- 876 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
ACININ ÇIĞLIKLARI- 2
2. bölüm
Buluttan örülmüş bir perdenin arkasından ayın nemini yudumlamıştı toprak. Sunak etmişti var olan her şeyini dünyaya; alını, yeşilini, beyazını… Temiz aşklara gebe cümleler dökülüyordu ağaçlardan çimenlerin üstüne. Umutlar işlenmişti serçelerin gagalarına. Nisan çiçeklerinin başında eylül rüzgârları esiyordu yine de. Anıların kıyısında sessizliğe mahkûmdu genç kız. Elinde bir tomar kâğıt, defalarca katlanıp açılmaktan yıpranmış. Mektuptu bunlar, uzaklardan hasret yağmurlarıyla gelen mektuplar. Çökercesine parktaki banka oturdu ve ilk mektubu açtı. Defalarca okumuştu, ezberlemişti çoğu yerini. Yine de okumak, içini serinletecekti.
- Sessizliğimi kardım gözyaşlarımla, mürekkebe kattım gecelerin karanlığını, mısraları ördüm gecenin sessizliğinde. Sesim olacak bu kalem. Dinle beni aşkım:
Ezberlenmiş sızımla korlanıp yandığımda
Işıksız bir gecede korkup uyandığımda
İçime yıldız çizdim seni her andığımda
Bulutsuz bir gökyüzü yüreğimde duruyor
Göğsümdeki saati yokluğun durduruyor.
Soluk soluğa yaşıyorum hayatı, nefesimde sen varsın. Su içtiğim mataramda sen varsın. Ekmeğimin katığında yine sen… Kokunu hissettim az önce yastığımın üstünde, gözlerinin derinliğinde boğulacaktım neredeyse, yattığım yerden gökyüzüne bakarken.
Yastığına sarıldım içim dışım koktu sen
Dudağımda çıbandır kondurduğun son busen
Güneşi söndüreyim ellerimle istersen
Türkünü yaslayayım umutlu yarınlara
Katlanmak kolay mıdır aşk tüten yangınlara.
Dün gece nöbetteydim bir kulede. Bir sen varsın yanımda bir de yapayalnız bir gece. Saçlarınla mı örtmüştün gökyüzünü, simsiyahtı. Sabah olmasın istedim o an, olsa bile gözlerin ışıtmalıydı dünyayı. Dudaklarından dökülen türküler karışmalıydı gecenin sesine. Neden hep sen varsın aklımda? Ayrılırken verdiğin mendil göğsümün üstünde duruyor, içine özlemleri mi doldurmuştun yoksa? Saklayacağım mendilini, ölene kadar…
Rakiptir gecelere saçlarının siyahı
Çiy düşen gözlerindir aydınlatan sabahı
Dokun bir kez ağlatma aşk arayan seyyahı
Hasret çeken bestemi inleyen neyden dinle
Ölmek gelir içimden hayalimde seninle.
Ayak izleri susturulmuş topraklarda sürünüyoruz bazen, sensizlik işleniyor yüreğime ilmek ilmek. Zıtlaşan sözcükleri parçalıyorum tüfeğimin namlusuyla, belki içinden sen çıkarsın diye. Kitaplarda yer almayan cümleler dökülüyor üstüme saydığımda şafaklardan. Soruyorsun neler yapıyorsun diye ama nasıl anlatayım ki başka şeyler, içimde bir sen varsın, bir de görevim. İçimde bir sen varsın bir de vatanım. İçimde bir sen varsın bir de bayrağım. Vatanıma ihanet edenlerin parmakları batıyor göğsüme. O zaman haykırıyorum; ben bu vatanın kuluyum! Dokunmayın bayrağıma! Dokunmayın vatanıma! Çıkartırım kurtpençelerimi! Ben uluyum, ben uluyum!