- 3069 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
BERK BEN,GAY' ım
BERK BEN, GAY’ım
Yazardan;
Yaşamım boyunca her konu ile ilgim oldu ama bu dünyadan , bu alemden , bi haber gelmişim bu güne kadar. Daha önce yazmış olduğum “ Homo “ isimli öykü ne yazık ki , benim sadece gözlemlerim ve tesadüfi olarak bir komşu çocuğumuzun hayatı ile ilgiliydi. İçinde oluş nedenleri pek bulunmuyor, onların ruhsal durumunu anlatmaya, haklarını korumaya ve gerçek duygularının ne olduğuna pek inmiyordu.
Bir hanım arkadaşımın sınıf arkadaşı olan Berk ile önce telefonda tanıştım. Bana bu konuda yazabilmem için yardımcı olabileceğini söyleyince de, onunla Taksim ‘de buluşarak tam üç buçuk saat sürecek olan Gestapo sorgusuna başladım. O kadar olgun ve anlayışlı idi ki, her soruma sabırla cevaplar verdi. Bir üniversitede öğretim görevlisi olduğu için çok bilinçli ve dopdoluydu. Bu yüzden öykünün büyük bölümünü onun ağzından yazdım.
Hayatımda hiç bu kadar açık konuşan , sevgi ve hoşgörü dolu birisi ile konuştuğumu hatırlamıyorum. Apaçık, dupduru ve dosdoğruydu. Verdiği mesajlar , çok olgun insanların , çok kendini aşmış gönüllerin, hayatı gerçekleri ile kabullenmiş kişilerin cevaplarıydı.
Bu olaya gözlerimizi kapatmak yerine ; bir gün size de lazım olabileceğini düşünerek kabullenmeyi, ben daha isabetli buluyorum. Bakalım okuduğunuz zaman duygu ve düşüncelerinizde değişmeler olabilecek mi, sağ duyunuzla tarafsız empati yapabilecek misiniz?
E. Y. O.
Ah Volkan Ağabey ah ! Henüz altı yaşında bir çocukken senin mahallemize gelip gitmeni bekler, ne olduğunu bilemediğim bir iç güdü ile peşine takılıp çarşı ,pazar dolaşırdım. Hala daha o küçücük yaşta ki çocuğun gerçek duyguları neler di bilmiyorum.
Erkek çocuklarının o kaba oyunları , kavgacı ve bağırış dolu halleri, beni onlardan hep uzak tutmuştur. Kızlarla evcilik oynamak, oyuncak bebekler, ev eşyaları daha çok ilgimi çekmiştir.
Ailem durumumu , kabullenmişti sanırım. Bana bu konu ile ilgili olarak tek kelime söz söylememişlerdir. Ben kadın rolünü üstlenmek isteyen pasif bir gay ım . Erkek kıyafetleri şimdilik yine de favorim. Kadın parfümü kullanır, geceleri çok hafif ruj sürerim. Güçsüz ve çelimsiz olmaktan mutluyum. Kollarım, ellerim , tırnaklarım bir kadınla boy ölçüşecek kadar ince ve güzeldir.
Erkekte ; kısa saç, uzun boy, kirli sakal hoşuma gidiyor. Bıyıktan hoşlanmıyorum. Koyu buğday ten ve kumral saçlar , sorumluluk taşıyan birinde birleşirse , ona bayılırım doğrusu.
Aksi gibi bu güne kadar karşıma hep sorumsuzlar, vurdumduymazlar çıktı. Hem de en seçmelerinden. Onları çok hoşgörüsüz ve eğitimsiz buluyor, onlar adına üzülüyorum. Hayatı anlamamış, yaşamın sırlarından uzak zavallılar.
Henüz on yedi yaşındayken, yirmi yaşında bir erkekle ilk ilişkimi yaşadım. O güne kadar çok canımın yanacağını düşünerek uzak durduğum cinsel hayatım lise öğrencisiyken başladı. Ama bana ilk yalan söyleyen , beni ilk kullanmaya kalkan da o oldu galiba. Aile zoruyla genç yaşta evlendirilmişti ve bana bunu söyleyemiyordu. Öğrendiğimde terk ettim onu.
Çıplak vücudumu aynada seyretmeyi çok seviyorum. Bazen mastürbasyon da yaparım. Hayal ettiğim erkeğin sorumluluğunda olmak bana büyük haz verir. Onun toplumdan hiç çekinmeksizin kolunu boynuma atarak sokakta benimle dolaşmasını hayal ederim hep.
