YORUMLAR
Hala bu tür şeyleri tartışıyoruz ben sağ sen sol ben milliyetçiyim otamatik olarak sağçıyım ama ölümüne sevdiğim solcu arkadaşlarım var bunu anlyamadık solda sağda bu ülke refahını kendi görüşlerine göre olmasını istiyor ama kimse anlamıyorki bu millet ne solun kapalılıgına nede sağın acıklığına uymaz bu millet yalnızca kendi olmak istiyor bu ülkeyi yalnızca on sene kendi haline böle soldu sağdı tartışmalrı olmadan bi bıraksak birbirimize kardeşçe baksak bakın bakalım ne 12 eylülün sorumluları nede Emperyalist sömürüçüler kalıyor hem Rusya hemde Amerika o dönem bizi sömürmeye çalışmıştır bazı gençlerişmiz buna inanmış ve kan dökülmüştür şimdide bu şekle getirilmeye çalısılmıyormuyuz önce düşüncede ayrılıca sonra kan dökücez
lütfen her iki görüşü savunanlarada diyorum lütfen sağduyu önyargı yalnızca kana götürür
sevgili umutça..
tespitlerinin bazılarına katılmakla birlikte ititraz ettişğim yerlerde yok değil.belki başka bir zeminde tartışılabilir bunlar..şimdilik mazur görün beni...
derler ki;
yanlış hoca insanı dinden
yanlış hekim de insanı candan eder...
yanlış bilgi insanları şartlandırır...
bilgi doğru ise faydalıdır...
ben bu yazıyı neden yazdım?
genç nesillerdoğruyu bilsin istedim
yanlışa düşmesinler
bizim hatalarımızı tekrarlamasınlar
çetele tutmak
muhasebe çıkarmak
sizden bizden diye bir ayrım yapmak abes olur
hepisi bizim insanımzdı
sevgili arkadaş...
dün sağ sol,alevi sünni adı altında oynanan oyun bugün
Türk Kürt adı altında oynanmaya çalışılıyor...
işte bu yüzden yazdım bu yazıyı
uyanık olalım
bir olalım
birlik olalımda bu oyuna gelmeyelim
kaç asırdır bu ülkede birlikte yaşamış
türküsü
dini halayı horunu
sözü
özü bir bir milletiz biz...
kardeşiz...
işte asıl amacı buydu yazının...
eğer bir katkım olmuşsa ne mutlu bana...
yoksa
davam
siz biz
sağcı solcu
vs vs değil....
çok çok teşekkürler
sevgiler asrkadaşım...
saygılarımla...
hatırla sevgili dizisi yayından kaldırılmalı mı?
bana sorrasanız kaldırılmamalı. elbetteki dizinin şu anda danışmanlığını yapanlar, bu dizi üzerinden bal tutanlar, ve günümüz ağa babaları olan eski tüfekler var ve her zaman olacaklarda .
asıl sorun nasıl bir türkiye istiyoruz olmalıydı dizi bir dönemim ezber bozan duruşunu sergilemekte. sağcı yada solcu faşist ya da komünist bunlar birşey değiştirmeyecek.
T:c tarihinde sol kurtuluş savaşı dönemide dahil hep korkulan bir öcü oldu, şiddet içeren var olan dfüzene muhalif bir duruş sergiledi içimizde pravakatörler yok muydu onlarda vardı kitleselliği sayısal olarak yüksek denetlenemez güç açısından bu tür insanlar herzaman var olacaktı. ancak bu süreci sadece kardeş kavgası içinde duygusal bir bağ oluşturarak irdelemek ne derce doğruluk taşır.
12 eylül faşizmi sol siyasetin üzerinden tırpan gibi geçmiştir bu gerçeği kimse yadısyamaz.
eylül öncesinde karaborsacısına tefecisine talancısına meşruiyet kazandığı güçle fırsat vermeyen bir doku yolsuzlukların önünü tıkayan deşifre eden bir durş, insanların eşitliğinden yana tavır alan bir bakış el betteki siyasal sistemin ve burjuvazinin çıkarlarına denk düşen bir anlayış değildi.
karşımıza çıkan güçte belli bizden birileri bizim insanlarımız, yukarıda arkadaşlar açıklamış benim açıklama yapmama gerek yok neler yapıldığına dair. asıl sorun içimizdeki pravakatörleri elimine edemezmiydik en keskin devrimci yada milliyetçileri deşifre edemezmiydik ne yazıkki edemedik.
kitle psikolojilerinde kışkırtmak ajitasyon ve ortam oluşturmakla ilintili gelişir. biri diğerinden bağımsız olmaz. sizinde verdiğiniz örnek de olduğu zıt kutup olmakla birlikte " o bir insan diyebilmek" hümanizmanın hangi yanına denk düşer sevgili toynak. bugün bu kışkırtmalar yine gündemde ve birilerinin bu zayıf halkadan oluşan çıkarları söz konusu ve biz hala bir arada yaşama olgunluğunda değiliz.
neden diye soracak olursak bü ülkede demokrasi kurumsal yapılarıyla yerleşseydi eğer ve meşruluk klazanabilseydi toplum nezdinde bugünkü zıtlaşmalar daha medeni bir çerçeveye otururdu. ancak bu halkın sosyo kültürel dokusunun çok da fazla yükselmesini istemeyen bir anlayışla karşı karşıyayız. demokrasi herkesin kendi evinde oturabildiği ve o alana egemen olduğu kadar. alt katta ki komşu rahatsız olmuş umrunda değil.
nasıl değişecek bu anlayış. nasıl değişmesi gerekiyor sıkıntı burda.
