- 601 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
SEN BİZE ALLAH’ IN BİR LUTFUSUN CANİKOM!.
Siz hayatın gülen ve ağlayanlardan ibaret olduğuna inanıp talihine sitem edenlerden mi yoksa bu gezegene seçilmiş özel biri olarak gönderildiğini düşünüp şansına şükredenlerden misiniz? Bana soracak olursanız…
Ben şu insanlık alemine bakıp bu şaşılası haksızlık ve adaletsizliği görüp üstünde düşündükçe bunun Yaradan’ın bir yazgısı olduğuna inananlardanım..
Öyle ya.. ’Doğuştan şanslı’ dediğimiz bir söylem bir inanç yer etmemiş midir dillere ezeli beri..
Bu bağlamda aklına fikrine çok güvendiğim yaşam biçimini takdirle seyrettiğim yakın bir komşumuz: “Akıllı olmak da bir şans işidir” demişti benim akıl ve şans fukarası olduğumu söylediğim bir sırada. Bayılmıştım onun bu sözüne. ‘Kendimin kendime koyduğum bu teşhiste yanılmamış demek ki’ dedim yine kendi kendime..
Şansı olmayan birinin akıllı olması beklenebilir mi bu durumda sorarım size…
Özel kimselere bahşedilen bu özellikleri; doğru anlamlı yararlı değerli ve insani erdemler doğrultuda kullanmak çok daha önemli bir şans ve bahtiyarlık olsa gerek aslında..
Geçenlerde Pakize’me (SUDA) yurdu karış karış dolaşıp türlü çeşit yiyecek-içeceklerin tadına baktığ ‘Lezzete Yolculuk’ programının dışında Saba Tümer’le yaptıkları ve hep bir ağızdan konuşup bir ağızdan güldükleri. Profesör doktor Osman Müftüoğlu’nu sıkça konuk ettikleri bir programda rastladım. Hastalıklar hakkında bilgilenmek niyetiyle oturduğum ekran karşısında bu hiç mümkün olmadı..
Pakize’m in durmayan çenesi hareketli elleri. Kahkaha makinasının evlere şenlik gürültüsü doktorumuza konuşma fırsatı vermiyordu ki..
Sağlık ocaklarında bile kuyruklar bahçe dışına taşarken bizim gibilerine de aman doktor derdime bir çare! demek kalıyordu. Bu durumun öncelikle kendilerine ve izleyenlere yaptıkları büyük saygısızlık haksızlık ve ayıp olduğunun farkında olamıyorlar mıydı dünyanın yalnızca kendileri için döndüğüne inanmanın sarhoşluğuyla diyordum içimden..
Benim aksime senin ‘alınma huyunun’ olduğunu biliyorum Pakize’m. Bu söyleyeceklerime alınıp gücenme lütfen. Dost acı söyler bilirsin..
Hem sen nicelerini çuvaldızlı fıçıda sallarken. Benim bu tespitimi ‘dostça yapılan yapıcı küçük bir eleştiri’ olarak algılayacağından eminim canikom..
Demem o ki; dilin ağzına biraz büyük geliyordu Pakize’m..
Ee onca çalışmanın dolaşmanın tıkınmanın karşlığında kavurk kalacak değildi ya bu cefakar dil! Kaldı ki çok sulu bir zeminde işlevlerini sürdürüyor bu çok önemli organımız!
Üstelik dokuz boğum tanımaksızın dönüp duruyor istediği gibi her bir yöne..
Serpilip gelişmesi çok doğal dolayısıyla..
Dönelim şu şans işine yeniden..
Bence Pakize’m de ‘doğuştan şanslı’ olanların başında yer alanlardan..
Öyle tabii. Neden mi? Şöyle ki: Güzellik deseniz alası onda..
Akıl zeka onda. .
Yetenek yaratıcılık başarı yine onda. .
Künyesine şöyle bir bakın önce: Güzellik Kraliçesi mi seçilmedi onca güzelin arasından. Sahnelerde fırtna gibi mi esmedi yurdun her bir yanında..
Dizilerde filmlerde rolünü hakkını vererek oynaması da cabası.
Gazetelerin en güzel köşesine oturup en beğenilen yazarlar arasına mı girmedi çoğunu sollayarak..