Kulampara dediğimiz insanlardan , gay larla uğraşanların çoğunun iç dünyalarında eşcinsel olduğunu , süratle pasif gay lığa kaydıklarını biliyorum. Başlangıçta bu durumu hep inkar ederler ama sonunda bir başka aktifin kolunda çok görürüz onlardan bazılarını . Bunlardan özellikle cahil olanlarından çok zarar gelir bizlere. Gasp, dayak, hırsızlık, dolandırıcılık gibi ne kadar bela varsa , hepsini görebilirsiniz. Bizlere karşı her yaptıkları haksızlığı hak ettiğimizi düşünerek kendilerini bir de haklı ve mutlu hissederler. Bana yapılan bu tip haksızlıklara hiç cevap vermem. İçime akıtırım göz yaşlarımı , onlara bile hissettirmeden. Gelecek zararların tümünü gülümseyerek kabul ediyorum, bu cenabet dünyada.
İnsanın bu türünü görünce, tabiatı ve hayvanları daha çok seviyor, özellikle kedi ve köpekleri çok daha yakın ve anlayışlı buluyorum. Kızlar bu konuda oldukça anlayışlılar.
Çıplak kadın görmek, bir şey ifade etmiyor bana. Fakat güçlü bir erkeği seyretmek bile haz veriyor insana. İlişki sırasında penisim ereksi yon haline geçebilir ve çoğu kez boşalabilirim. Meni içinde az da olsa sperm var. Bunları şimdiye kadar hiç kimse ile paylaşamamıştım, ilk defa anlatma ihtiyacı duyuyorum.
Erkek arkadaşımın benim için kavga etmesinden gurur duyabilirim ama ona bir zarar gelecek diye de korkarım doğrusu. Yapımda sertlik ve kavga yoktur zaten. Erkeğime yemek yapmaktan , onun çamaşırlarını yıkayıp ütülemekten ve sonunda , ondan içten gelen bir teşekkür almaktan çok hoşlanırım. Yaşıtım veya benden az daha büyük olan erkekler tercihimdir. Bu arada , ben otuz yaşındayım.
Bir üniversitede öğretim görevlisi olarak , oldukça önemli ve zor bir derse giriyorum. Okul hayatım çok başarılı bir öğrenci olarak geçmiştir. Öğrencilerim durumumu biliyor ve bana saygı duyuyorlar. Giyim tarzım, konuşma şeklim , bazı hareketlerim gay olduğumu ortaya koyuyor. Ben durumumu kabullendim ve çok memnunum. Yeniden dünyaya gelsem, tercihim yine gay olmak olurdu.
Tek üzüntüm ruhsal olarak yalnız öleceğimi bilmek ve hala insanlara güvenmeye devam etmekten kendimi alamamak. Güvenilir , erkek gibi bir erkek bulmak ne zor. Keşke kemik ölçen, kas ölçen , kolesterol ölçen bir alet gibi ; karakter ölçen, güven ölçen ,insanlık ölçen bir alet de olsa. Belki daha az yanılırdık.
Son sevgilimden, çok büyük bir darbe alarak ayrıldım. Ona pek çok bankadan kredi çekerek vermiştim. Aynı evde yaşıyor, aynı sofrayı , aynı yatağı paylaşıyor, aynı banyoyu kullanıyorduk da , neden maddi imkanlarımız ayrı olsundu ki. Paramı da versem, ne değişirdi diye düşünmüştüm. Maaşımı göstererek ayrı ayrı bankalardan epey kredi çektim. Üç ay düzenli olarak ödenen taksitler, birden ödenmemeye , yatırılması gereken diğer ödemeler yatırılmamaya başlamıştı. Sonrasında ise artık o yoktu. Evin kirası, eşyaların taksiti ve kredi borçlarımla beni bırakıp , çekip gitti. Artık telefonlarımı bile açmıyor. Onun, benim gibi gay ları dolandırarak geçimini sağladığını duydum. Bu daha çok üzdü beni. 2400 TL. maaş alıp, 250.000 TL. borç altında iseniz kurtuluş yolunuz olabilir mi, gülmekten gayrı. Yine de bu kazığı atıp marifet yapmış gibi dolaşan sevgili dostum; hayata küsmedim, seni ve diğer insanları seviyorum, dersimi almamışçasına denemeye, bu kusur ile yaşamak zorunda olanlara gülmeye devam edeceğim.
CD nedir bilir misiniz? CD lerin kılık kıyafet, saç, ayakkabıları kadınımsı olur. Konuşma, yürüyüş, hareketler erkeksidir. Bunlar hem erkeklerden , hem de kadınlardan hoşlanabilirler.
Travesti: Her şeyi ile kadına uyarlıdır. Hormon hapı alırlar, bu yüzden göğüsleri gelişmiştir. Penis henüz kesilmiş değildir.