çocukken teksas tommiksiler okuyarak kitap okumasını öğrendik biz, yeri geldi ordaki konu kahramanları olduk kendi oyunlarımız yarattık, plastik arabalara telden direksiyon yaptık ve erken olgunlaştık. sağcı ya da solcu olduk kimlik sahibi olmanın vakur duruşunda elimzdeki kitapları onurla taşıdık şiddet şiddeti doğurdu bunu adı savunmaydı başka şansımız olmadı.düzen koyucularla koruyucular ve karşısında duranlar arasında öylesine bir keskin duruş oluştuki savunma kaçınılmazdı ama insandık yine de sizin de örnek verdiğinz gibi...
salt bu yüzden izlenmeli bu dizi salt bu yüzden birileri ne kadar afişe etmeye çalışsada bu ülkenin yitik gençliğinin bir kimliğe ihtiyacı var tarafı önemli değil. . önemli olan daha sosyal bir kimliği olan dokuyu demokratik duruşlarda insanın insana asaygısını yitirmeden harekete geçirmek.
çünkü bu ülkede % 70 gençliğin yarını yok, ayak bacak ilişkilerindeki kültür yozlaşmasından payına düşeni alan bir gençlik var. bu ülkenin yarını bu yüzden yok. birilerinin işlerine geliyor bu a politik gençlik, toplumsal hayata müdahil olmayan aşkın sevginin emek olduğunu soyutlayıp günü birlik ilişkişleri sevgi sanan ya da kullanan sanki bu ülkede güllük gülistanlık mış gibi yarına ait tek bir kaygı taşımayan. az gelişmiş kapitalizmin sıçramalı geçişleri yaşanıyor bu ülkede.
bu diziyi yayınlayanlar her kim olursa olsun dönek salak kelek elbbette bal tutmuşlar parmağını yiyorlar. ama bu dizininde ezber bozma adına oldukca yararları var. o yüzden kaldırılmaz hiç kimsenin denizleri magazinleştirmeye gücü yetmez nasıl nazım hikmeti yapamadılarsa onu da yapamayacaklar. buna yaşadığımız acılar ve sancılar izin vermez gerekirsede tavrını koyar .
ben geçmişe bakmıyorum artık sevgili toynak bugünün sıkıntısını duymaya başladım. sağcı yada solcu insan olduğunu bilmek ve oturup adam gibi bilgi donamöıyla tartışabiliyorsak ne mutlu bize.
bir ilçenin ülkü ocaklarının başkanıyla oturup saatlerce tartışırdık biz o işverendi ben de başka bir firmanın çalışanı komşuyduk ve saatlerce tartışırdık birbirimizi incitmeden.
sıkıntı burda başlıyor dost birbirimizi sndirmede mademki demokrasiyle yönetilen bir ülkede yaşıyoruz benim fikirlerim linç nedeni sayılmamalı. benim fikirlerime kin ve nefretle karşılık verilirse bu ülkede benimde kendimi savunmöa hakkım doğar. linç kültürü egemen bu ülkde bu yanıyla. adam bildiri dağıtır f tipi hapishanelerle ilgili beş on kişi gelir adamı dövmeye başlar sen komünistsin diyerek benim tanık olduklarım bunlar. medyada yansıyan aynı zamanda ve üstelik yakın tarihli bence şunu sormakta fayda var kim kışkırtıyor bu insanları vatan millet sakarya edebiyatıyla.
sevgiyle kalın dost
Bunca sözün ardından birşeyler eklemeden yapamayacağım.
Öncelikle dizi tabii ki reyting amaçlı olacak,sonuçta ulusal bir kanalda gösteriliyor,akıllı bir insanın bunu düşünebilmesi ve izlediği herşeye inanmaması gerekiyor.Diyeceksiniz ki zaten kastettiğim bu sevgili Toynak.Bilmeyen insanlar izliyor,inanıyor.Ama buradan hareketle söylüyorum ki;bu ülkede kitap okumayan,yakın tarihini bile bilmeyen,bilgisayarı yalnızca oyun için kullanan,okulundaki kütüphanenin yolunu tez yazacağı zaman öğrenen,gerizekalı olması istenilen bir gençlik yetişiyor.
Bu ve bu gibi diziler yanlı da olsa,yanlışda olsa bu araştırma özürlü gençliği birşeyler öğrenmeye itmezmi?
Son olarak belirteyim ki;
Ülkemizde her zaman insanları bölme amaçlı eylemler olacaktır.Bu dün sağ-soldu,bugün Türk-Kürt ve/veya türbanlı-açık v.s v.s...
Hala haber bültenlerinde sanki onlar birer spor loto rakamıymış gibi bizden bu kadar öldü onlardan şu kadar denmiyor mu,bu ayrımcılığı bir zanmanlar birileri yapmadı mı?Ben o zamazlar henüz doğmamış olmama rağmen bunları biliyorsam herkes öğrenebilir,emperyalist düzenin gidişatının hep aynı olduğunu biraz düşünebilen herkes görebilir.
Tek yol hümanizm...
aslında sevgili toynak mao "iktidar namlunun ucundadır" derken haklı birşeyleri ifade ediyordu iktidar namlularla kurulur ve namlularca korunur o yüzden tartışarak bir yere varılmaz bu olsa olsa bir çeşit hümanizm olur bence..
çünkü devletin ortaya çıkış kökenleri bunu açıkca ortaya koyuyor devlet sınıfların birbirini baskı altında tutma aracıdır şimdi böyle bir şekilde sınıfsal değişimlerin tartışarak olamayacağı açıktır üstelik marks tarihi "sınıfların savaşımı" olarak tanımlarkende bence çok yerinde bir tespit yapıyordu o yüzden tartışmanın bizlere pek ilerletici bir tarafı olamaz çünkü sosyolojik olgular ve şartlar olgunlaşırsa bir üst toplumsal jenarasyondan diğerine geçiş tüm zamanlarda olduğu gibi sancılı olacaktır
ben anlayışınız için teşekkür ederim
fatih akça tarafından 6/1/2008 8:42:50 PM zamanında düzenlenmiştir.
