- 400 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Bitmeyecek Bu İşler
Doğuyoruz ve bir şeyler istiyoruz sanki etrafımızdakilerden, hele bir emeklesin alırız deniyor. Emekliyoruz hele bir yürüsün yaparız oluyor cümleler. Yürüyorsun tamam şimdide konuşuversin deniliyor. Konuşuyorsun okula gitsin de o zaman yaparız diyorlar. Okula gidiyorsun pekiyi ile geçmek atılıyor önüne. Ardından takdir almamız isteniyor, sınavlardan yüksek not almamız ve güzel diye nitelendirilen okullara yerleşmemiz planlanıyor.
Sevgi sözcüğünü sadece sevgililer hak ediyormuş gibi genç olana kadar anne, baba ve kardeşlerimize onları sevdiğimizi hiç söylemiyoruz.
Lise yılları bittikten sonra üniversite hayalleri başlıyor etrafımızda. Bizim yerimize karar veren insanlar çoğalıyor her nedense?
Üniversite de ise birden, ikiye, ikiden, üçe derken bir bakmışsın hayatın ilk çeyreği bitmiş.
Elde ne var? Başkalarının kurduğu hayallere yönelik bir geçmişle karşılaşıyoruz.
Ardından iş hayatı, hele erkeksen askere gidip gelmeni isteyen büyüklerin mevcut. O bittiğinde evlenmeni istiyorlar. Evleniyorsun borç, harç ve aybaşı maaşı bekleme dönemleri başlıyor.
Hangi isteğin varsa maaşı aldıktan sonra yapılması umutları doğuyor.
Haydi, birde düğün borçları bittiğinde araba heyecanı başlasın, derken etrafında parası olmadığı halde borçlanarak ev alanlar çoğalır. Sende bu furyaya katılmadan edemezsin.
Borcun içinde yüzerken evlat verir yaradan, bir bakmışsın onun emeklemeleri, yürümesi, konuşması. Aybaşı gelse de bu borçlar bitse derken koskocaman oluvermiş evlatların.
Bin bir hengâmeyle başladığın yaşantın daha da yoğunlaşmaya başlar. Masrafların artar, çocukların eğitimi, askerliği, evliliği derken yaşlanıp gitmişsin haberin yok.
Torun bakmalar, bayramda onları kapıda beklemeler, bahçede çocukların ve torunların için yetiştirdiğin meyve ve sebzelerin içinde kaybolur gidersin. Hastalıkların başlar, gençken kazandığın onca parayı harcamaya başlarsın.
Ve bir gün bakmışsın bindirmişler dört kolluya, cami avlusunda helallik isteyen bir imam sesi mevcut.
Düşün artık; nerde bebekliğin, nerde çocukluğundaki sek, sek oyunları. Nerde onca hengâmeyle geçen hayat?
Dört kolluya bindirdiklerinde yanında ne var?
İyi bir amel olmalı değil mi?
Ve bu dünyada yaşayabildiğin mutluluk anıları.
İlla karşılık olmasa iyilik yapmak için. Keşke ertelemesek yaşamı, keşke ayın sonunu, bir sonraki seneyi, karneyi beklemesek yaşamda.
“Sac kızdı hamur bitti, tam işler yoluna giriyordu ömür bitti” demiş atalarımız. İşte ne güzel de söylemiş.
Çetin KORKMAZ