TUT ELLERİMİ İHTİYAR
Küçük bir kıyı kasabasında günler birbirinin benzeri sürüp gidiyordu. Başka şeyler olmalıydı ama ne? Denize girmek tektüze, çıkınca belki bir kuaföre gidip gelmek. Karşılaşılan insanlarla selamlaşmak.Başka, başka bir şey yok.
Oldum olası içi içine sığmazdı. Daha başka, daha güzel hayatlar hatta daha farklı bir dünya vardı onun için.
Duygu durumundaki değişiklik, dalgalanma her düşüncesine her duygusuna yansıyordu. Bir gün oyunda karşılaştı O’nun la. Tuşlardan ve sesinden duyabiliyordu toprak kokusunu. Beklentisi kalmamıştı hayattan. Her şeyi yaşamış ta bitirmiş gibi bir ruh halindeydi.
İnsan böyle boşlukta sallanırken yaşama güdüsüyle tutunur çevresindeki bir şeye. Onun hesap.Şakalaşırken tutunmuştu fark etmeden.
Belediyenin önünde bordo doblo aracın arkasındaki kadını neden sonra fark etti . Birbirlerine doğru yürürken koşar gibiydiler. İlk kez görüşmenin heyecanına verdiler nedense. Ama öyle olmadığını ikisi de biliyorlardı.Telaşla ne ısmarladı nasıl ağırladı, ağırlayabildi mi farkında değildi.
Sonra görüşmeler başladı.Bir çay içimi, onca yolu gelmek gitmek ruhunu okşadı, güven verdi.
Toprak kokulu adamların gözleri fel fecir okumaz, sağlamdırlar. Ne olursa olsun kadınlarına sahiptirler.Bir tazelik vardır söğüt dalı misali bir serinlik. Ama dalavere yoktur.Yalan yoktur.Belki kıskançtırlar, belki huysuzlanırlar bazen. Ama sendendir yapısı, mayası iyidir, hastır.
Bir vapur yolculuğu sonrası tutuşuveren eller, yaşı unutturmuştu.Her şey geride kalmıştı. O park ve ellerimiz.Eller iletken. Parmak uçları geçiriyor yürekten geçenleri beyne.Oradan geri dolaşıyor tüm vücudu kaplıyor. Bakıyorsun gözlerine,senin gözlerinin içine yıldız dolmuş . Koca bir gülüş dudaklarında. İnsanın cildi cilanmış parlıyor , ışıl ışıl. Kaç yıl olmuş. Belki bir ömür böyleler.Zaman dursun denilen anlardan.
Acıları, kırgınlıkları da oluyor. En fırtınalı tartışmalar sonunda, yağmur yağmış gibi yüzü bu defa son ,daha tamam diyor, defalarca. Bir daha bir türlü gelmiyor o son. Sadece zaman giriyor araya. Sonra birdenbire bir "merhaba" sanki dünmüş gibi yeniden.......yeniden.......
Başka insanların yüzünde onun yüzü var mı ? Yok....yok .... Ona benzer bir yüz göremiyor daha sonra.
"Benzemez kimse sana hüsnüne kurban olayım" diye boşuna mı diyor şarkı.
Aslında biliyorlar iki si de...ömrün burasında bu duyguları bulmak kolay değil. Her biri en iyi kendi iç dünyasını biliyor.
" İstemem ayrılık boynumu büksün......istemem baharda yaprak dökülsün ......"
Şarkı söylüyorum....
Arada olamazsa olmaz.
Geri dönüşüm olsa yine Belediyenin önüne seni karşılamaya koşar.....Her şeye rağmen yine sana verir sende yaşardım duygularımı.
Ömrün ikinci yarısında duyduklarımız küçümsenecek gibi değil....Herkese nasip olmaz.
Tut ellerimi bir sığırcık havalansın.... Gözlerimde yıldızlar burnumda kokun.....iyi ki varsın.
YORUMLAR
yazınızı çok beğendim...öncelikle sayfanızda bana da yer verdiğiniz için çok mutlu oldum
hayatım boyunca birçok insan tanıdım. ama ne kadar tanıdım onu bilemiyorum. ama şunu biliyorumki senin tuşlardan aldığın o toprak kokusunu ben dost kokusu olarak aldım..
bir yerlerde okumuştum. bu dünyanın en güzel iki kokusu, bebek ve eski kitap kokusudur.
diye.ben bunlara dost kokusunu da ilave etmek istiyorum..
insanları tanımak sanıldığı gibi kolay iş değildir. o ilk karşılaşmada, gözünüzün tutması, birinci şarttır. göz tutar, gönül ısınır. insanlar birbirini tanıdıkça kiminin altını kimininde üstünü çizmek gerekiyor.. dostluğumuzun üstü değil altı çizilenlerden olması
dileğimle tekrardan teşekkür ediyor, sevgi ve saygılar sunuyorum...iyiki varsın..(ihtiyar)
mymartin tarafından 8/18/2014 7:39:48 PM zamanında düzenlenmiştir.
İlginç bir yazı.
Önce, domateslerin güzelliğine kandım.
Ardından,
nefis bir tarif yakaladı yakamı.
Şu güzelliğe bakınız;
''Toprak kokulu adamların gözleri fel fecir okumaz, sağlamdırlar. Ne olursa olsun kadınlarına sahiptirler.Bir tazelik vardır söğüt dalı misali bir serinlik. Ama dalavere yoktur.Yalan yoktur.Belki kıskançtırlar, belki huysuzlanırlar bazen. Ama sendendir yapısı, mayası iyidir, hastır.''
İnanılmaz güzel cümleler.
Ve,
hoş bir sevda esintisi ile tamamlandı yazı.
Güzeldi.