Teşekkürler sayın Akça
ben düşüncemi ifade etmiştim
sizde karşı görüşlerinizi ve gerekçelerinizi paylaşmışsınız bizimnle...
işte sorunun cevabı burda
hangi görüşte olursak olalım,uygar ve medeni insanlar gibi oturup tartışabilmeliyiz...
geçmişte onu yapamadık...
değerli yorumlarınız için teşekkürler...
objektif olma adına
açıklık ve netlik adına teşekkürler...
o dönemi yaşayanlar bizler
o kavgaları yapan herkes,yani hepimiz biraz suçluyuz aslında...
saygılar...
not : kimse ülkücüler işkenceye uğramadı demedi ama darbenin neden ve kime karşı yapıldığını kenan evren ne kadar güzel ifade etmedimi "biz gelmesek fatsadakiler gelecekti"
keşke gelselerdi...
gelebilselerdi keşke...
"Belediye'nin aldığı tüm kararlar halkla tartışılmıştır; halkın onayı olmayan hiçbir iş belediye tarafından yapılmamıştır. Tek cümleyle halk belediyede söz ve karar sahibi kılınmıştır. Demokrasinin gereği budur."
Fikri Sönmez'in mahkeme tutanaklarındaki savunmasından
diyen kaç tane belediye başkanımız oldu ki çarpık demokrasimizde
"Eskiden halk belediyeye ödediği parayı sormazdı. Memurların para karşılığı makbuz kesmediğine bile bakmazdı. Çünkü para belediyenin eline geçse de geçmese de kendisine bir yararı olacağına inanmazdı. Benim dönemimde halk helediyeye giden parayı takip etmeye başladı. Çünkü belediyeye giden her kuruşun dönüp ertesi gün hizmet olarak önüne dikildiğini görmüştü. Artık halk helediye gelirlerinin artması için belediye yöneticilerinden daha aktif görev içine girmişti."
Fikri Sönmez'in mahkeme tutanaklarındaki savunmasından.
bu gün bunu brezilyada yerel yöneticiler "katılımcı bütçe uygulaması" olarak yapıyorlar hemde bizden kaç sene sonra
kendni mücadelesine adamış binlerce insan öldü öldürüldü öldürdü...
o insanlara yazık olmadı onlar inandıkları mücadelenin gereğini yerine getirdiler kemiklerini sızlatmaya hiç gerek yok bence
sevgili toynak şimdi birşeyleri doğruca ortaya koyalım
ancak ozaman birşeyleri daha net ifade edebiliriz elbette ki senaryo için birşeyler söyleyeceğim ama dem vurduğun gerçeklere ilişkinde bir kaç şey söyleyelimmi ne dersin
ben o günleri yaşamış biri değilim ama yaşayanları çok iyi bilirim
ik cinayetler kimin tarafından işlenmişti
o dönem kaç ülkücü kaç devrimci nasıl öldürülmüştü
bunların hepsinin net sayıları 12 eylül mahkeme tutankalrında mevcut değilmi
maraşları çorumların fatsa'daki nokta operasyonlarının kimlere nasıl yaptırıldığı ortada değilmi..
hepimiz ülkemizi çok seviyoruz sen kendince ben kendimce şimdi çıkıp bir dizi senaryosunu ortaya atarak kendini haklı çıkarma kaygısı neden merak ettim doğrusu
üstelik bunu duygusal bir şekle sokmanada anlam veremedim..
hadi geçmişi bir kenara bıraktık bu gün sence hiç birşey değiştimi
önder babat daha üç dört yıl önce sokak ortasında öldürülmedimi. 2002 yılında ÖDP'li sinan kayış istanbulda bildiri dağıtırken uyuşturucu satışı yapan ve kendine "ülkücü" diyen bir tarafından öldürülmedimi...
değişen hiç birşey yok ..
birileri bir açıklama yapmıştı doksanlı yılların sonunda
gözaltına alınan kadın devrimcilerin jopla tecavüze uğramları karşısında "jopa ne hacet aslan gibi delikanlılarımız var" diyen devletin üst yönetiminden birileri değilmiydi..
yazılacak çok şey var ...
ama bu sayfalar yetermi bilmem
yazınız dikkatim çekti siz o seneryoya ne kadar inanmıyorsanız bende size inanmıyorum sizin yazdıklarınız kelimlerin dizilmesimdir
gerçekler hep acıdır göz önüne geldiği zaman sıkılır bir tarafamız.değerli yazar benim askermin arkadaşları teskere aldılar.terörün hertürlüsünü kınarım bunu içinde kalemde vardır unutmayın
saygılarımla
tek kelime
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
LAİK TÜRK CUMHURİYETİNİ KORUYANA
VATANIN ÇOK DERDİ VAR ONLARI YAZIN SATILAN KÖPRÜLER LİMANLAR VE GEÇMİŞ BİZ BİLİYORUZ FİLMDEN GÖSTERİLMESEDE
SAYGILAR
ZARALICAN
sayın TOYNAK,
yazınız da ele aldığınız ve iletmek istediğiniz mesaja bu gün katılmamak elde değil.ben de o yıllarda lise de okuyor ve olayları ancak basından takip ediyordum. o zaman sağ sol hikayesi vardı.solcular vatan haini, sağcılar vatan sever olarak lanse ediliyor birbirlerine düşman ediliyordu. o günlerde hiç karekterini bilmediğim insana sağcı dedikleri zaman ön yargıyla hareket edip.karşı taraf oluyordum
sağcı-solcu, kominist-faşist, alevi sünni, laik- anti laik, dinci dinsiz, Türk-Kürt oyunlarıyla bu güne geldik malesef... hala aptal gibi bütün bunların ülkeyi zayıflatma dışa bağımlı kılma amacı olduğunu anlamamakta ısrar ediyoruz.
bu gün ben asla eskiden olduğu gibi karşı taraf olarak kimseyi görmüyorum.icabında kardeşimle , çocuğumla da fikir ayrılığına düşebilirim.anlaşmayabilirim. bunun yanında benim siyasi düşünceme ters biriyle de çok içten samimi dostluklar kurabiliyorum. o da bdüşüncelerime saygı duyuyor bendde ona...
