.2012)
►Suriyeli muhalifler, ABD, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar arasında 3-11 Kasım tarihlerinde "Yeniden yapılanma" adı altında yapılan toplantıda 12 maddelik gizli bir anlaşma üzerinde uzlaşıldığı iddia edildi. (www.firathaberajansi.org/haber/22405)
►Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, IKYB’nin, Irak anayasasında ’sorunlu bölgeler’ olarak adlandırılan bölgeler için bundan sonra "Kürt bölgesinin dışındaki Kürt toprakları" ismini kullanacağı belirtildi. çıklamada, kararın 12.12.2012’de alındığı ve bugün kamuoyuna duyurulduğu ifade edilerek, Irak hükümetinden üst düzey yetkililerin, anayasada ’sorunlu bölgeler’ olarak adlandırılan bölgeleri anayasaya aykırı...
►RTE, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın 12.12.2012 tarihine özel olarak ”12.12.12’de 112 Dev Eser Milletimizin Hizmetinde” adıyla Voleybol Federasyonu Spor Salonu’nda gerçekleştirdiği programda, söz konusu eserlerin
kazandırılmasında başta Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu olmak üzere emeği
geçenlere teşekkür etti. (Vatan Gazetesi, 12.12.2012)
►Kızılbaş göçebe aşiret yapısı: 12 oymak. (www.kizilbasforum.com/atmi-asireti-t10896.html)
► Eurovizyon şarkı yarışmalarında tam puan: 12
►Basket oyunu 5 kişiyle oynanır ama Türkiye Milli Basketbol Takımı: “12 dev adam” olarak adlandırılır. Neden?
► Yahudi asılılar (Y. Ata-can-, G.Duran, N. Öz-yılmazel, (12 Nisan).A. Tanrıyar ( 12 Ocak 2008, vb) nikahlarını özellikle ayların 12’sinde kıydırırlarmış.
►’Muhteşem Yüzyıl’ dizisinde Mahidevran karakterini canlandıran Nur Fettahoğlu ile anılan Necati Şaşmaz, sürpriz bir kararla Ömer Lütfi Mete’nin yeğeni 1992 doğumlu Nagehan Kaşıkçı ile nikah masasına oturdu. Mahidevran sarayda da gercekhayatta da hep ezikleniyor, Necati Şaşmaz onu şutlayip 2 hafta sonra 12.12.12 modasına uyup dunyaevine girdi ! (akşam,12.12.2012
►12.12.12 tarihinde evlenmek isteyen yüzlerce çiftin nikahı bugün kıyılıyor. Antalya’da da 12.12.12 tarihi, nikah işlemlerinin zirveye çıkmasına neden oldu. Kentin en büyük ilçesi Muratpaşa’da, 48 çift bugün nikah masasına oturuyor. Çiftlerin arasında en şanslı olan Sinem Palalı- Serkan Kurşan’ın nikahını Muratpaşa Belediye Başkanı CHP’li Süleyman Evcilmen, saat 12.12’de kıydı. (Hürriyet Gazetei, 12.12.2012)
NOTLAR:
Türkiye’de geçen birçok dramatik toplumsal olayların ve bazı devlet uygulamalarının nedenleri tam olarak bilinmez. Örneğin, Batı kültürünü Anadolu’ya yerleştirmek, Anadolu insanına “kul” değil, “birey” olduğu bilincini aşılamak ve teknikle donatmak, başka bir söylemle ilkel insanı uygarlaştırmak için kurulmuş olan ‘Köy Enstitüleri’nin kapatılması ve bunun yerine ‘İmam Hatip Liseleri’nin açılması, 12 Mart 1947’de Truman Doktrini (Japonya’ya atom bombalarını attıran Yahudi Harry Salamon Truman’ın adına açıklanan dünya Yahudi egemenliğinin maddeleri) ilan edilmesinden hemen sonra 12 Temmuz 1947’de Türk-Amerikan anlaşması yapılması, 1948’de İsrail’i ilk tanıyan ülke olmamızı, “Milli Şef” ismet İnönü’nün Türkiye’yi yönettiği zaman diliminde gerçekleşen olaylardır.
1. İstiklal Marşı: 12 Mart 1921
İstiklal Marşı 1921 yılında, Mart ayının 12’sinde birinci TBMM ‘de kabul edildi. Türk Marşı da denilen tam 41 satır olan şiirin tek bir satırında bile Türk” sözcüğü geçmez! Türk adının anılmadığı“Türk Marşı!
