- 1490 Okunma
- 4 Yorum
- 2 Beğeni
TOKAT ' MEMLEKETİMİN İÇİNDEN '
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Tokat Memleketimin İçinden
Tokat; Anadolu’nun şirin ve asil kenti.
Asırlık çınar gibi karşılıyor, zamanın yorgunluğu yüzünden belli, yaşlanmış ama hala akıp giden bir pınar gibi. Dört yöne büyük kadranlarla her semtten duyulacak şekilde ben hala buradayım diyor saat kulesi.
Hemen karşısında Tokat’a gitmek lazım diyen bir zatın ayak izleri beliriyor bey sokağının ıssız dar kaldırımlarında. Gölgesi düşmüş sanki dün gibi oralarda yaşadığını çok belli ediyor duvarlarına sinmiş maneviyatını ve ruhunu bu gün hala dimdik ayakta durarak anlatıyor.
Ey güzel dost! Sen nasıl bir rüzgardan iklimler düşürdün bu kentin sokaklarına ki hala asırlık zaman içinde gölgen değiyor ruhumuza.
İnsanlığın yüz akı gibi bir zatın Hz. Mevlana’nın uzun aylar burada kaldığını yaşadığını buraya huzuru, güveni mutluluğu bıraktığını bilmeyenler var ise, yaşadığı bu güzel mekanı mutlaka gezmelerini diliyorum. Mevlevihane bugün ki güzel yüzüyle karşılıyor sokağın hemen başında.
Çile çemberi yırtılsa da dile gelse sokaklarında dün gibi hatırladığım büyük ağabeylerimin ağır aksak yürüyerek o güzel sohbetleri kulağımda hala.
Eski Tokat evleri inci gibi dizilmiş yol boyunca az ilerde rahmetli antikacı Dursun dedenin gramofon sesiyle tarihi bu yolda bir kez daha dalıyoruz o manevi atmosferin içine.
Bir pazar günü sokakta cümbüş eşliğinde oynayarak giden damat halayını görürseniz şaşırmayın. Öyle bir kültür ki damat hamamı yapmış mahalle sakinleri Mevlana hamamında ve ağır ağır evlerinin yolunu tutuyorlar omuzlarında Türk bayraklı delikanlı Tokatlı gençleri.
Herkes her şey onu çağırırken siz kendinizden kaçmayın yolculuğumuz devam ediyor dar sokaklarımızda. Yolun sonunda yine asra damgasını vurmuş ahşap mimarisi ile karşınıza çıkacak olan güdek minareli yol başı cami. Asırlardan yüzünüze tebessüm edecek sokağın en üst başından.
Sığ sularda mı saklanır uzaklara geçip giden o endamlı, kudretli insanlar
yoksa toprakta yeniden bir daha hayat bulur mu o güzelim göçüp giden canlar.
Ağlasak Behzad deresi kurur, gülsek Topçam savrulur mu ki? Her cepheden Tokat’ı kuşatan garip dağlar bir yanda Haç dağı karşısında Gıj Gıj var.
Canım titriyor yalnızlık rüzgarlarından Rahmetinle bağışla Allah’ım bu sokaktan gelip geçen büyüklerimizi. Eski Tokat Belediye Başkanı İsmet Saraçoğlu, Son Mevlevi Şeyhi Abdul Hadi Ergin Efendi, Bedreddin Üstün, İhsan Eyüpoğlu, Kadri Özen, Devlet Bakanı Ali Şevki Erek, babası Cevdet Erek, Abdullah Yağcı, Selahattin Gülüt, Galip Berk gibi Tokat’a damgasını vurmuş değerli şahsiyetlerin yaşadığı bu güzel sokağımızda hala manevi bir haz almamak imkansız.
Hoşgörü pınarının suyunu gönüllere akıtan değerli şahsiyetlere Allah’tan rahmet diliyorum. Bey sokağının eski duruma gelmesini düzenlenerek yeniden kültür mirası haline getirilmesini canı gönülden temenni ederek tüm insanlığa hayırlar getirmesini diliyorum.
’’Hayatın manası Allah’a imanla keşfediliyor. Sevgi hakiki değerini imanın nuruyla kazanıyor. Selam olsun vatan için gözyaşı dökenlere selam olsun Tokat için emek verenlere ’’
Hepimizin doğduğumuz topraklara karşı bir vefa borcumuz vardır. Acizane Tokat sevdamızı, Tokat’ın güzelliğini dile getirmeye çalıştım.
Sevgi selam dua ile...
19.08.2014
Rasim Yılmaz
YORUMLAR
Tokat'ımızı çok güzel cümlelerle anlatmışsınız. tebrik ederim.
Ayrıca aşağıdaki sözün bilincinde olduğunuz anlaşılıyor. ne mutlu sana. bunu keşfetmek hayatı bu zenginlikle okumak, yaşamak ne büyük coşku, ne büyük aşk. bundan yoksun olanlar ne kadar fakirler, keşke bilebilseler kuru bir hayat yaşadıklarını...
’’Hayatın manası Allah’a imanla keşfediliyor. Sevgi hakiki değerini imanın nuruyla kazanıyor.
selam ve dua ile kalınız.
sertesenyel
bir tokatlı olarak gurur duydum
tokata yakışır bir anlatım usta işi selam ve saygılar
RasimYılmaz
RasimYılmaz
Burla
Gerçekten harika bir sunumdu.
Bir şehrin güzellikleri,
gönül sesi ile ancak bu kadar aksettirilebilirdi.
Güzeldi.
Tokat'tan bir kaç kez geçtim.
Hep yolumuz uzun olduğu için,
durmak, gezip-görmek nasip olmadı.
Başka sefere inşallah.
Hele de bu gönül yazısını okuduktan sonra.