- 837 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
Afferin Bana
Kızım on üç yaşındaydı.
Bir gün işten gelince evde onu çok üzgün, düşünceli ve sinirli buldum.
Bir anne olarak çok telaşlandım, neden bu durumda olduğunu merak ettim.
Yanına gittim. Sordum:
“Kızım hayırdır, neden böyle üzgün ve sinirlisin”
Kızım ağlamaya başladı, kesinlikle üzüntü ağlaması değildi. Sinirden ağlıyordu. Çok şaşırdım ,onu bu denli sinirlendiren, ağlatan konunun ne olduğunu çok merak ettim. Kızım öfkeden delirmiş bir halde bağırarak:
“Dikeceksin, bana bluz dikeceksin” dedi. Daha da şaşırdım.Her dediğini alıyordum. Neden benim, ona bluz dikmemi istiyordu ? İşte bunu anlayamadım.
Dikiş dikmeyi az çok biliyordum. Kendi kendime bir şeyler yapıyordum ; ama son beş yıldır elime iğne bile almamıştım. Gerçekten de dikişle uğraşacak zaman bulmam imkansız dı. Kızım devam etti..
“Emel var ya! O, Emel, çıldırtıyor beni her gün annesinin diktiği kıyafetlerden birini giyiyor..”Bir de gururlanarak “ annem dikti” demesi yok mu ? işte o zaman öfkeleniyorum.Benim annem bana niye bluz dikmiyor ? “
Kızımın davranışına şaşkınlığım iyice arttı. O’ nu anlamaya çalıştım. Çocuk işte. Kıskanmış Emel ‘ in annesinin diktiği kıyafetleri. Oysa ki Emel ‘ in annesi çalışmayan bir kadındı, kızına kıyafet dikecek çok zamanı vardı. Benim neden çalıştığımı kızım ise anlayacak bir yaşta değildi.
Konuyu geçiştirmek istedim..
“Tamam kızım, istediğin bir kıyafeti terziye diktiririz olur biter dedim” Vay sen misin bunu söyleyen. Daha çok öfkelendi.
“Sen dikeceksin bana kıyafetimi..” demez mi…
Baktım ki; durum çok ciddi…O’ na kıyafet dikmeye karar verdim.Dikiş dikmek karar vermekle olmuyor,önce modeli bulacaksın, kumaş alacaksın,kalıp çıkaracaksın prova yapacaksın uzun iş yani….Ben bunları düşür iken kızım elinde yeşil batikli bir kumaşla yanıma geldi. O, kumaşı uzun zaman önce ben almıştım. Belki bir gün bir şeyler yaparım diye koymuştum kenara.
“İşte anne! bu kumaştan bana buluz dik..” dedi..
Aldım kumaşı elime,ölçtüm,biçtim,düşündüm reglan kollu bir bluz dikmeye karar verdim.Kızımda fikrimi onayladı…Neyse ki; zor bir şey değildi.Bir saat sürmedi o bluzu dikmem,Daha sonra etek uçlarına ve kol uçlarına çift şerit halinde fisto geçtim.Şahane otantik tarzda bir bluz oldu.Kızım gerçekten de o bluzu çok sevdi.
Kızım o, bluz ile Emel ‘ e baya hava attı, Emel ,aynı bluzden ona da dikmemi istedi lakin aynı kumaşı bulamadı. Kızım ise kesinlikle aynısını dikmeme karşı çıktı..
Daha sonraları kızıma bir çok kıyafet diktim. Hele de diktiğim çantaları çok beğendi. Hatta kumaş çanta imalatına bile başlamayı düşündüm bir ara sonra vaz geçtim…Oysa çok müşterisi olacağı belli idi…
Kızım büyüdü,öğretmen oldu.
Geçen hafta kızımın evinde dolaplarını yerleştirirken o, bluzu gördüm.
Elime aldım. Kızımla göz göze geldik. Bana:
Emir tonlu bir sesle
“Sakın,sakın ha!!! sakın atma o bluzu, o benim için çok önemli bir bluz” dediğinde benim gözlerim yaşardı. İyi ki; o gün ev işlerini bahane etmeyip, dikmişim o bluzu kızıma….Afferin bana….
YORUMLAR
Aslında her şey istemekle bitiyor.Yapamam,beceremem,anlamam,uğraşamam dediğimiz yığınla güzel şeyleri, yaşarken kaçırıyoruz.İllaki bir sebebin olması gerekiyor. Oysa insanın hayatında o kadar boş zaman var ki,biz bencilliğimizi öne sürerek ya boş boş oturmakla geçiriyoruz,yada hiç bir şey yapmadan durağanlaşıyoruz.
Eminim o dönemde size kızınız, bir tuval üzerinde resim çizmenizi isteseydi ,bunu da becerebilecektiniz.
Gizli yanlarımızı keşfetmek,çok zor olmasa gerek.
Tebrikler
Saygılar,Sevgiler
sareyaprak
Ve eminim ki; resim de çizer hatta parende bile atardım...amaç çocukların mutluluğu olduktan sonra...
En sevmediğim tiplerdir "Ben bilmem " diyenler ve öyle çoklar ki; tembel işte...
Selamlar.....