Transseksüel: Penisini vücuduna dik olarak boylu boyunca kestirip, hayaları da dahil olarak içeriye bükülerek vajina oluşturmuştur. Bu epey zor ve tehlikeli bir ameliyat olabilir. Derinlik ancak beş- altı santim olabilmektedir. Bu yüzden kendileri de ilişkiden tatmin olamamaktadırlar. Ayrıca boşalma olmadığı için rahatlamaları ve sinir sistemlerini düzenlemeleri çok zor olur. Kadın uzvundaki klitoris bunlarda yoktur.
Eşcinsellik ne tıbbi, ne de psikolojik bir hastalıktır. Altı- yedi yaşlarında fark edilebilir. Epey geç ortaya çıkanları da vardır. Tedavisi yoktur ve ancak ölümle kişi bundan vaz geçebilmektedir. İnsanlar hem erkeklik hem de kadınlık hormonları taşırlar. İşte bu dengenin vücut içindeki bozulması gay ve lezbiyenliği, daha sonrada gelişmiş türlerine geçişi sağlar.
Bir gay evinde yalnız kaldığında öncelikle aynaların karşısından ayrılamaz. Sürekli kendisini seyrederek , kraliçenin o olduğuna inanır. Yalnız kalmış gay ların, travesti olmaya yönelmesi daha çok görülmektedir. Gay lar sanatsever insanlardır. Antik çağlarda görkemli ve güzel olan erkek vücudu konu olarak bu yüzden sık sık işlenmiştir. Erkek estetiğin en güzel ürünüdür.
Sağ kulağa takılan küpe , gay olmayı, sol küpe ise heteroseksüelliği ifade eder. Gay lar , en çok yeşil rengi severler. Ayrıca gök kuşağı renkleri , simgeleridir. Renkli çizgili çoraplar, ayak bileğini açıkta bırakan dar pantolonlar, nemlendirici sürülmüş dudaklar, bazı anahtarlıklar, yüzükler, atkılar gay ların gizli işaretlerini taşımaktadır. Gay lar kolları kapalı ve kollarını sallamadan yürürler.
Türkiye’ de açığa çıkmayı kabullenmiş gay ların sayısı % 10 civarındadır. Bu oran Avrupa’ da daha yüksektir. Osmanlı’ da, esnaf statüsü aldıkları ve pezevenklerinin olduğu kitaplarda yazılıdır.
Üniversiteler Arası Gay ve Lezbiyenler Topluluğu (LEGATO) bizleri bir araya getirmeyi amaçlayan bir kuruluştur. Epey gelişmiş etkinlikler düzenleyerek birliğimizi pekiştirmeyi sağlayan guruplar oluşturmaktadır.
Sonuç olarak pasif bir GAY ım ve bu tutkum ,içimdeki her güzel şey, pişmanlık, dönüş, keşkeler olmaksızın sürüyor.
Son söz: İşte dostlarım onlardan biri ile hayatımda ilk defa böyle teferruatlı bir şekilde konuşarak , sizlere daha önce benim yaptığım gibi uzak durarak değil de , bütün açıklığı ile konuşarak bir şeyler anlatmaya çalıştım. Onları hor görmek yerine hoş görmek, tanrının yarattığı her canlıyı sevmekle de alakalı olsa gerek. Kabullenmek asla onlarla ilişkiye girmek demek değildir. Sadece içinizdeki o gizli kalmış duyguların , sizi terk etmeyen ürküntüsünü , öfke ile karıştırarak ve onları yererek üzerinizden atmaya çalışmayın. Unutmamalıyız, tekerlek gibi dönen dünyanın içinde, hem onlar , hem biz ve sevdiklerimiz, yaşamaya devam ediyoruz.
Büyük depremde kaybettiklerimize rahmet, acılı ailelerine başsağlığı dilerim.
E.Yaşar Ovalı 17 .08 .2014
YORUMLAR
Yaşar bey merhaba,
Yazınızı ilgiyle okudum. Yazınızın isminden acaba insanların cinsel tercihlerini espri konusu yapmış bir yazımı okuyacağım derken cinselliği irdeleyen ve toplumun genel geçer değer yargılarına göre oldukça açık ifadeler içeren bir yazı okudum.
Yazının ortalarına geldiğimde her halde sonunun bilimsel saptamalar içeren bilgilerle bağlanacağını düşündüm fakat öyle olmadı ama Yazınız güzel bir durum tespit yazısı olmuş kutlarım.
Edebiyat defterinde genelde mizahi aktüel veya siyasi yazılar okunduğu için doğrusu bu tür yazıya pek denk gelinmiyor.