Ayrıca , bu uzun şiirde bir yıldız sahiplenilir ve Tanrı’nın vaat ettiği bir vatandan söz edilir:
O benim milletimin yıldızıdır parlayacak!
O benimdir, o benim milletimindir ancak!
…..
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın,
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın
….
Türklerin kendilerine ait ilk yazlı belgeleri olan Göktürklerin “Orhun Abideleri”, Uyguların “Sine Uşu”, Kırgızların “Manas” ve Oğuzların “Dedekorkut” destanlarında, Karahan Türklerinin “ Kutadgubiliğ”inde, İran Selçuklularının “Siyasetname”sinde, “Moğolların Gizli Tarihi”nde Türklere ait bir yıldızdan söz edilmiyor. Yine, yukarıda adları geçen Türk ve Moğollar orijinal eserlerine ve İbnül esir, Nesevi, Cüveyni, Vassaf, Raşid-ed Din (Reşidettin), Nizamülmülk, İsfizarf gibi İran-Arap-İslam kaynakları ile Marco Polo, Paulo Caprini, Wilhelm von Rubruk gibi Avrupalı tüccar veya misyoner seyyahlar (gezginler) tarafından kaleme alınmış gezi notlarına dayanılarak yazılmış olan Boris Yakovleviç Vladimirtsov’un “Moğolların İçtimai Teşkilatı”, Jean-Paul Roux’un “Moğol İmparatorluğu”, Vasili Viladimiroviç Barthold’un “ Moğol İstilasından Önce Türkistan, “Orta Asya Türk Tarihi Dersleri”, Claude Cahen’in “Osmanlılardan Önce Anadolu”, Leon Cahun’un “Asya Tarihine Giriş” adlı eserlerde de Türklerin tanrıları, tapınma ritüelleri, gelenekleri hakkında çok ayrıntılı bilgiler verildiği halde, kendilerine ait, yani sahiplendikleri, ne bir yıldızdan, ne de Hak’ın vaatlerinden söz edilliyor. Kısacası, Türklere(?) özgürlük marşını yazan büyük Türk şairi (!)“yıldız” ve Hak vaadi”ni hangi kavmin tarihinden aldı ? Yıldız , “Davut Yıldızı, Hak vaadi de bugün BOP (BİP) Eşbaşkanı’nın da katkılarıyla şekillenmeye başlayan “Arz-ı Mevut” olabilir mi?
İbrani Tanrısı Rab, ABRAM (Abraham, Avram=Hz. İbrahim: Ata) çağırarak sadece ona vatan vaat etmişti ve Nil’den Fırat’a kadar bir harita takdim etmiştir.
Tevrat’ın Tekvin kitabının 15. Bab’ında şöyle yazar:
“O günde Rab, Abraham’la ((Hz. İbrahim) ahdedip(söz verdi) dedi: Mısır ırmağından büyük ırmağa, Fırat ırmağına kadar bu diyarı, Kenileri ve Kenizzileri ve Kadmonileri ve Hittileri ve Perizzileri ve Refaları ve Amorileri ve Kenanlıları ve Girgaşileri ve Yebusileri senin zürriyetine (soyuna) verdim.” Tekvin, Bab: 16, Bölüm: 18, s: 13)
2. Varlık Vergisi : 12 Kasım 1942
12 Kasım 1942 tarihinde Rumların talan edildiği “Varlık Vergisi Yasası” çıkmıştı.
Prof. Dr. Yalçın Küçük’e göre, “Varlı Vergisi’ni icra eden heyet Sabetayist idi. Bu işten çok kazançlı çıktılar.” (Prof. Dr. Y. Küçük: Gizli Tarih, s:246.)
Prof. Dr. Yalçın Küçük’e göre, 1942 yılında Kasım ayının 12’sinde çıkarılan ‘varlık vergisi yasası’ ile bir yandan Rumlara ve açık Yahudilere ait malların, servetlerin Müslüman Yahudilere (Sabetayistlere) transfer edilirken, diğer yandan Yunanistan’a giren ve böylece İstanbul’a çok yaklaşan Alman ordusundan Yahudileri kurtarmak için vergi vermeyenlerin Nazilerin hiç gitmeyecekleri yere; Türkiyenin en uzak noktasına götürülerek Nazilerden kurtarılmışlardır.