12 EYLÜL 1980 (her zaman ki gibi) SAĞ GÖSTERİP SOL VURMUŞTUR...
DÜNYANIN HER YERİNDE KARDEŞİ KARDEŞE VURDURAN OYUNLARI KURGULAYAN
VE BİLEREK ÇIKARLARI İÇİN DESTEK VEREN
TERÖRİST ÜLKELERİ LANETLİYORUM...
AĞLAYAN ANALAR OLUYOR,
ONLAR TARAF TANIMIYOR...
necva kıyak tarafından 6/1/2008 10:54:38 PM zamanında düzenlenmiştir.
necva kıyak tarafından 6/1/2008 10:59:45 PM zamanında düzenlenmiştir.
Aziz dost, can gardasim,
Yureklerde soylenenlere tercuman olmaniz beni mutlu etti... Ayni tezgahlar her alanda sergileniyor... 12 eylul 1980 yilindan bu gune kadar beyinler yikandi ve milletin dusunebilme refleksini kidilar... Dusunenlerede '' aha eski gunleri getirmeyi dusunuyor'' denildi.. Halbuki bu milleti kardes gavgasindan uzak tutmaya calisan insanlarimizin fikirlerini perdelemekti bu hezeyanlari...
Insanlarimiz anlamali artik.. Dikkat edersen gardasim, bende siir ve yazilarimda gardesligi vurgulamaya gayret edenlerdenim.. Bizim insanimiz oynann oyunlari gormelidir...
Durumlari ne guzel dile getirmissin... Gardasima sonsuz tesekkurler...
saygi ile can gardasim...
İşkenceler,sürgünler,ölümler,sağcılar,solcular vs..
Olan sadece bu ülkeye olmuştur.Kara bir lekedir geçmişimizde.Cumhuriyetin saçmalama payıdır.Saçmalamıştır!
Lakin,gemişten ders almayı bilmeyenler yine aynı akibetle karşılaşmamalıdır.Bu sebeple temkinli ve akılcı olmalıdır.Kendini,yaşadığı toprağı bilmeyen ve ardımız sıra gelen gençlik daha dikkatli olmalıdır.Sağcılar solcular diyerek içimize saldıkları nefret tohumları kalmadı artık.O tohumlardan yeniden hasat elde etmek isteyenlere verilecek en güzel cevap kardeşliğimizdir.
Reyting kaygıları uğruna çıkılan patavatsız bir yoldur o dizinin yürüdüğü.İki gözü iki çeşme milletiz.Hemen kanarız yalana.Sorgulamak aklımızın ucundan dahi geçmez.
Gerçekleri görmek bu kadar zor değildir.Görüyor ve biliyoruz.
Seçkinizi kutluyorum efendim.Başarılar dilerim
Neticede hepsi bu ülkenin insanıydı..Hepsine yazık oldu bana göre de..
Dilerim o günleri bu ülke bir daha yaşamaz..
Ancak bazı tespitlerde de bulunmamız gerekiyor..
Günümüzde de benzeri yapılanmalarını gördüğümüz güç odakları iktidarlarını sürdürebilmek için zaman zaman terörü körükledi, provakasyonlara, siyasi cinayetlere zeminler hazırlayarak ya da bizzat organize ederek çatışma ortamı hazırladılar ve bu bıkkınlık, korku, can güvenliği psikolojisi altında, ellerinden ya da ayaklarının altından kaçtığını düşündükleri iktidarlarını yeniden güçlendirmek için müdahaleleri gerekli gösterecek ortamlar hazırladılar...
Bir yazımda "hatırla sevgili" dizisine ben de eleştirel gözle bakmıştım..
Sol terör örgütlerini ve eylemlerini tek yanlı, taraflı ve masum gösterme çabalarına hizmet ettiğinden bahsetmiştim..
O dönemlerin üniversite öğrencisi olduğumuzdan bizzat gördüğümüz gerçekler tamamen tersyüz edilmiş olarak işleniyordu..
Örneğin, marksist leninist yapılanmalar, silahlı mücadeleyi benimseyen örgütler sanki "dekmancılık" oynuyorlar kıvamında anlatılıyordu dizide...Hatta son erdal erenin karıştığı olaylarda havaya ateş ettiğini gösteriyordu da niçin silah taşıdığını sorgulamıyordu o yaşta bir gencin..
Sovyet yanlısı, maocu çin yanlısı, hatta bir milyonluk arnavutluk yanlısı gençlik örgütleri vardı ve bunlar silahlı eylemler yapıyordu..
Hemen hemen bütün öğrenci olaylarında, yürüyüşlerinde, mitinglerinde marksın leninin fotografları, kızıl bayraklar taşınıyordu..Hiç bir sol örgüt gösterisinde Türk bayrağı göremiyordunuz...Keza İstiklal marşı da...
Yabancı ideolojilerin esiri olmuş bir gençlik vardı..
Öğrenci evlerinde marksın leninin resimleri vardı duvarlarda..Öğrenci yurtlarının pencerelerinden kızıl bayraklar sallandırılıyordu..Beyazıt kulesine çekilen de Türk bayrağı değil kızıl bayrakdı...
Olayların bu yönü dizide özenle gizlendi..
Deniz gezmişin dahi son sözlerinden "yaşasın marksisizm leninizm" bölümü çıkarılmışdı dizide...
Dizi bu haliyle komünizm propagandası yapar hale geldi adeta...
Bütün bunlar işkencelere, suçun karşılığını kat kat aşan idamlara haklılık kazandırmaz elbette...
Ancak gençlik nasıl oldu da kapitalizm ve amerikan emperyalizmine karşı mücadele ederken, marksit/leninist örgütlerin ve soğuk savaş döneminin diğer kutbunun amaçlarına hizmet eder hale geldi, nasıl oldu da Türk bayrağını değil de kızıl bayrağı kendisine bayrak yaptı sorgulamak lazım..
Geçmişten dersler çıkarabildik mi bilemiyorum..
Umarım çıkartabilmişizdir...
Farklı düşüncelere saygı göstermeyi zaman içinde biraz olsun öğrenebildiğimizi düşünüyorum..
