- 1067 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
DEVİR Mİ DEĞİŞTİ BİZ Mİ DÜNYAYA ERKEN GELDİK!!.....
Bize bir haller oldu son yıllarda..
Bana devir değişti ne yapalım ahir zamandayız Hocam demeyin ne olur.
Değişen devir değil değişen kişilikler,insanlar,evler,binalar..
Tamam caddeler değişti,evler değişti,müstakil evleri terkettik birer birer, katlı hapishane benzeri apartman katlarına kendimizi hapsettik.
Koskocaman gökdelenlerde kimin kimle yaşadığı belirsiz ortamlarda dinden uzak yaşamayı kabul ettik.
Yıllar öncesinde eleştirdiğimiz yaşam tarzını kendimize uydurduk.
Zamanın değişmesiyle din kaideleri değişmez bakidir o kurallar.
Değişen giyim,kuşamdır,çevredir ,teknolojik gelişmelerdir.
Dünya değişecek elbette Peygamberimiz devrinde de bu gelişmeler yaşanmış eshabın getirdiği bir lambayı Resulullah Efendimiz hane-i saadetlerinde kullanmışlar.
Bunlar olup bitiyor ama nedense müslüman halkımızın dini hayatları çok değişti..
Bizim bütün korkumuz daha olumsuz durumlara düşmemek için neler yapılmalı ve neden bu durumlara düştük bunu araştırmak..
Kısaca bizi kimler bu hale getirdi?
Bu asil milletin çocukları elli senede niye bu utanılası hallere düştü?
Bunun nedenine, niçinine bir bakmalı değil miyiz?
***
Elli yıl önce bu insanlar daha huzurluydu.
Komşular birbirlerine iyi davranırlar, hastaları ,yaşlıları hep beraber ziyaret ederlerdi.
Bayramlarda ev ev gezerdik,çok uzak mahallelere ailecek yürüyerek gider büyükleri ziyaret ederdik.
Şimdi öylemi yirmi ailenin oturduğu binamızda dört yılı bitirdik henüz yarısı ile gidip gelmiş değiliz diyordu geçen bir amcamız...
Bayramlarda bile insanlar birbirlerine gidip gelmiyorlar,tatile gidiyorlar.
Öğrencilerin kaldığı apart benzeri evlerde durum çok daha vahim bir hal almış.
Girenin çıkanın belli olmadığı durumlar anlıyacağınız.
Sabahın beşinde televizyonu olan komşumuzun evinde M.Ali Clayin boks maçlarını hep beraber izlerdik.
Şimdi bu olabilir mi,var mı öyle komşular?
İnsanlar en güzel mobilyaları evlerine koymuşlar ama yılda bir kaç müsafiri bir gece ağırlamaktan çekiniyorlar..
Yalan mı?
Hepsi gerçek hemde Kırıkkale’mizde oluyor bütün bunlar..
Ben büyüklerimi arıyorum telefonla kimse nedense aramıyor..
Ben ziyaret ediyorum bayramlarda benden küçükler beni ziyarete gelmiyor.
Bir kaç yıl gidip te bana gelmiyene ben niye gideyim diyerek sıla-i rahmi terkedeni çok duydum,gördüm.
İstisnalar var elbette ama istisnalar kaideyi bozmaz,hepimiz bugün bundan şikayet etmiyor muyuz?
Gençler uyuşturucu batağına saplanmış vaziyette..
Bir de kolayca bulunabilen ve kısa sürede bağımlılık yapan bonzai denilen hap çocukları kıskacına almış durumda..
Bu günleri arayacağımız şimdiden belli değil mi?
Otuz sene önce de bu günleri arayacağımızı yazmışlardı da ordan biliyorum..
Büyüklerimiz kehanet yapmamışlardı,ailelerin vurdum duymazlığı,kurumların yetersizliği,devletin acziyeti daha kötü günlerin geleceğini haber veriyordu haykırırcasına..
***
Bu millet önce sinemayla ,tiyatroyla,sonra televizyonla bu hale getirildi!.
