- 1757 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BALKAN GERÇEĞİ-2
Kosova’yı ziyaretimizin ikinci gününde Mamuşa Türk köyündeyiz.
Mamuşa, Prizren’e 18 km mesafede, Balkanlar’la ilgili olan herkesin ilgisini çeken bir Türk köyü. Yolları çok kötü ve köylüler, yetkililerin bilhassa yapmadıklarını söylüyorlar. Yol boyu Sırp’ların ve Arnavut’ların yakıp yıktıkları yapılarla dolu.
Sokak aralarında”Cengiz otomotiv, Hakan market v.s. gibi Latin harfleriyle yazılı tabelaları görünce bir tuhaf olduk.
Her Türk köyünde olduğu gibi, genellikle evlerin ön cephesinde kabartma ay yıldız var.
Kosova’da MAMUŞA Türklerinin mücadelesi ise sanki Don Kişot’un hikayesi.
Tito zamanında kimlikleri Sırpça, Arnavut’ça, Türkçe yazılırmış ve Türkçe eğitim varmış. İsmail Cem’in dış işleri bakanlığı sırasında Kosova’da Türkçe kaldırılmak istenir. Türkiye’dedir umutları. Ne var ki Türkiye, Kosova’da zaten Türk kalmadı diye kaldırılmasına göz yumar. Şimdi ise Sırplar Kosova’yı terk ettiği halde Sırpça var, Arnavutça var, İngilizce var, Türkçe yok.
İtiraz ederler.
Türkiye ise, sorun çıkarmayın der, sonuçta Arnavutlar Kosova’da Türk varlığını kabul etmez.
Bir Arnavut gence;”-Sizler ve bizler müslümanız. Neden Türk’lere eğitim hakkı verip birlikte kardeşçe yaşamayı yeğlemiyorsunuz?” diye sorduğumuzda cevabı hayli düşündürücü;
“Siz önce kendi devletinize sitem edin. Onlar istemedi ki biz isteyelim.”
Sonuç?
Mamuşa köylüleri tepki gösterirler ve hiçbir Mamuşa’lı Türk yeni kimliklerini almaz.
Onlar hala kimliksizdir.
Ama MAMUŞA’nın okulunun bahçesine girdiğiniz anda Türkiye’deki okullardan hiç bir farkı olmayan, gönderinde Türk bayrağı dalgalanan bir okul görürsünüz.
Kosova’daki tek Türk milletvekili, köye gelip kimliklerini almaları gerektiğini söyleyince kan revan içinde MAMUŞA’yı terk etmek zorunda kalmış.
Dersin Kosova’da bağımsız bir Türk cumhuriyeti Mamuşa.
Dikkatimi çeken bir husus ta, Kosova’lı Türkler’in şiveleri.Celdum, cittum gibi sanki Rizeli’ler gibi konuşuyorlar. Çoğu da Karadeniz T.V yi izliyor. Osmanlı’lar Karamanoğulları’nı her yendiğinde halkını Balkanlar’a, Of-Rize yöresine sürüyordu. Kosova’ya Rize’den mi geldiler nedir?
Benimki sadece bir varsayım.
Balkan Türklerinde dikkatimi çeken bir husus da, bütün okul ve derneklerinde duvarlarda Türk bayrağı ve Türk büyüklerinin resimleri yanında üç hilal ve bozkurt resimleri. Bulundukları şartlardan olsa gerek, hepsi milliyetçi gençlerin. Hatta Mamuşa’da okulu ziyaret ettiğimizde duvarlarda “Alperenler derneğine hoş geldiniz yazılarıyla karşılaştık.Bir de yedi hilalli bir bayrak vardı ki, o da Balkanlar’daki Türk’lerin sembolü imiş.
Her ziyaret ettiğimiz okul ya da dernekte en büyük ihtiyaçlarının Türkçe kitap olduğunu söylediler. Keşke dedik, daha fazla kitap götürseydik.(Temel idama giderken dediği gibi;”-Bu bağa bir ders oldi.”)
Prizren sokaklarında yürüyoruz; dersin Anadolu’dayız;demirciler, bakırcılar, kalaycılar, berberler, oduncular...
Sanki Beypazarı, Odunpazarı, Safranbolu yahut Taraklı
Tek katlı dükkânın pencere dışına balta, keser, nacak, kazmalar dizilmiş bir dükkan önünden geçiyoruz. Selam veriyoruz. Tabelada “Feta Emin” yazıyor. “Nerden geldiğimizi” soruyor, “Türkiye’den Adapazarı’ndan” diyoruz.
55-60 yaşlarındaki demirci ustası alnındaki terleri silip derin bir nefes aldıktan sonra:
“Dedi, benim büyük dede; İstanbul baş, Prizren kuyruk...”
İşte; Balkanlar’daki inancın en güzel örneği.
YORUMLAR
BALKAN GERÇEĞİNİ BURAYA DA TAŞIMAN ÇOK İYİ DEĞERLİ DOSTUM..
KUTLUYORUM...
MSN Mİ ÇALDIRDIM:))))
NEFERİYE YENİSİNİ ALDIRDIM:))
[email protected]