Ancak bu düşünceler için silaha müracaat edenleri de, hoşgörü adı altında masum göstermeye çalışmak da başka bir yanlış olur herhalde..
erolbasci tarafından 6/1/2008 3:12:54 PM zamanında düzenlenmiştir.
o devirde Belçikadaydım
adeta o bataklıktan kurtulmak için çıkmıştım gurbete
yurt dışından ülke net görünüyordu
Adnan kaşıkçı Demirel ile rakı içerken solcu ve ülkücü gençler
Adnan Kaşıkçının ülkeye soktuğu aynı marka silahlarla vurdu birbirini
saygılarla
kardanadam tarafından 6/1/2008 4:47:46 AM zamanında düzenlenmiştir.
sevgili dostlar
ilginize çok teşekkür ederim.
maksadım
polemik yaratmak,
yeni kutuplaşmalar oluşturmak değil di.
öyle de oldu...buna çok sevindim.
herkesi seveceğiz
birbirimizi
bizden olmayanı
karşı düşüneni
bizden olanı
herkesi
ama herkesi seveceğiz...
ayrı düşüncelerde olabiliriz
farklı düşünbiliriz
ama asgari müşterekte
bir ortak noktamız var,
bu ülke....
bütün mesele bu...
gerisi faso fiso...
herkese sevgiler
herkese saygılar
ve çok teşekkürler dostlar...
Değerli kardeşim,
Aynen katılıyorum dediklerine çünkü bir kaç kez izlediğimde keseri herkes kendi yönüne yontmuş,bu medya bu magazin denilen dizilerden nefret ediyorum hangi gerçekleri yansıtıyorlarki senoryoları hep kendi düşündüklerini yapan yazan,çizenler. Gerçekleri hayata geçirmekten vazgeçmiş bir toplum olduk çıktık.Günün yazısını kutlarım.
Saygılarımla
Bahar
Yazınızda bahsettiğiniz dizinin bende müdavimlerindenim.
Dizide konusu geçen 12 Eylül dönemini bilmediğim ve tarihimize damgasını vuran böylesine acı bir trajediyi öğrenmek için takip ediyorum.
Yazınızı okuduktan sonra daha bir farklı gözle ve değişik kaynaklardan araştırarak mercek altına alıcam mevzuyu.
Yine sağ-sol konusunda ki düşüncenize de katılıyorum.Bugün itibariyle Kesinlikle öyle bir problem yoktur.Tamam herkes görüşünü düşüncesini savunur ama en uçlarda olacak şekilde değil.Nihayetinde ortak noktamız vatanımız,milletimiz.Düşüncenin Savunulması ne kadar ileri gidebilir ki .Bluecould arkadaşımızın bu anlamda söylediklerine katılıyorum Hepimiz Türküz ve mehmetçiğiz.Hepimiz vatanımız,milletimiz için varız ve varolacağız.
Sizin gibi duyarlı ve gözlemci yerinde tesbitleriyle de inşallah kötü oyunlara gelmeyip hiçbir zaman düşüncelerin savunulmasında en iğrenç olanı seçmiyeceğiz.
Yazınızı ve başarınızı kutlar.Daim olmasını temenni ederim.
TEBRİKLER toynak amca...yazın gerçekten günün yazısıydı....
Ben uzun uzadıya konuşmayı sevmem cahilliğime verin...Konu zaten çok derin ve derin kelimesininde altını çizerim çünkü bana çok şey hatırlatır...Ancak gerçek şu ki sol ve sağ ideolojisi ne yazık ki kavram olarak bitmiştir o yüzden kavgası bitip desteğe dönüşmezseki sizde bu fikirdesiniz ne yazık ki beyinler körelecektir tek kelimyle....Türk kaşığıyla ingiliz maması yenmez! diye bir söz vardır...Ama çocuklarımız artık zengin evlerinde paranın kölesi olan ailelerde her türlü kökenli yardımcılarla büyüyorlar ve türkçemiz ananevilerimiz ne hallere geldi...sistem içinde sistem var..ne milli şuur ne saygı ne de sevgi kaldı...Kurtuluş savaşında Atatürk düşmana bile sevgi dolu yüreğini açtı dikkatinizi çekerim! Şehitlerimizin kanı yerlerde geziyoruz,ateş düştüğü yeri yakar hepimiz TÜRK ve MEHMETÇİĞİZ...Sizin sağa ve sola olan saygınızdan ötürü bu cesareti aldım yanlış anlamayın...Ancak aptallığa tahammülüm yok...Çok hoş bir paylaşımda çok güzel örneklele değindiğiniz konuya duyarlılığınızdan dolayı tekrar kutluyorum......
O diziyi bende kaçırmadan takip etmeye çalışrım medyada bugune kadar değişmeden yayınlanan hiç bir şey olmadı ki adı üstünde medya bire bir gerçekler yansıltıldığında asılında ortalık karışır sağcılarda işkence gördü asıldı diyorsunuz bu arada bir kaçtane bizdende gitsin ki durum eşit görüsün hesapları olmuştur işkence kısmına gelınce ben o dönemleri görmedım ama ailemden görüp fişlenen ve yılar sonra dahi olsa ceremesi bizlerden bile çıkarılan haksızlıklar yaşadık fazla uzatmıycağım sol kesimin gördüğü haksızlık ve işkenceyi sağ kesımın bu denli gördüğüne inanmıyorum
Dizilere gelince ewek kürtleri kötüleyip böylesi hasas bir zamanda ortalığı ıyıce kızıştırmak için yapılan bir çok dizi var asıl ayrımcılık yapan diziler bunalr bence
Sayın Toynak ben sizin şahsınıza bir şey demiyorum sadece bir dönemi değerlendirirken her yönden bakılması gerektiğini söylüyorum . Aslında sorun o ülkede ve dünyada insanların insanca yaşaması olayı .. Bizlerin ana kaynağı budur ve biz biliyoruzki kapitalizm asla insanın insanca yaşayacağı bir toplum değildir dereken bu devleti yıkalım da demedik ki ben o dönemlerde oldukça ılımlı sayılan bir partinin gençlik kollarındaydım ve sorunların parlementer yollarla çözülebileceğini söylüyorduk ve halada böyle düşünüyorum çünkü biliyorum ki insanlarımız içerisinde bulunduğumuz haksızlıkları haketmiyorlar ...
