- 761 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Kamusal Alan Tanımına Yeni Kıstaslar Getirilmeli mi?!
Çevre temizliği açısından, hiç de duyarlı olmayan bir toplum olduğumuz, parklarımızdan, plajlarımızdan, yol kenarlarından, kaldırımlardan besbellidir. Düşüncesizce atılan çöpler, giderek denizleri de öldürmekte. Bu durumun, yakın gelecekte hepimizi çok yönlü rahatsız edecek sonuçları da doğuracağı kuşkusuz.
Geçenlerde kentin göbeğinde, tramvay durağına geçeceğim, tramvay neredeyse hareket edecek, koşarak geldim ve turnikeden geçmek için, kartımı okutturmak istedim, fakat turnikenin kapısında, içerde iki güvenlik görevlisi bey, dışında bir bayan yolcu geçişi tıkamışlar, ne konuşuyorlarsa, gevezelik ediyorlar (belki de tramvaya binecek parası yok!!!), tam kartımı uzattım, bayanın elindeki yanmakta olan sigarası sol kolumu yaktı, ’ Ay, pardon!’ diye bir ses duydum, dönüp yüzüne bakmaya zamanım olmadığı için, tek kelime konuşmadan yoluma devam ettim. Fakat bu sessiz kalacağım anlamına gelmiyor, işte şimdi, unutmadım yazıyorum ve sokakta yürürken bile elinden sigarayı atmayıp, böyle bir nezaketsizliğe sebep olduğu için de buradan kınıyorum kendisini.
Aynı gün, daha önce çarşıya çıkarken bindiğim durakta neler olmuştu, onu da yazayım:
Emniyet Tramvay Durağı’ndayım, tramvayın gelişine 1 dakika var, Yirmibeş yaşlarında, delikanlı bir kişi, cebindeki paketten bir sigara çıkarıp, eline alarak bana doğru yürüyor, yaklaşıp,
’ Dayı ateşin var mı?!’ diye soruyor.
Yok, sigara kullanmıyorum diyorum.
Dönüyor geriye ve o sırada da uzaktan tramvay görünüyor. Tam o esnada yerlere gözüm ilişiyor, güzelim tramvay durağının mermer karolarının üstünde yere atılmış iki tane boş sigara paketi, plastik su şişeleri poşetler, bolca izmarit kalıntıları; ister istemez kafiyeli sözler geçiyor içimden;
...
Yerlere atılmış
plastik poşetler, izmaritler,
Ne kadar uğraşsan boşuna
Adam olmaz bu itler...
...
Çok mu ağır kaçmış, ah bir de tramvaya binince, bacak kadar çocuklar, 60 yaşında, benim gibi bir yaşlı adama, ayağa kalkıp da yer vermez ise?!
Aslında bu şiiri uzatabilirdim, ama böyle kalsın.
...
Bugün almancı bir gurbetçimizle biraz söyleştik dedi ki ’ Almanya’da bir kişi yere en küçük bir kağıt, ciklet v.s. atsın, onu gören, kibar bir dille ’Yere bir şey düşürdünüz!’ der ve onunla usulca küçümseyici biçimde alay eder. Böyle bir şey bizde olsa, adam çeker silahını, bıçağını sizi vurur. Diyorlar ki Almanya ile bizim aramızda en az 50 yıllık fark var, biz geri kalmışız. Bence bazı konularda o kadar çok fark var ki değil 50 yılda 500 sene de geçse aradaki farkı kapatamazsınız!’ dedi ve ekledi, ’Orada yerlere bir arabadan birazcık yağ aksın, evinizi satsanız bedelini ödeyemezsiniz, itfaiye geliyor, belediye geliyor, yağın aktığı yerdeki toprağı kazıyorlar, çünkü adamlar biliyorlar yağın, yeraltına sızıp da içme sularını ne kadar kirlendirdiğini, sağlığa ne kadar zarar verdiğini! ’ dedi.
...
Eh artık taramvay istasyonlarını da ’Kamuasal Alan’ sınıfına sokmanın zamanı gelmedi mi dersiniz?!
’Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az!’
Şaban AKTAŞ
18.08.2014 - ANTALYA
Kamusal Alan Tanımına Yeni Kıstaslar Getirilmeli mi?! Yazısına Yorum Yap
"Kamusal Alan Tanımına Yeni Kıstaslar Getirilmeli mi?!" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.