“ Dokuz Kasım 1942 tarihinde ise, Atina gazeteleri, Hitler’in, "international Jewry will disappear from Europe" demecini yayınladılar, enternasyonal Yahudiliğin, Avrupa’da, kökünün kazınacağı ilanını haber yaptılar. Bundan üç gün sonra, 12 Kasım 1942 tarihindeki Ankara’da, Yüce Meclis, Varlık Vergisi yasasını kabul etti, çıktı ve resmi gazetede yayınlandı. Tam bir senkronizasyon buluyoruz; iki yanlı tedbir, tehdit’e karşı hem yaranma ve hem de koruma görüyoruz. Müthiş bir adım, demek, zorundayım.. Acizleri de işte bu zamandan itibaren, Almanlar’ın Selanik’e girişleriyle birlikte, Ankara’nın bir tedbir arayışına girdiğini postüle ediyorum. Selanik ve İstanbul arasında, mükemmel bir senkronizasyon çıkarabiliyorum. Demek ki, bir sonuca ulaştık; bu sözde "facia" ile, Yahudilerimiz’e ve sabetayistlerimize her hangi bir zarar gelmesi imkansızdır. Yahudilerimiz, Alman tehdidi karşısında en uzak noktaya nakledilmişler ve sabetayistlerimiz de, çok karlı çıkmışlardır, başkalarını bilemem, bu sonuç bir masal yazıcısı ve anlatıcı olarak, beni şaşırtıyor.” (Prof. Dr. Y. Küçük: Gizli Tarih, s:242.)
“Yalnız bir mesele daha var, neden Aşkale; eğer iş taş kırmak ve yol yapmak ise, yapılacak yol ve kırılacak taş mı kalmadı, Aşkale çok uzaktadır; üstelik, Aşkale’ye gidenlerin hiç birisinin taş kırıp yol yapmadığını biliyoruz. Evlerde veya otellerde kaldılar, evlerinden uzaktılar, sıkıntı çektiler, ama güven içindeydiler. Her halde taş kırmak bahane, Aşkale Şark hududunda ve Garb hududundan çok uzakta, muhtemelen ve bu sebebe binaen seçildi. Tabii mantıken naklediyorum, nihayet masal dünyasındayız, mantıklı olmak şartıyla istediğimiz muhakemeyi yürütüyoruz.“ (Prof. Dr. Y. Küçük: Gizli Tarih, s:239)
2. 12 mart 1971 ve 12 Eylül 1980
12 Mart 1971 darbesini yapanlar gibi, 12 Eylül 1980 darbesini yapanlar da İbrani ırkındandır:
“..her iki cunta lideri Orgenerel Memduh Tağmaç ve Orgeneral Kenan Evren, İbrani asıllıdırlar. Yakında ölen Orgenereal Nurettin Ersin de öyle idi. Oradan seçiyorlar./…/ Naim Talu , 12 Mart darbesinde Başbakan olmuştu. Darbenin başında Genelkurmaya Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç vardı, İbrani asllıdır. Naim, Naomi , “hoş” demek olup, İbraniler tarafından da taşınıyor. İstanbul’da son Sinegog baskınında ölene Yahudiler arasında Talu adlılar da vardı.“( Prof. Dr. Yalçın Küçük: Gizli Tarih, s: 374.)
İbrani asıllı OR-generaller Yahudiliğin 12 kabilesine atfen ayların 12’sinde yapmışlardı ve özünde Türkiye’deki Yahudi egemenliğini güçlendirmek ve Yahudi mitolojinin merkezi Kudüs’e yönelişi hızlandırmaktı. Nitekim, bu askeri darbelerden sonra dinsel yaşam hem eğitim ve hem de yaşam pratikleri olarak gittikçe yayılmıştır.
“ 12 Mart 1971 Darbesi’nden sonraya rastlıyordu; kuskusuz Darbenin lideri Orgeneral Memduh Tağmac ve daha sonra yerine gecen ve Kıbrıs Savaşı’nda Genelkurmay Başkanı olan Orgeneral Semih Sancar da sabetayisttiler.( Prof. Dr. Yalçın Küçük: Tekeliyet 1, s:343.)