Kısaca düşüncem budur , aslında uzun da ben fazla uzatmıyayım :))....
Sevgiler .........
Guldane Dal tarafından 6/1/2008 12:18:05 AM zamanında düzenlenmiştir.
sevgyili güldane..
bence ön yargıları bir kenara atmanın zamanı geldi de geçiyor bile...
sorun nedir?
sağcılar mı solcular mı çok işkence gördü gibi bir yarış yada bir savunuş değil benim anlatmak istediğim...Günah çıkarmak hiç değil...
12 eylül türk tarihinde kara bir lekedir...demirelin bir sözü vardır,11 eylülde bu ülkede 33 kişi ölmüşken 12 eylülk günü neden hiç kimse ölmemiştir...?
sahi neden?
Çetele tutmak,sizden bizden hesabı yapmak artık çok uzaklarda,en zaından enden çok uzak...böyle bir kaygım yok hiç bir zaman olmadı da...
12 eylülden önceki istatistiklere bir bakalım...
5241 insan ölmüş...çoğu bilgilerde bu rakamın 6 bin olduğu söylenir...
14 bin insan yaralanmış,sakat kalmıştır...
darbeciler Türk gençliğini fişlemiş,
ortalama 2 milyon insan kamu haklarından men edilerek
bugünün aşk meşk işleriyle uğraşan
kolu kıçı dövmeli
küpeli
savaşma seviş felsefesiyle kendini boşlukta bulmuş
bir nesil yetiştirdiler...
yorumun çok güzeldi...ancak genelde solcular çok çekti,düzenin koruyucuları göstermelik olarask bazı sağcılara işkence uyguladı demeniz biraz hissi bir hassasiyet gibi geldi bana...
yan yok...taraf yok...sadece objektif olma adına tanık olduğum ama buraya yazamayacağım çok şeyler yaşadık ...
sorun şuydu sevgili dost..
Biz devleti koruyorduk..
başımız dikti,işkence göreceğimiz aklımızın ucundan bile geçmiyordu.testiyi kıranla muhafaza etmeye çalışan ayin kefeye koyulurmuydu hiç?
yanılgı burda işte...
herkeste ki ön yargı da burda
ülkücüler zaten devletin adamı idiler
ellerini kollarını sallayarak gelip gittiler...
öyle bir şey olmadı sevgili dostum..
bak sana bir itiraf daha...
ben 12 eylüle kadar hiç bir solcunun bu ülkeyi sevdiğine inanmazdım..bana göre vatan haini idielr
ama orda
o askeri cezaevinde
o arkadaşların,bu ülkeyi en az benim kadar sevdiklerini anladım...
bu toprakalr benin babamın malı değildi...benim hak sahibi olduğum kadar her Türk vatandaşının bu topraklar üstünde söz hakkı vardı...
sorun şuydu sevgili Güldane...
Sağcı solcu diye bizi kavgaya çeekenler
alevi sünni çatışmasında maraşı devreye soktular,olmadı...
günlük olaylar karşında zaten çok doluyduk
ülkücülere göre solcular suçlu
devrimcilere göre ülkücüler...
Şimdilerde oynanan oyuna bakınız lütfen...
kürt türk kavgasını gündeme aLDILAR...
işte burda
ülkücülerin sağduyusu ortaya çıktı...
bu kavgada taraf olamdık..
türk kürt bu ülkede hep birlikte yaşadık yılllardır...ayrımız gayrımız yoktu..
şehit cenazelerinde yapılan kurt işaretleri
atılan sloganlar yanıltmasın sizi
sokak çatışmasını isteyen güçler hep bunu öngördü...
en son kocaelişnde bir tertip düzenlendi
ama toplum bunuda yemedi...
laz çerkez,
türk kürt,
çerkes abaza,
müslüman gayri müslim
o bayrağın altındaki herkes bu ülkenin vatandaşıdır...
bu yazımı hamaset olarak yorumlamayınız lütfen.
bu memleker sadece ülkücülerin değildir
herkesindir.
ama işkencede hiç bir ayrım yapılmamış
ülkücüsü solcusu ayni tezgahtan geçirilmiştir...
mesela
merak ederseniz
sana bir kaçını anlatabilirim yaşadıklarımın...ki ben,
iki yıla yakın teşkilat başkanlığı yaptım ve benim dönemimde değil bir ölüm,
normal bir kavga olayına bile karışmadık...
ve gururla şunu söyleyebilirim...
hayatımda hiç bir inasan
hiç bir solcuya bir yumruk bile vurmuuş değilim.
siz ne derseniz deyin
ben tanığım
o jop bizi hiç ayrıt etmeden dövdü sevgili dost...
saygılar
ve sevgilerim seninle olsun...
Evet sayın şiir'mania , işkencede de bir çok gencimiz öldü demiştim . Sadece 12 eylül öncesi ve sonrası dönemde 650 000 kişi gözaltına alınıyor ve bunların 230 000 kişisi yargılanıyor bu da demektirki bunların büyük bir bölümü işkenceden geçiriliyor ve resmi rakamlara görede bu gözaltı sıralarında 171 kişi ölüyor ama bazı verilere göre bu rakam 419 ( 5 sene içerisinde öldürülüyor ) ...
Başka bir örnekte 12 Eylülden sonraki 20 sene içerisinde de 20 gazetecimizin öldürülülmesi ...
Yani bu ve buna benzer listeler oldukça uzun .... Bazı olayları değerlendirirken biraz daha dikkatli olunursa çok iyi olur diye düşünüyorum ....
Sevgiler .......
Guldane Dal tarafından 6/1/2008 1:20:09 AM zamanında düzenlenmiştir.
