- 798 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yakın Geleceğin En Büyük Sorunu; Su
"Su akar,Türk Bakar","Su gibi Aziz Ol" ,"Su, her şeyi temizler; ama yalnız yüz karasını temizleyemez","Suyun değeri, kuyu kuruyunca anlaşılır." gibi sözlere konu olan hayatın vazgeçilmez sebeplerindendir SU. Su hayattır,hayatın en önemli kaynağıdır.Yüce Peygamberimiz Hz.Muhammed (SAV) israfı, özelliklede su israfını önlemek adına on dört asır evvel bu günü o günden görerek konuya dikkatlerimizi şöyle çekmiştir.
"Bir gün Peygamberimiz (asm), sahabîlerden birinin abdest alırken suyu israf ettiğini görür. “Bu israf nedir?” diye sorar. Bunun üzerine sahabî, “Abdestte israf olur mu?” diye karşılık verir. Peygamberimiz (asm): “Evet, akan bir nehrin kenarında bile olsan, normal bir miktarın üzerinde su kullanman israf olur.” buyurur.
Bilindiği gibi yeryüzünde iktisadi kaynaklar kıttır ve değişik bölgelere dağılmış vaziyettedir. Dünyada artan refah seviyesi nedeniyle ölüm oranları azalırken doğum oranları artmış, sağlıklı beslenme gibi nedenlerle nüfus çoğalmıştır. Sömürgeci zihniyetler özellikle Üçüncü Dünya Ülkeleri’nde görülen bu hızlı nüfus artışını frenlemek ve minimum seviyeye indirmek için savaş dahil, doğum kontrolleri, kürtaj gibi yolları denemektedirler.
Artan nüfusun beslenme, barınma ihtiyaçları tabi olarak artmakta ve bu nedenle işler zorlaşmaktadır.
Teknoloji hızla ilerlemesine rağmen "Su" gibi yerine bir başka maddenin ikamesi mümkün olmayan tabii ihtiyaç maddelerinin korunması, elde edilmesi, yerli yerince kullanılması, savunulması daha fazla önem arzetmektedir.
Ortadoğu coğrafyasında su sıcak çatışmaların çıkış nedeni olabilecek Stratejik Madde kapsamındadır. Aynı zamanda bölge zengin petrol yataklarına ve başka madenlere sahip olmasıyla da başka ülkelerin iştahını kabartacak potansiyele sahiptir.
Su, Ortadoğu’nun yanı sıra Afrika, Amerika, Asya ve diğer kıta ülkelerini yakından ilgilendirmektedir. Bu nedenle şimdiden yeni arayışlar ülkelerin gündemini oluşturmaktadır.
Petrolün alternatifinin bulunduğu günümüzde Su’yun alternatifi yoktur. Petrol; gelişmenin, sanayileşmenin, ilerlemenin ana motorlarından birisidir. Ama su; var olmanın, hayatı devam ettirmenin ana kaynaklarından birisidir. Ortadoğu petrol yüzünden nice kıyımları yaşadığı gibi su yüzünden de gelecek yıllarda akıllara durgunluk verecek olan savaşların fitillenmesine sebep olacak bir potansiyel arzetmektedir.
Türkiye; Irak, Suriye, Ürdün ve Suudi Arabistan heyetleri ile yaptığı "Barış Suyu Projesi" görüşmeleri sırasında bir Türk Diplomatının şu sözü “Su”yun önemini ortaya koymaktadır:
"-Su; Ortadoğu’da petrolden daha kıymetli olup yokluğu ancak havanın yokluğu ile kıyaslanacak bir unsurdur..."
Geride bıraktığımız asır yüz milyonlarca insanın değişik coğrafyalar üzerinde medeniyet maskesi altında kuvvetli devletlerin başka devletleri müstemleke durumuna sokmak, maddi kıymetlerini yağmalamak, daha fazla zenginleşmek, sömürmek, kemirmek için öldürüldüklerine tanık olmuştur.
Medeni!, muassır devletler hemen yanı başlarında vukuu bulan korkutucu, ürkütücü savaş sahnelerinden haz duymuşlar, sessiz kalmışlar, silah satımlarıyla gıdalanmışlardır.Bütün bu savaş ve katliamların yaşanmasında esas belirleyici unsur varlığı kıt olan iktisadi kaynakların ele geçirilmesi, kontrol edilmesi, kullanılması ve korunması gayesidir. Bunların yanında daha az ölçüde siyasi, ictimai, dini sebepler savaşlara, toplumların sarsılmasına, sınırların değişmesine ve yeniden çizilmesine neden olmuştur.Bugün İsrail’in Filistin’e yaptığı katliamda bu babdandır.