En babayiğit en el değmemiş ve üstü açılmamış konuları mı açıp sermedi önümüze bir bir. Hele şu mişli geçmiş ‘Mış/Muş‘ köşesi yok mu hepimizi kedimizden geçirdi inan olsun. Pakize’ciğim; sen bu şans işini neye nasıl bağlarsın bilmem ama ben bunu doğduğunuz bölgeye daha doğrusu İzmir’e bağlıyorum anacığım..
Göbeği İzmir’ de kesilmiş kadınlar diğer yöre kadınlarına kıyasla kaç sıfır önde başlıyorlar bu şans yarışına kim bilir..
Yaradan’ nın onlara torpil geçtiği ilk çıktıkları sahadan belli olmuştur aslında..
Ardından siyaset yani parti işi gelir ki işte asıl keramet orada saklıdır..
Hemen herkes Demirkrat Parti’yle akrabadır neredeyse. Artık kol böreğinin en katmerlisi ekmek kadayıfının en kaymaklısı sofralardan hiç eksik olmaz türlü çeşit zeytinyağlı meze çeşitlerinin doyumsuz eşliğinde..
Düşman İzmir’den çıkar çıkmaz Mutafa Kemal Atatürk’ün kalbine girmeyi kim başardı onca kadın arasından..
İzmir kökenli Latife Hanım başarmadı mı.. Yaa!..
Kendi kara yazgılarına ağıtlar yakan hemcinslerime canım Sabahattin ALİ’nin:
“Dertlerin kalkınca şaha/ bir sitem yolla Allah’a/ görecek günler var daha/ aldırma gönül aldırma” mısralarını yorgun çileli tükenmeyen sevdasında yolluyorum selamlarımla birlikte..
Pakize’ ciğim gel biz de bu güzel muhabbetimizi İzmir’in birbiriyle kıyasıya yarışan ve anadan doğma sarışın olan bu şanslı güzel fettanlarına ithaf edilen bir şarkıyla noktalayalım. Ne dersin...
“Şu güzeller güzeli yar gibi geldi bana/ gözlerinde bir mana var gibi geldi bana."
YORUMLAR
DEVRİM DENİZERİ
haahaaahaaaa...
Öncelikle yorumunuzla beni bunca güldürdüğünüz için siz de hep gülün dilerim.
Ben kendimi okur kendime güler şarkılarımı kendim dinler hayaller kurarım kendi kendime çocukça hala...
Ayrıca bilmeyen yoktur benim kendime olan hayranlığımı. Bayılıyorum kendime. Bu bir megalomanlık değil tabii.
Karakterime kişiliğime yaşam biçimime...
Her şeyi bu denli açık ortada dürüst samimi birine rastlayamazsınız kolay kolay...
İyi hafta sonları. Kalın sağlıcakla.
_ZERRE_
Ben dedim size . Kendimi iyi hissetmedigim zamanlar sayfaniza gelip yazilarinizi okumaliyim diye .
Aslinda sizin su benim ictenlikle yazdigim birkac kelimeye verdiginiz cevapta ne kadar cok sey vardi .
Bir kere sizin hayata bakis aciniz . O tertemiz yüreginiz . Ve güzel bir insan olusunuz .. Ki son yazdigimi kolay kolay bu alemde öyle de söylemem ben . Ama sizi inanin öyle görüyorum.
Bunlari siz de biliyorsunuz kalbinde kötülük olan kisi ulu orta yazamaz da .
Cok güzelsiniz .
Sizi tandigim icin inanin seviniyorum .
Rabbim dostlugunuzu eksik etmesin .
Sakin o güzel yüreginize iyi bakiniz .
Bu fakirin ne hatri olucak ama lütfen hatirim icin.
Denizler kadar engin ... Daglar kadar yüce selam olsun uzak diyarlardan .
Bu fakir hep o daglar gibi dik durdu bu hayatta . Sizin dostunuz kücücük bir zerre .
Sevgimle .
Pakize'yi izleme olanağı buldu isen keşke canlı yayına da bağlanıp
"Sen sus da doktor konuşsun" deseydin :)
sevgiler
DEVRİM DENİZERİ
SEVGİLER ESENLİKLER...