- 601 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Asıl Konu
Bildiğimden çok uzakda, ama bildiğime çok yakın bir yerde gibiyim şu sıra. Elimde valizimle pansiyondan içeri girdiğimde, önünden her gün geçdiğim bu yapıyı hiç farketmediğimi düşündüm. Belki hiç ihtiyacım olmadığındandı.
Çatı katına çıkan ahşap merdivenler, dar merdiven boşluğu, odaların açıldığı bölüm mutfak olarak kullanıldığı için ortama yayılan yağ ve yemek kokuları, ocağın ısısı, nem. Sonrasında yağan yağmur, serinlik, ferahlık. Minicik penceresi, deniz gören balkonu ile burası, bir süreliğine ikametgâhım olacakdı. Sonsuza dek böyle bir yerde kalabilir miydim? Sanmıyorum.
Fakat düşünmek için ideal bir mekân doğrusu. Kitap okumak için, yalnız kalmak için ki eğer kapının kilidini yerinden oynatmazsam kimsenin varlığımdan dahi haberi olmuyor, hem uzak hem yakın aralıkları boşlukları sezdiriyor kısaca burası.
Alınıp uymamın beklendiği kararın üzerinden iki hafta geçdi. İnce eleyip sık dokumak, doluyla boşu toplamak için fazlasıyla yeterli bir süreydi bu. Uğradığımı düşündüğüm, hatta uğradığımdan emin olduğum haksızlığın getirdiği kırgınlığın dışında hiçbir şey hissetmeden geçen bir zaman dilimi. Dışarıda aşüfte bir yaz girerken insanların koluna, ben kendimle başbaşayım ve yolumu çizgilerle belirginleştirmeye çabalıyorum. Beceriyor gibiyim de sanki. Tökezlediğim anlar, yorgun düşmelerim, sorgularım yok değil elbette. Fakat eksilmeyen kararlılığım ve eminliğim, yolumu aydınlatıyor adeta. Yıllardır kendimi nasıl ertelediğimi ve dahi yok saydığımı görüyorum üzülerek. Bencilliklerin kesin hoşgörüsüzlüklerin dediğim dedik hallerin benliğimi teslim alışına bakıyorum hayretle. Gıpta ile izlenen girift bir anaforun çekim alanından kurtulmak için, hararetli tartışmalardan, hakaretli cümle türeyişlerinden kaçınıyorum. Bir kelime bile dengeleri bozabileceğinden, pek konuşmuyorum da zaten.
Çörek otunu özlüyorum nedense. Desensiz rakı kadehindeki buzun oynamasını. İnatla uzak duruyorum şiirden. Sakız gibi yapış yapış bir şey şu uyuşma halim, geçmesini bekliyorum. Taze balık zamanı ve eylül iyi gelecek biliyorum. Biraz sancıtacak güz, ama iyi gelecek. Çünkü yarından sonra daha iyi bir gelecek...
YORUMLAR
Küllerinin kurşuni siyahından yeniden bir can devşirir belki anka kuşu.. ama sancısı göğsüne üflenmiştir bir kere.. yine de yaralarından süzdüğü umutla başını dağ yücelerine çevirir.. ve ben, ne zaman hüzün renkli kanatlarıyla gün alacasına ulaşmaya çalışan bir anka kuşu görsem, kollarımdaki mecali ona vermek isterim.. çünkü, derin koyak yalnızlıkları, küllerinden doğan ankaların değil, kanadı kırık kuşların yazgısıdır..
Yüreğinize sağlık..Yine güzeldi ..
Eylül bekleyişi kadar güzel..
Fırat Avcı
Karamsar olmamalı insan diyorum ben.
Yarın,
muhakkak dünden daha iyi olacaktır.
Şu kafa dinleme olayı var ya,
gün geliyor acıtır oluyor insanın canını.
Her şeyi tadında bırakmalı.
Bir tutam hayat tarafından 8/5/2014 5:14:56 AM zamanında düzenlenmiştir.