Doğal ortamda uyumak…
Hayatımızın her alanına sunilik girdi.
İnsanlar doğallıktan uzaklaşır oldu.
Vücudun her alanına yapaylık girdi.
Sapsağlam vücutlar zamanla soldu.
Nerede mis gibi kokan domatesler?
Baksana parlıyor yuvarlak patatesler.
Güzel ürün yetiştirme içindir hevesler.
Elbette güzel olması için ilaçla besler.
Sebzeleri meyveleri ilaçla büyüttüler.
Çabuk büyüsün diye de elle dürttüler.
Akşam güneş ışığı olmasa da güttüler.
Yapaylıkla insan bedenini çürüttüler…
Önceki sebze, meyvede doğallık vardı.
Çiftçi zararlıları doğal yoldan kovardı.
Yiyecekler doğal kalalım diye yalvardı.
İnsan vücudu bu ilaçları nasıl savardı?
Uyku, İnsanın en güzel dinlenme ilacı.
Uykusuz kaldığında gözlere düşer acı.
Gözler görmez olur, hele baştaki sancı.
Yatman için çağırır parktaki uyku ağacı.
Sen aldırma evde yapay olarak esen yele.
Serin olan yerler park çağırır, biraz acele.
Parkta,ağaç altında uyumak geçer mi ele?
Bu doğal ortamda uyumayı bir dene hele.
Havaların sıcak olduğu bugünlerde evlerde klimasız durulmaz.Yaşadığımız bölge (Akdeniz bölgesi)Yaz mevsiminin kurak ve sıcak geçtiği bir bölgedir.Güneş ışıklarının dik ve yoğun geldiği saatler (öğle ile ikindi arası) insan beynini çatlatırcasına bir sıcaklık yaşanıyor.Bu saatlerde mümkün olduğu kadarıyla Güneş ışıklarına maruza kalınmamalı.Çarşıya çıkılacaksa ise ya sabah saatlerinde ya da ikindiden sonra çıkılmalı, çarşıdan alınacak ihtiyaçlar bu zaman aralığında alınmalıdır.
Bu sıcaklar bağlardaki üzümlerin iyice olgunlaşmasını, şekerlenmesini, tatlanmasını sağlıyor.Bizler ne kadar da şikayetçi olsak bu mevsim, bu sıcaklar; bazı meyvelerin, sebzelerin olgunlaşması için gerekli ve ihtiyaç olan sıcaklıklardır.
Bu mevsimde; deniz kenarında olan,çukurda kalan ve etrafı kapalı bulunan yerler sıcaktan adeta kavrulmakta, insanlar sıcaklığın yoğun olduğu saatlerde klimasız oturamamaktadır.Tabi ki bu sıcak ortamdan uzaklaşmak için kimileri denize kimileri de serin yerler olan yaylalara gitmektedirler.
Durumu iyi olanlar ve yaylada yeri olanlar serinlemek, doğal serinlikten yararlanmak amacıyla Amanoslarda bulunan yaylalara (Çardak,alan,huzur…)çıkıyor bu sıcak günleri buralarda geçiriyor.
İlçede, köyde yaşayan insanların hepsinin yaylaya çıkacak hali yok ya… Bunlar da bu sıcak ile boğuşmakta,sıcaklığın yükseldiği saatlerde evlerinde ya da parktaki dere kenarındaki bir ağacın altında dinlenmek için uyumaktadır.
Bizler yaylaya, parka, dere kenarına gidemediğimiz için evlerimizde bu saatlerde klimayı açıp altında serinlemeye çalışıyoruz.On- on beş dakika sonra ise üzerimize bir yorgunluk, halsizlik çöküyor uyumaya başlıyoruz.Klimaların üfürdüğü serin havaların altında bir -iki saat uyuduktan sonra kalktığımızda bütün bedenimizde bir uyuşukluk, bir halsizlik hissediyoruz.
Geçen hafta öğlenin o sıcak saatlerinde çarşıya çıkmak zorunda kaldık.Dönüşte de parka geçip, ağaçların altında oturmaya başladık.Her gün uyuduğumuz öğleden sonraki o saat geldiğinde gözümüze bir uyku çökmeye başladı.Kendimizi ne kadar uyanık tutmaya çalıştıysak da bu serin ortamda, ağaçların altında, doğal ortamda uyumuşuz.
Ne kadar uyuduğumuzu bilmiyorken telefonumuz çalmaya başladı arayan evdekilerdi…Demek ki onlar da klimanın altında uyurken kalkmışlar ki sesleri uykulu uykulu geliyordu.
-Nerede kaldınız? Saat 4 e geliyor.Gerçekten de saate baktık dört olmaya çok az kalmış.Uykudan kalktığımız anda bedenimizde,gözlerimizde daha önceki halsizlik yok, daha dinç ve daha dinlenmiş bir haldeyiz.Hemen aklımıza evde uyuduğumuz o günler ve uykudan sonraki halsizlik, uyuşukluk, yorgunluk halleri geldi.
Demek ki doğal ortamda uyumak ile yapay ortamda uyumak arasında ne kadar fark var… Bunu bizzat yaşayarak gördük ve yaşayamayanlara da tavsiye ederiz.
Nasıl ki;yiyeceklerde, sebzede, meyvede,hayvan ürünlerinde…Doğallığı arıyor isek, dinlenme ilacımız olan gündüz uykusunda da doğallığı aramalı, doğal ortamda uyumalıyız.O zaman farkına varırsınız;doğal ortamdaki, ağaç altındaki, parktaki, dere kenarındaki uykunun tadına…
Hasan Kaya
Eğitimci-Şair-Yazar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.