Genç Dinamik ve Kararlı
Yıllar önce bir görev dönüşü..Sanırım Yalova’dan Malatya’ya..Birlikte olduğumuz arkadaşımızın bir tanıdığı otobüste..Biz de tanıştırılıyoruz onun vasıtasıyla gençle..Muhabbetleri yerinde.. Belli ki samimiler.. Biz de giriyoruz kimi zaman devreye..Neyse bir yerde mola veriliyor çay kahve için ve oturuyoruz bir masaya..Baştan beri ilgimi çeken fiyakalı telefonu mola boyunca susmuyor ve bu nedenle soruyorum..
Arkadaş ne işle uğraşıyorsun işin mesleğin nedir senin diye..
Öğrenci olmadığı,çalışan ya da memur olmadığı kesin ama ne?
İşi mesleği nedir acaba..
Merak ediyorum..
Bu kadar telefonlaşacak,sürekli görüşülecek iş ne olabilir..
Belli ki aile efradı değil arayıp konuştukları..
Abi dedi, mal sevkediyorum.
Yüklüyor ve gönderiyoruz,nasıl gidiyor,zamanında ulaşmış mı,teslimat yapılmış mı,sorun sıkıntı var mı uzaktan takip ediyorum..
Konu bu, aramalarım bu nedenle diyor..
Yani bir işten bahsediyor..İşadamlığından..
Soruyorum merak ediyorum..
Yaşın kaç delikanlı diyorum.
Yirmi altı abi..
Yirmi altı yaşında genç bir delikanlı karşımdaki.
Mektep medrese görmemiş bu belli..
Yirmi altı yaşında yurt dışına sevkiyat yapacak düzeyde bir işveren,bir patron.bir üreten,bir ihracatçı karşımdaki..
Hayretimi gizleyemiyorum..
Abi diyor Kazakistan’a Özbekistan’a ihracat yapıyorum,bu telefonlar onun kontrolü için..Mal bağlantısı için..Sevkiyat ve teslimat için..Muhasebat için..
Peki ne ödüyorsun bu telefona..
Şimdi demode ama o zamanın en gözdesi elindeki telefon.
Abi son fatura yirmi altı milyon diyor..
Yani düz bir memurun maaşı kadar..Yani bizim maaşın neredeyse üçte ikisi kadar..
İşte genç bir iş adamının telefon faturası ve genç delikanlının özgüven meselesi..Daha öğrenci olacak yaşta..Ne mektep görmüş ne medrese ama bir patron, bir işveren olmuş bu genç yaşta..
İmrenmemek elde değil..
Hesabı ödüyor ve kalkıyoruz..
Sonra Ergun Göze’nin bir makalesindeki şu sözü hatırlıyorum..Benim ilkokul mezunlarım diye başlayan tüm işadamlarına yönelik bir cümlesi..Benim ilkokul mezunlarım mevcut işadamlarının neredeyse yarısı diye..
Yani her işte mahir,her işte atılımcı cesur ve kararlı diye bahsediyor ve kaybedecekleri bir şey yok diye anlatıyor ilkokul mezunlarını..Cidden öyle bakın ilk kuşak işadamlarına..
Bu tamam ama bir de Malatyalılık var serde..
Genç olacaksın,ilkokul mezunu olacaksın ve bir de Malatyalı olacaksın.İşte tam istediğiniz kıvamda cesur atak ve kararlı bir işadamı çıkar karşınıza..
Yirmi altı yaşında ve telefona ayda yirmi altı milyon fatura ödeyen genç bir işadamı..
Yalnızca bu değil..
Başka örnekleri de var..
Rastladım karşılaştım..
Malatya’da oturuyor,İstanbul’da üretiyor,Asya’ya Avrupa’ya sevkiyat yapıyor.
Bir özgüven var Malatyalılar’da..
Kendilerine olan güven tam..
Tuttukları işi bırakmıyorlar..
Cesaretle adım atıyorlar..
Sonuç alınıncaya kadar uğraşıyorlar..
……………………………..
Netice..
Hem kendileri kazanıyor,hem ülkelerine kazandırıyorlar..
Üretim yapıyorlar..
İstihdam sağlıyorlar..
İş aş ve ekmek veriyorlar birilerine..
……………………………..
Mutluluğu yakalamış oluyorlar böylelikle..
İç huzuru duyuyorlar..
Farklı bir profil olarak ortaya çıkıyorlar..
Genç,dinamik ve özgüvenli..
Atak ve cesur..
Kararlı..
Mutlu..
Hoşgörülü ve espirili..
Kemal GÜL
21.07.2014
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.