Şimdilerde kahvehane,oyunla ve internet kafelerde öğrenciler evlerde büyükler,kadınlar,kızlar ifsada çalışılıyor.
Yılanın başı küçükken ezilir diye boşa söylenmemiş.
Fuhuş,içki,dans,tavla,oyun salonları,içkili düğünler ,gayri meşru haller birer urdur,kanserdir.
Ceddim Kanuni Fransa’ya nota vermiş hep söyler dururuz..
Yüzyıl girememiş dans denilen bu kanser, Osmanlının sonuyla birlikte ülke balıklama dalmış bunca günahın içine..
Dini kitapları yasakla,Kur’anı okutma,ezanı Türkçe okut,dindarları tutukla,korku rejimi ihdas et; günaha giden yolları aç,milleti içkiye,kumara,piyangoya sevket olacağı budur..
Taşları bağlayıp köpekleri serbest bırakmak diye buna derler..
Bu milleti jandarma dipçiğiyle korkutmuşlar,devlet ile halkın arasına perde koymuşlar.
Ezanı Türkçe okudu diye Hocayı karakola çekmemişler mi?
Kuran okuyorlar diye derdest edilip zindanlara tıkılmamışlar mı?
Halk Partinin yaptığı zulümler diye yazın hemen karşınıza çıkacaktır bunlar..
***
Türkiyemizin şu geldiği duruma bizi neler getirdi acaba?..
Bu durumdan hepimiz mesulüz,bir yerlerde yanlışlıklar yaptık.
Ne idareciler ne muallimler ne de yetkili kişiler görevlerini hakkıyla yapmadılar..
Neden bu duruma düştük sebebleri sıralayalım.
1*İlk önce dinimizi çocuklara öğretmedik,o annelerin yetiştirdiği çocuklar bugün ana baba,dede oldular..
2*İkincisi düşmanlarımız başta mason,yahudiler,din,vatan,milletimizin düşmanları hiç durmadan yeni projeler planlayıp bu ülkede uyguladılar,bizi pazar yapmak için koordineli çalıştılar..
3*Üçüncü olarak Devletimizin bu zararlı içki,kumar,piyango,fuhuş gibi işlere karşı duyarsız davranması ilk yıllarda teşvik edilmesi şimdilerde müsamaha gösterilmesidir..
4*Dördüncü olarak kanunlarımız bilinçli olarak bu zararlı faaliyetleri önlemeye yönelik ağır yaptırımlar içeremesidir.
Hırsızlığın suçunun cezası az olduğu için bir ay yatıp hemen suçlular yeniden aynı fiile devam etmektedirler.Diğer fiillerde içki,kumar,fuhuş,genelev suçları buna hakezadır.
Bu memlekette zina suç olmaktan çıkarılmıştır!13 yaşındaki kızın namusunu kirleten yetkili zevatlar! bir kaç yıl yatıp çıkmışlardır.
5*Beşinci olarak,ailelerin çocuk yapmaları onların eğitimleri ile ilgisizlikleri ve gençlerimizin başıboş bırakılmalarıdır.
Çocuk bakım evlerinden yaşı itibariyle dışarı sevkedilen çocukların başına olumsuz fiiller geldiği görülmemiş midir?
Bunlara daha çok maddeler ekleyebilirsiniz.
Bu memleket güllük gülistanlık derseniz aliyyül aladır bu ülke!
Ama istatistikler hiç de öyle söylemiyor maalesef..
***
Bugünlerde öyle bir millet haline geldik ki müslüman desek tam bir müslüman değil,hristiyan desem tam hristiyan değil...
Bu millete ne olmuş aman Allahım?
Birileri bizim yediğimiz gıdalarımı bozdu acaba?
Çocukların yediği,içtiği helal sütler mamalar dışardan mı geldi,onlara haram mı içirdiler biz farkında olmadan?
Yoksa birileri bizim kanımızı mı değiştirdiler biz farkına varmadan doğarken hastahanelerde?