“Cunta reisi Memduh Tağmaçı’ın İbrani asıllı olmaları ihtimalini hayli yüksek görüyoruz. Kaldı ki, “Memduh” ismi “Yeduh” kelimesinin lisanımızdaki mübadillerinden birisi olmakla “övgü” veya “övülmüş” manasını vermektedir.”( Prof. Dr. Yalçın Küçük: Gizli Tarih, s: 109.)
“12 Mart Darbesi’nin ilk başbakanı, Turan Güneş’in akrabası, Nihat Erim ve üçüncü başbakanı bankacı Naim Talu da sabetayist ailelerden geliyorlardı; ortadaki başbakan Vanlı Ferit Melen ’in bir Kürt-Yahudi kökeni olup olmadığı araştırmaya değer görünmektedir. “(Yalçın Küçük, Tekeliyet 1, s:343.)
Sonuç olarak;
“ İsrael’in kullanması ihtimalini göz ardı etmemek gerekiyordu, artık geriye de giderek darbelerin (12 Mart 1971, 12 Eylül 1980) realizasyonunda İsrael’i düşünmemiz daha isabetlidir” (Prof. Dr. Y. Küçük: Gizli Tarih, s:285,286.) (Or: İsrail’in kuvveti. Türk ordusu (!)’ndan başka hiçbir orduda “OR” rütbesi yok)
3. Truman doktrini:
12 Mart 1947’de Harry Salamon Truman Doktrini ilan edilmişti.
“ İsmet Bey’li (İsmet İnönü) yılların pek de karanlık olmadığına işaret etmek istiyordum, kaldı ki, ilahiyat fakültesi ve okullarda tercihli din dersler de bu dönemdedir; bunları Truman Doktrini çerçevesinde mütalaa ediyoruz. Orta Doğu’ya giriş, bir elde ibraniyet ve diğer elde islamiyet tutmayı zorlamaktadır.”( Prof. Dr. Yalçın Küçük: Gizli Tarih, s:55.)
4. Suriyeli muhalifleri olarak adlandırılan Suriye’deki Mossad ajanları, ABD, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar arasında 3-11 Kasım tarihlerinde "Yeniden yapılanma" adı altında yapılan toplantıda 12 maddelik gizli bir anlaşma üzerinde uzlaşıldığı iddia edildi.
Bu maddelerden bazıları şunlardır:
1. Suriye Arap Cumhuriyeti Ordusu’nun sayısı 50 bine düşürülecek ve ordu savunma ordusuna dönüştürülecek.
2. Türkiye’nin Atatürk Barajı’ndan su boru hatlarıyla Suriye üzerinden İsrail’e su ulaştırmasına müsaade edilecek.
3. İran, Rusya ve Çin’le ilişkiler sınırlandırılacak, Filistin direniş hareketleriyle ilişkiler kesilecek.
4. Suriye Golan’dan sadece siyasi yollarla hak talep edebilir. İsrail’le Suriye arasındaki barış görüşmeleri, Amerika ve Katar’ın gözetiminde gerçekleştirilecek.
5. Rus ve Çin şirketleriyle şimdiye kadar imzalanan tüm silah ve yer altı zenginliklerinin araştırılması anlaşmaları iptal edilecek.
6. Suriye’de yeni kurulacak rejim, Liberal İslam esaslarına uygun olacak.
: www.firathaberajansi.org/haber/22405/gizli-anlasma-pkk-nin-tum-mensuplari-suriye-den-dislanacak.anf#sthash.vqZZ3DiH.dpuf
7. İbrani Asıllı Yazarlarda 12 sayısı
Dosyoveski: Ölü Evinden Anılar
“Deri yarmak için kullanılan âleti, sağlık çavuşu fi tarihinde kayıp mı etmiş, bozmuş muydu, yoksa âlet kendiliğinden mi bozulmuştu, her ne hal ise, bu âlet şimdi yoktu, hastanın derisi bunun yerine küçük neşterle yarılıyordu. Her vantuz için on iki yarık açılıyordu. Bunlar özel âletle yapılırken hasta hiç acı duymazdı. Küçücük on iki bıçak, birden, acı duyurmadan deriyi çiziverirdi. ( s:270)
...
Paskalya aşı için on iki domuz yavrusu doğuracağına seviniyor. (s: 32)
...
Akim akiviç, siibiryada , kaleden ikinci sıınıf sürügün olarak on iki yıl kalama cezı verildi. ( s:38)
...
Yahudi İsay Fomiç, on iki yıllık ceza süresinin bitmesini bekliyordu (s:87)
...