Rakamlarla Su:
Dünya Su Rezervlerinin yüzde 97.5’i tuzlu su, geri kalan yüzde 2.5’i ise tatlı sudur ki bunun da büyük çoğunluğu kutuplardaki ve dağlardaki buzullar ile yer altı sularından meydana gelmektedir. Günümüzde her yıl su ile ilgili hastalıklar nedeniyle 25 Milyon insan ölmektedir. 1.400 Milyon insan temiz sudan mahrumdur. Birleşmiş Milletler Teşkilatı "İnsan Gelişim Raporu" hazırlamış; buna göre; Dünyada saniyede 8 çocuk temiz su bulamadığından ölmektedir. Uzmanlara göre önümüzdeki 25 yıl içinde dünya nüfusunun yarısı içme ve kullanma suyu bulmakta zorluk çekecektir. Her yıl 2 Milyon kişi Kolera ve İshal nedeniyle ölmektedir. Dünyadaki hastalıkların yüzde 80’i susuzluktan kaynaklanmaktadır. 80 Ülke ve dünya nüfusunun yarısı su sıkıntısı çekmektedir.
Dünya ileriki yıllarda su sıkıntısını çok derinden çekecektir. BM’in Dünya Su Günü nedeniyle yayınladığı rapora göre dünya nüfusunun %40’nı oluşturan 2.4 milyar insan yeterli sağlık şartlarında yaşamıyor. Kirli su ve sağlıksız tuvaletlerin sebep olduğu ishal hastalıklarından dolayı günde 6 bin çocuk ölüyor.
Dünyadaki bilinen en önemli su kaynaklarının hızlı bir şekilde bozuldukları, tehdit altında bulundukları, yağışların azaldığı, sıcaklığın artması, ekolojik dengenin bozulması nedeniyle ve tarımda çok yoğun kullanımından ötürü büyük nehirler ölüm-kalım savaşı vermektedir. Mesela Dünyanın en fazla kullanılan su sistemi olan Zambezi Nehri sürekli sel ve şiddetli yağışlar yüzünden zarar görmektedir. Ortadoğu’daki su kaynaklarının giderek kirlenmesi de bölgedeki gerginliği artırmaktadır. Meksika’da yağmur suları ile kanalizasyonların karışması nedeniyle su sıkıntısı çekilmektedir. ABD’ndeki tarım arazisinin beşte birini sulayan Ogallala Aguifer Nehri aşırı pompalama nedeniyle giderek kurumaktadır. Avrupa’daki kentlerin yarısından fazlası, yer altındaki su kaynaklarını ölçüsüz bir şekilde yağmalıyor. Uzmanlar bu ve benzeri ürkütücü sonuçları ortaya koymaktadırlar.
Savaş İhtimali:
Günümüzde olduğu gibi gelecekte de su meselesi kritik bir önemle mesele olmaya devam edecek ve petrolün önüne geçecektir. Şu ifadelerin açılımını özel değerlendirelim:
"-Ortadoğu ulusları, uluslar arası sular ve yer altı sularını kapsayacak biçimde birbirlerinin çıkarlarını gözetmeksizin sonu gelmeyen bir yarış içerisine girmişlerdir. Acı olanı, bu yarışın sonunda sadece daha fazla su kıtlığı ve daha fazla çatışma olmasıdır... Bütün bu boyutlarıyla su kendine has politikaları ve stratejileriyle Türkiye’nin de içinde jeopolitik ve ekolojik olarak yer aldığı bir konudur..." (Aziz Koluman. Dünyada Su Sorunları ve Stratejileri. Sh. 3)
Görüldüğü gibi tablo hiç de iç açıcı değildir. Bütün dünyanın kabusu haline gelen Su Sıkıntısı, bizi de çok sıkıntıya sokacaktır. Peygamber Efendimiz Hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur:
"-Fırat Nehri altın bir dağ üzerinden suyu çekilip açılmadıkça kıyamet kopmaz. İnsanlar onun için harp edecek ve her yüz kişiden doksan dokuzu öldürülecek. Onlardan her biri: ’Belki ben kurtulurum!’diyecektir. " (Buhari)
"-Fırat Nehri’nin altın hazinelerinden bir kısmının alana çıkması yakındır. Her kim o zaman orada bulunursa, ondan bir şey almasın. " (Müslim)
Şu satırlara bütün dikkatlerimizi yoğunlaştıralım;
"-Çok büyük harplerin olacağını Resulullah ( sav) Efendimiz haber veriyor. Şu anda Fırat nehri akıyor. Suyu çekildiği zaman, o yer zamanla açılacak, o yerin altında Allah-u alem altın hazinesi var. O çıkınca oradaki devletler, biri "ben alayım!" diğeri: "Ben alayım!" derken birbirine girecekler. Bu harplerde çok insan kırılacak. " (Kıyamet ve Alametleri. Sh: 70)
"-Bu emr-i Peygamberi’ye uyanlar kurtulacak, fakat emri dinlemeyip maddeye yönelenlerin helakına vesile olacak..." (İnsan Dünya ve Ahiret. Sh. 174)
Selam ve saygılarımla
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.