çok doğru tespitlerin yer aldığı bir yazı...
kesinlikle yanlı bir dizi. bunu görmemek mümkün değil. hadiseler çarpıtılmış ve izlerken bu kadar da olmaz ki dedirtiyor...
sizin de dediğiniz gibi sustuğumuz ve dile getirmediğimiz düşünceler açık ve çok güzel bir şekilde dile getirilmiş yazınızda...
okunması gereken bir yazı... teşekkürler...
baştan sona katılıyorum,
bu tür yapımlar televizyonda değil
ama sinemada çok daha farklı anlatılıyor
evet bir bir olması mümkün değil
ama
en azından çabası harcanıyor
diziye gelince
baştan sona siyasi çevrelerin
evresinden geçmiş
bir kaç küçük ayrıntı dışında
tamamen soyutlanmış gerçekten
ve yayına sürülmüş
saçma sapan bir dizidir
insanların duygularını sömürme yönelik ve ticari amaçlardan
başka hiç bir güdümü olmayan
popüler kültür dayatması yapmaktır
kayda değer yanı yoktur.
kaldı ki
tarihin en büyük sosyalist insanları olarak lanse edilen
sanatçılar, gazeteciler,yazarlar vs.
bir çoğu bugünlerin
en büyük kapitalistleridir !
insan duygularını sömürmekten
ve riyakarlıktan başka yaptıkları hiç birşey yoktur
topluma sundukları değerlerse
yok kelimesiyle eşdeğerdir
ayrıca toplumun bir ferdi olarak bana katabilecekleri
tek bir artı da yoktur
halk sanatçısı kimliğine
bürünüp
yaşadıkları ahlaksızlıklar
halka sundukları tek olgudur
o, olgu ise
yalnızca ibrettir !
düşüncelerimiz eşdeğerde sevgili Toynak Abi..
güldane hanıma bir kaç isimle de ben eşlik etmek isterim
İnci Ertan ( yapılan işgenceler sonucu belden aşağısı felç edilmiş,yaşıyor)
işgence sonucunda ölenler;
Sezgin Cumhur
Ali Kemal Zorlu
Necla Şimşek( Doğan)
Ertuğrul Şimşek (kardeşi)
düşünce suçlusu olarak yargılanıp
hangi düşünce unsuru ile öldürüldüler
asla açıklanmadı..
tüm bu insanlar huzurla uyusun.
siir''mania tarafından 5/31/2008 6:13:46 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sayın Toynak,
Yazınızda sözü geçen dizinin ben de takipçisiyim çünkü benim gençlik yıllarımda içerisinde bulunduğumuz ortamı da anlattığı için .. Ben bu dizinin bazı şeyleri sorgulaması ve hatırlatması ve düşündürmesi açısından olumlu buluyorum üstelik bir çok yalnış anlatımlarına rağmen ........ Siz yazınızda bu diziyi eleştirirken o dönemle ilgili bazı şeylerde anlatıyorsunuz . Ben de size ufak bir istatistiki ekleme yapıyorum ...
Bu insanlarımız 12 eylül döneminde idam edilenler sadece ;
Adı Soyadı
Tarih
Yer
Necdet Adalı (sol görüşlü)
7 Ekim 1980
Ankara
Mustafa Pehlivanoğlu (sağ görüşlü)
7 Ekim 1980
Ankara
Serdar Soyergin (sol görüşlü)
25 Ekim 1980
Adana
Erdal Eren (sol görüşlü)
13 Aralık 1980
Ankara
Cevdet Karakaş (sağ görüşlü)
4 Haziran 1981
Elazığ
Veysel Güney (sol görüşlü)
10 Haziran 1981
Gaziantep
Ahmet Saner (sol görüşlü)
25 Haziran 1981
İstanbul
Kadir Tandoğan (sol görüşlü)
25 Haziran 1981
İstanbul
Mustafa Özenç (sol görüşlü)
20 Ağustos 1981
Adana
İsmet Şahin (sağ görüşlü)
20 Ağustos 1981
İstanbul
Seyit Konuk (sol görüşlü)
13 Mart 1982
İzmir
İbrahim Ethem Coşkun (sol görüşlü)
13 Mart 1982
İzmir
Necati Vardar (sol görüşlü)
13 Mart 1982
İzmir
Fikri Arıkan (sağ görüşlü)
27 Mart 1982
Ankara
Sabri Altay (adli suçlu)
23 Nisan 1982
Adapazarı
Cengiz Baktemur (sağ görüşlü)
30 Nisan 1982
Elazığ
Şahabettin Ovalı (adli suçlu)
12 Haziran 1982
Sinop
Ednan Kavaklı (adli suçlu)
18 Haziran 1982
Ankara
Ali Bülent Orkan (sağ görüşlü)
13 Ağustos 1982
Ankara
Veli Acar (adli suçlu)
13 Ağustos 1982
Isparta
Eşref Özcan (adli suçlu)
19 Ağustos 1982
Kayseri
Halil Fevzi Uyguntürk (adi suçlu)
29 Aralık 1982
Afyon
Kazım Ergun (adli suçlu)
29 Aralık 1982
Akşehir
Muzaffer Öner (adli suçlu)
29 Aralık 1982
Amasya
Adem Özkan (adli suçlu)
13 Ocak 1983
Balıkesir
Hüseyin Çaylı (adli suçlu)
13 Ocak 1983
Afyon
Osman Demiroğlu (adli suçlu)
13 Ocak 1983
Isparta
Ahmet Mehmet Uluğbay (adli suçlu)
22 Ocak 1983
Akşehir
Ali Aktaş (siyasi)
23 Ocak 1983
Adana
Duran Bircan (adli suçlu)
23 Ocak 1983
Denizli
Levon Ekmekçiyan (Asala)
28 Ocak 1983
Ankara
Ramazan Yukarıgöz (sol görüşlü)
29 Ocak 1983
İzmit
Ömer Yazgan (sol görüşlü)
29 Ocak 1983
İzmit
Erdoğan Yazgan (sol görüşlü)
29 Ocak 1983
İzmit
Mehmet Kambur (sol görüşlü)
29 Ocak 1983
İzmit
Ahmet Kerse (adli suçlu)
30 Ocak 1983
Gaziantep
Rıdvan Karaköse (adli suçlu)
5 Şubat 1983
Akşehir
Cavit Karaköse (adli suçlu)
5 Şubat 1983
Akşehir
Süleyman Karaköse (adli suçlu)
5 Şubat 1983
Akşehir
Fatih Laçinligil (adli suçlu)
24 Şubat 1983
Keşan
Faik Görünmez (adli suçlu)
24 Şubat 1983
Kilis
Mustafa Başaran (adli suçlu)
30 Mart 1983
Edirne
Hüseyin Üye (adli suçlu)
30 Mart 1983
Nazilli
Şener Yiğit (adli suçlu)
20 Nisan 1983
Isparta
Cafer Aksu Altıntaş (adli suçlu)
20 Nisan 1983
Ordu
Abdülaziz Kılıç (adli suçlu)
26 Mayıs 1983
Edirne
Halil Esendağ (sağ görüşlü)
5 Haziran 1983
İzmir
Selçuk Duracık (sağ görüşlü)
5 Haziran 1983
İzmir
İlyas Has (sol görüşlü)
6 Ekim 1984
İzmir
Hıdır Aslan (sol görüşlü)
24 Ekim 1984
İzmir
İşkencelerde ve çatışmalarda ölenler bunların dışında ve ölenler de ne acıdır ki geneli sol görüşlü gençlerimizdir .....