Lomovların köyden uzakta, Sibiryalıların “ Zaimka” dedikleri bi çiftlikleri vardı. Bir sonbahar, oraya , eskiden beri evlerinde çalşışan altı Kırgız yanaşmayı yerleştiremişlerdi. Bir gece bunların altısı da öldürüldü. Dava başladı... ...İhtiyar Lomov öldü. Oğulları mahkum olup sürüldü. Oğullarından biri amcasıyla birlikte on iki yıl süreyle bizim cezaevimize ağır hizmete geldi. (Dosyoyevski, ölü evden anılalr, s:311)
...
Ama bunların hepsi ruhça hasta, saldırgan, kuruntusu eksf olmayan insanlardı. Bunu da doğal görmek gerekir. Çünkü durumları onlara pek güç, hattâ bizden de daha güç geliyordu, çiinkii memleketlerinden şimdi pek uzaklarda idiler. Bazıları, on iki yıl gibi uzun bir süreyle sürülmüşlerdi.( Dstoyevski, ölü evinde anılar, 358)
...
Bölük komutanı olarak bir üst subay, bundan başka , cezaevinde sırayala nöbet bekleyen dört astsubay geldi. Akdsaçlılar yerini on iki çavuşla bir böülük emini aldı. (Dostoyevski, ölü evinde anılar, s: 374)
Dosyoveski: Ecinniler,
“Mektupta: ‘Günde on iki saat çalışıyrum idyordu. (cvaravara petrovna bu satırları okuyunca on bir saat çalışsa hiç olmazsa diye homurdandı) /.../ Gecelerimi gençler arasında geçititriuotum, güneş doğuncayay kadar söyleşiyoruz. Adeta eski Atina gecelerini yaşıyoruz. /.../ Varvara Petrovna, mektubu katlarken yargısını verdi: “ Eee, bunların hepsi saçma,” dedi. Atina geceleri sabaha dek sürerse günde on iki saat nasıl çalışıyor?Bunları yazarken sarhoş muydu?” (Dostoyevski :Ecinniler, s: 24-25)
...
“Henüz ona içki ısmarlamadım. Ne olursa olsun uğruna pa¬ra harcamaya değmez; hem bilmem, onun sırlarının niçin bu ka¬dar önemi var sizce, ben hiç de önem vermiyorum. Tersine, içki¬yi bana ısmarlayan ol On iki gün önce gelip benden elli kapik di¬lendi. Şimdi parayı savGrûyörTyani ben ona değil, o bana şam¬panya ısmarlıyor (ecinniler, s-100)
...
“Gelin, çabuk gelin, görüşmeyeli on ik yıl oluyor, ama gene tanıdım. Oysa o... Nasıl, beni tanımıyor musunuz?” (ecinniler, s 104)
...
“Nerden mektup gelecek size Praskovya Ana, diyordum ona, on iki yıldan beri bir tane bile almamışsınız. Bir kızı varmış, kocası alıp Türkiye’ye götürmüş; on iki yıldır öldü mü kaldı mı, haber alamamış, ...” (Ecinniler, s:143)
...
“Bu anda aklıma geldi; Stepan Trofimoviç, bana bir gün bu kızı, on iki yaşında Petersburg’a götürdükleri zaman kızın bayağı hasta düşüp günlerce iki gözü iki çeşme, Stepan Trofimoviç’i is¬terim diye sayıkladığını anlatmıştı. (ecinniler s 104)
...
“Tanrım, duvarda benim resmim asılı. Verir misiniz bakayım. Nasılmışım o zamanlar! Ah, anımsıyorum, anımsıyorum!» Liza on iki yaşındayken yapılmış bu suluboya portreyi, hocaya dokuz yıl önce Drozdov’lar Petersburg’tan göndermişlerdi! Bu portre o gün bugün hep duvarda asılı duruyordu.” (ecinniler 107)
Stephen King: Mahşer
Brad, “ hemen on iki kişi bulurum,” dedi ( 305)
•••
Patrick White : Teyzenin Hikayesi
On ikinci yaş gününde bir yıldırımın yere fırlatmasına rağmen yine de ayağa kalkan bir kızı, ateşten nehirler kolay kolay yutamazlar .”(P.White: Teyzenin Hikayesi, s:57. Türkçesi: Gönül Suveren. Altın Kitaplar)