Kaleme aldığınız bu yazı cinselliği içeren ve psikolojik derinliği olan ciddi bir yazı ve bu yazıyı kadın-erkek her yaştan insanın okuyabileceğini düşünürsek yazınızın durum tespit yazısı olmasının ötesinde bilimsel bilgilerde içermesi de gerekir. Bu noktada âcizane yorumumda yazınızın devamı niteliğinde katkıda bulunmak amacıyla bazı bilimsel bilgiler aktaracağım.
Kadın –Erkek her insanın davranış psikolojisinin kökeninde cinsel içgüdü vardır. Anne karnında başlayan bu süreç yaşam boyu devam eder. Aktif pasif, hareketli durgun, hırçın veya sakin v.s. gibi bütün davranışlarımızın hatta düşünce yapımızın bile kökeninde cinsellik vardır.
Bilindiği gibi biyolojik olarak kadın ve Erkeğin cinsiyet oluşumunu kromozomlar belirler her insanda yirmi üçü kadın yirmi üçü Erkek olmak üzere toplam kırk altı kromozom vardır. Bu kromozom sayılarının oranındaki sapmalar yani dominantlık seviyesi cinsel eğilim farklılıklarına neden olur. Yani Erkekse Kadınsı içgüdüler, Kadınsa Erkeksi içgüdüler gelişir. Bu durum bilimsel bir saptamadır. Fakat bu biyolojik durum kontrol edilemez ve tedavi edilemez bir durum değildir. Bu durumun insanın yaşamında belirleyici olmasının en önemli nedeni psikolojiktir.
Bireyin çocukluk çağında Ailesinden başlayan süreç sosyal yaşam biçimine göre şekil alır. Bilimsel bir veri olmasa da dini eğitim almış ve ‘’ günah ‘’ olgusunu geliştirmiş insanlarda bu tür eğilimleri kontrol edebilme içgüdüsü daha güçlü olduğu görülmektedir.
Sonuçta biyolojik olarak doğal olan bu olumsuz durum psikolojik olarak bir tür cinsel kökenli ruhsal hastalıktır.
Elbette insani açıdan bakıldığında gay’larıda hor görülmemesi gerekir. Ancak bu durumu çok doğal gibi sunmak sanırım gelişme cağındaki sağlıklı cinsel yaşam sürdürecek delikanlı adayı ve küçük hanımefendileri olumsuz etkileye bilir.
Yazınızı ilgiyle okudum.
Kaleminize sağlık
Saygı selamlarımla.
kukurikuu
Yazınıza hemen cevap veremediğim için çok özür dilerim. Bilgisayarı elime alamayacağım bir yerde hastam ile uğraşmak zorunda kaldım.
Çok güzel bilimsel bir acıklama olmuş. Bana telefon eden dostlarım yazınızı okumuş ve beğenmişler bu yüzden de ayrıca teşekkürler.
Onların hem hor görülmesine , hem de sempati ile bakılmasına karşıyım. Sadece her canlıya her fikre ve her tercihe saygı duymak gerekir diye düşünüyorum.
Güzel yorumunuz için çok teşekkür eder, saygılar sunarım.
Serhat BİNGÖL
Hastanıza acil şifalar diler nazik cevabınız için çok teşekkür ederim.
Saygı selamlarımla.
Başlık Berke hitaben yapılan bir itirafı çağrıştırıyor. Ahha, bizim komutan gaymiş diye zıpladım yazıya, hayal kırıklığıyla da okudum...:) Eskiden play65 isimli bir tavla oyununa dadanıktım. Nick olarak "Kemalyavuz_p" kullanıyordum. Rakiplerimden "kemal, ben de aktifim. Lütfen buluşalım," diyenler oluyordu. Başlarda çözememiştim ama sonra jeton düştü ki, ismin sonundaki "p" pasif gayim, demekmiş.Gerçi, aktifliğin pasifliğin ne demek olduğunu bir türlü öğrenememiştim ama sizin gibi konuda tecrübeli bir yazarımız sayesinde azçok onu da öğrenmiş oldum. Aktif kendini gizlemeyen, pasif kendini gizleyen gay oluyor sanırım...Neyse, güzel ve öğretici yazınızdan dolayı tebrikler...Tabii ki, bunları yazabilen kaleminizi ve yüreğinizi taktir ederek. SAYGILAR
kukurikuu
İlahi beni epey güldürdünüz. Yahu hocam , iyi ki gay may degiiliz, öyle olsak yanmıştık doğrusu, kıllı ötümüzü kim ne yapsın 65 yaşında.
İnanın ben de sizin gibi bazı şeyleri Berk Hoca dan öğrendim. Kimse bu konulara yaklaşmadığı için bilgi alma imkanı da kısıtlı oluyor.
Saygılar sunarım.