Burda bir şeyi ayırt etmede fayda var , sol hakim güçle mücadele verirken '' sağ '' bu mücadeleyi kırmak için kullanılmıştır ve sağ'ı yaratan da kapitalist güçlerdir ve göstermelik olsun diye de bazı sağ düşünceli kişilere kötü davranmışlardır ama ne olursa olsun ben kişisel olarak her türlü şiddete karşı birisiyim ve ülke hatta dünya sorunlarının tartışılarak ve sorunların karşılıklı masalara oturularak çözüleceğini çok iyi biliyorum yeter ki insanlar bunda gönüllü olsunlar .........
Sevgilerimle ...........
Özel yazıyı şairi kutluyorum.....sonsuz saygımla
GÜZEL BİR TÜRKİYE İÇİN TEK BİLEK TEK YÜREK
Katılıyorum size, diziyi önceden izliyordum şimdi izlemiyorum
Bbence yeniden insanlara yaşadıklarını hatırlatarak
bitmiş bir olayı yeniden canlandırıp zayıf halkadan kırmak
istiyorlar.en zayıf noktamızı iyi biliyorlar...bu oyuna gelmemek lazım
bizden çok korkuyorlar ve sadece içten bu davalarla çökerteceklerini iyi biliyorlar...yüreğinize sağlık Allaha emanet olun saygımla
tülay bilgin tarafından 6/1/2008 11:11:04 AM zamanında düzenlenmiştir.
Bir kaç gün önce bir şairin sayfasına yorum girmiştim bu tür konularla ilgili.
O yorumu hiç değiştirmeden buraya alıyorum. Gecenin bu saatinde çok şeyler yazmak isterdim ama sen gerekenleri yazmışsın aziz dost. 34 gün C-5, 15 gün kafes ve fasılalarla 8,5 ay 45x70 cm lik bir tabutlukta yatan ve zûlmün en şedid hallerini görmüş bir insan olarak yazıyorum bunları, okuyanlar bu gerçeği bilerek okusunlar ve mesajı iyi algılasınlar dilerim.
******ŞAİR ARKADAŞIN SAYFASINA YAZDIĞIM YORUM******
Millet evlâtlarının üzerinden Milletin geleceğini karartma oyunları,
dün yaşandığı gibi, bugünde aynıyla sahneye konulup yaşatılmaya çalışılıyor.
Emperyalizmin oyunu aslâ bitmeyecektir. Önemli olan bu oyuna uyanmak ve ne şartta olursa olsun,
onun yazdığı senaryolara figüran olmamak gerekir! Bu da ancak bu Milletin evlâtlarının birbirlerini sevmeleri ve birbirlerinin hukukuna riayet etmeleriyle mümkündür. Aksi olduğu müddetçe, kim derse ki,
Ben emperyalizme karşı mücadele ediyorum.. boşa der, kendini aldatır.
Hünkâr Hacı Bektâş-ı Velî Hazretlerinin asırlar önce söylediği güzel sözünün rûhuna inip haykıralım:
BİR OLUN, İRİ OLUN, DİRİ OLUN!
BİR OLACAĞIZ, İRİ OLACAĞIZ, DİRİ OLACAĞIZ.
SEVECEĞİZ, SEVİLECEĞİZ!
Kalbî muhabbetle.
Emperyalist güçler, nifâkı attı,
Bunu dillendirsek, bunu bağırsak!
Öyle bir dönemdi, yaşandı bitti,
Olmaz mı birliğe, Türkü çığırsak?
Öyle bir âfetti, ciğerler tüttü,
Çoğu bacalar da, Baykuş'lar öttü,
Binlerce Vatanın evlâdı gitti,
Gider mi gelenler, hergün çağırsak?
Milletçe ya gâfil, veyâhut kördük,
Kendi başımıza, çoraplar ördük,
Şükür ki uyandık, asılı gördük,
Ne olur umuda Güneş doğursak?
Yara kaşındıkça, kapanmaz azar,
Muhabbet oluşmaz, nizâlar uzar,
Yeterince olduk, olmayak bizâr;
Sevgiyle birliğe, hamur yoğursak!
Gelin gönülleri, aşk a kuralım,
Senlik-benlik kerîh, karşı duralım,
İlimle, sevgiyle, cehli vuralım;
Vebâldir bu yolda, hantal, ağırsak!
Taassuptan geçip, el ele verek,
Ozan İlo'm sevip, hem de severek,
Gayrı gönülleri, birlemek gerek;
Elbet herkes güder, bizler sığırsak!
27.05.2008/18.52