Birileri yeni yetmelerin kanına mı girdi,bilgisayar marifetiyle onların beyinlerine yeni formatlar mı atıldı okullarımızda,televizyon başlarında?
Yoksa Allah korusun bu millet imanını mı kaybetti?
Haya duygusu niye bu kadar kısa zamanda bitip tükendi?
El hayaü minel iman buyuran Peygamberin ümmeti değil miyiz?
Dün kardeşim eşinin adını düğün davetiyesine yazmaktan utanırdı şimdi sokaklarda açık gezdiriyor.
Dün bacım iç elbiselerini evinde gizlice asıp kuruturdu şimdi etini sokaktaasıp teşhir etmekten utanmıyor!
Bu millet böyle değildi.
Gözümüzün önünde bir asil millet on yıllar içerisinde yüzde yüz değişti.
***
Helal gıda deyip geçmeyelim.
Hınzırın eşini kıskanmayan tek hayvan olduğunu söyler yetkilililer,konuyu bilenler.
Büyük marketlerde yıllardır bu milletin çocuklarına hınzır eti yedirmediler mi?
İstanbulda sayıları binleri aşan domuz çiftliklerinde yetiştirilen hayvanların etini,ütünü,tüylerini hep gayri müslim vatandaşlarımız mı kullanıyor acaba?
İstanbul’daki bu çiftliklerin milyonlarca domuz yetiştirdiğini bir tv.proğramında duymamışmıydık.
Domuz çiftliklerindeki kesim sonrası artıkların alabalık vb.balık üretim tesislerinde balıklara yem olarak verildiğini duymadınız mı?
Avm lerde satılan et ve şarküteri ürünleri arasında domuz ürünleri veya katkıları yer almıyor mu?
Piyasada bir milyon adıyla açılan ucuz Çin malları arasında ne kadar haram ürün girdi biliyor musunuz?
Evdeki diş ve traş fırçama ,boya fırçama yakından bir baktım sahiden domuz kılından yapılmıştı.
Uçları çift olur derler de ordan biliyorum.
Dondurmalar,süt ürünleri,krem peynirler,gıda maddeleri içerisine bunlar yıllardan beri bilinçli olarak katılmadı mı?
Bizim çocuklarda afiyetle bunları tüketmediler mi?
Çocuklarda ilk iki yaş çok önemlidir.
Süt anneliği yaşı iki yaştır.İki yaşından önce alınan sütler gıdalar bebeğin tüm hayatına şekil verir.
Peygamberimiz süt emen çocuklara ahmak kadınların,saf kadınların sütlerini içirmeyin buyuruyor.
Çocukta aynen o kadın gibi olur,genlerine sirayet eder.
Üzüm üzüme baka baka kararır demişler.
İlkokul çağlarında çocuğun kişiliği oluşmaya başlar.
Öğretmenini,anne,babayı örnek alır onlar nasıl yaşıyorsa o konuşmaları o giyim tarzını uygular.
Kısaca çocuk ev,okul,çevrebir de medya,internet ortamında şekillenir günümüzde..
Çocuklara sunulan çizgi filimler ve oyun karekterleri heman,badmenler rastgele,gelişigüzel çıkmamışlardır piyasaya ne dersiniz?
Örnekleri istediğimiz kadar çoğaltabiliriz.
Ondan sonra şikayet ediyoruz bu çocuklar niye böyle oldu,niye eşini kıskanmıyor bunlar.
Niye sahiller çıplaklarla doldu,niye sokakta yarı çıplak sıkılmadan millet dolaşıyor diye.
Daha bunlar iyi günlerimiz bunların torunları yarın sokak ortasında ilişkiye girecekler biz de bari idin kapalı bir ortamda şunu yapın gençler diyeceğiz.
Allahın Rasülü beyan ediyor o günlerde gelecek yakında..
Geldi Hocam dediğinizi duyar gibi oluyorum..
Henüz bizim buralar o kadar adileşmedi,kenarda köşede bazen rastlıyoruz..
Ama batıda bir şehrimizin deniz sahil yolunda gençlerin başbaşa gruplar halinde öpüşme seansları yaptığına 2007 yılı yazında bu gözlerim şahit oldu!
Millet de bir şey demiyor gülüp geçiyorlardı..
Ne hale getirdiler bizi aman Allahım!
***
Akit Gazetesinde yıllar öncesinde okumuştum..
Helal gıda hususuna biz müslümanlar kadar yahudi vatandaşlarımız da önem verirler.
İstanbuldaki yahudi vatandaşlarımız birarada yaşar,her şeyleri uyum içerisindedir diyordu yazıda..
Bizlere örnek olması için şunu yazmışlardı.
Yahudi hahamlar Belediye kesimhanesinde pazartesi günleri bulunurlar.
Kendilerinin yetiştirdiği veya aldığı sağlıklı büyükbaş hayvanları kasaplara haham kontrolünde kestirirler etlerin yahudi şeratine göre göbekten altı yenmediğinden oraları bırakırlar biz müslümanlara, geri kalanın üstlerine yahudi hahamlar özel mühürlerini basıp İstanbuldaki beş,on şarküteriye göndererek orada yahudi tebaaya ulaşmasını sağlarlar.
Yahudiler kendi saf ırkını işte böyle korurlar,kendilerinden olmayana kız alıp vermezler..
Sabateistler yani kripto yahudiler asırlardan beri bunu uygulayarak ırklarını değişmeden günümüze taşımışlardır.
Bizde maalesef saf ari ırk kalmadı,halkımız melez bir halk oldu yıllardan beri..
Kim Türk,Kim Kürt kim,çerkez vb. karıştı.Bu olabilir ama bozuk ırklarda bu halkaya dahil oldu.
Bir de halkımıza bozuk helal olmayan gıdaları son otuz kırk yıldır yedirdiler..
Ondan sonra halk bu hale geldi.
Sokakta bir okul talebesi kız etrafında tipi bozuk beş altı genç belden aşağı küfürlü konuşmalar..
Kızlı erkekli apart dairelerde kalmalar..
Parka eğlenmeye giden kızlı erkekli gruptan çıkan nahoş sözler..
Düğünlerde tepişmeler,ahlaksızca yapılan içki alemleri..
Mezuniyet baloları,dışardan gelen ciğeri beş para etmez zibidi sanatçılara gösterilen muazzam alaka..
Çöpe bırakılan bebekleri gördünüz değil mi siz de?
Gayri meşru ilişkilerin sonunda olacağı bu..
Yıllar önce Öğretmen okullarında yaşanmış böyle zina hallleri de tuvaletlerde çocuk düşürürmüş gençler..
Hastaneye gitse parası yok kızların, bir de ortaya çıkacak yedikleri nane düşür,çöpe at gitsin..
Allah korkusu mu,ahiret mi bunlar da olur mu bu düşünce güldürmeyin insanı..
Yaşlanınca tevbe ederler,bir de hac yaparlar Allah affeder?
Toplum nereye gidiyor bir düşünebiliyor musunuz?
Devletin başındakiler mi böyle olmasını istiyorlar yoksa?
Müslüman bacılarım,Allah diyen imanlı gençlerim çağdışımı bu anlayışa göre..
Böyle sanatında böyle çağdaşlığında,böyle hayatında içinde yer alamam kusura bakmayın ben..
Geleceğimiz adına endişeler duyuyorum ben,sizi bilmem..
Allah bu milletin gençliğine,çocuklarına şuur versin..
18.08.2014//KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU
YORUMLAR
Bütün huzursuzlukların sebebini dinden uzaklaşma olarak gören zihniyet, dinden çok uzak olan toplumların yaşamını bir zahmet incelesin diyorum.
Çöküşe sebep, sefile düşen ilişkilerin tek nedeni, benlik duyguların tatminsizliğidir. Çağ ne durumda olursa olsun; insan, insan olamadıktan sonra din ne yapsın !
Saygılar