- 751 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
ŞİİRLER , YAZILAR , UĞUR BÖCEKLERİ , SEÇKİLER ÜZERİNE ; YAPICI BİR ELEŞTİRİ DAHA ... BENDEN ...
Değerli şiir ve edebiyat dostları ; şiir ve edebiyata emek veren tüm arkadaşlarımıza merhaba demek istiyorum öncelikle.
*
Bildiğiniz gibi , sitemizde günün şiir ve yazı paylaşımları , gün sonunda sitemiz seçici kurul üyelerince değerlendirilmekte , günün belirli bir seviyede başarılı bulunan şiirleri " uğur böceği " ile işaretlenmekte , günün en başarılı şiirleri ve yazıları da , " günün seçkileri, kurdeleli şiirleri , ve yazıları " olarak işaretlenmekte, değerlendirilmektedir.
*
Ayrıca bu yazıyı , son 6 ay içerisinde , 2 kez şiiri günün kurdele seçkisine alınmış, 1 kez de yazısı , günün yazısı olarak değerlendirilmiş bir kalem sahibi olarak yazıyorum burada.
*
Amacım birlikte daha iyiye ve daha güzele doğru , bu güzel şiir ve edebiyat sitesi ile birlikte el ele yürüyebilmemize katkı yapabilmektir.
*
Bu uygulamayı asla eleştirmem ; site yönetimince uygulamaya konmuş tüm uygulamalar gibi saygı duyarım. Burada sizlerle bir tespit yapmak istediğim konu şu’ dur:
*
Bir şiir ele alalım dilerseniz.Şiirin , ya da yazının, temelinde , sağlam bir konusu olması , şiirsel kurgusu , kullanılan dilin netliği , temizliği , şiirsel ögelerin , betimlemelerin , motiflerin , imgelerin şiirin konusuna ve anlatımına renk ve estetik kazandırıp kazandırmadığı gibi unsurlar önem taşır. Objektif ve dikkatle değerlendirildiğinde , belirli bir düzeyde emek verilmiş ve şiirsel özellikleri açısından da başarılı bir şiirin , asla kolay kolay gözden kaçmayacağına inanıyorum ben. Ha , buna rağmen gözden kaçan çok çok başarılı şiirlerin olduğunu görmek elbette ki üzücüdür.Günün seçkileri , günün kurdeleli şiirleri arasına girip girmemeleri değil , günün vasatın üzerinde şiirleri ( uğur böceği ile işaretlenmiş şiirleri ) arasına dahi alınmamış oysa mükemmel denilebilecek seviyelerde bir çok şiire sık sık raslayabiliyorum.
*
Bir tespit yapmaktır amacım burada... Elbette ki emek verilerek üretilen şiir ve yazıların , biraz daha dikkat , özen ve objektif kriterlerle değerlendirlmesine katkıda buluna bilirsem kendimi mutlu sayacağım.
*
Şu ya da bu seçki şiirlerini ele alıp kıyaslamalara girmek , sağlıklı bir yaklaşım olmaz. Şair ve yazar dostlarımızı üzebilir , kırabilir.. Burada, işaretleyerek altını çizmek istediğim şey , başarılı ve özgün ,kaliteli emek ürünü şiir ya da yazıların , gerekn özenle ve titizlikle , sağlıklı kriterlerle değerlendirillmediği , ve bir çok kaliteli eserlerin de , bilinmeyen nedenlerle nazarı dikkate alınmamaları kuşkularının doğmasıdır.
*
Bu konuya , kendi tespitlerimle bir açılım getirebilmek adına, sitemizde , son dönemlerde yayınladığım bazı şiirlerimi aşağıda bulacaksınız. Aşağıdaki şiirlerim , "uğur böceği" ya da " günün kurdeleli seçkisi " şiirleri kıstaslarınca yapılan değerlendirmelerde , uğur böceği kıstası açısından bile yeterli görülmemiş , nazarı dikkate de alınmamışlardır.Bir çok şair yazar dostlarımızın da elbette bu ya da buna benzer şiir ya da yazıları olabilir..Hatalar biz kul’lar içindir dostlar , ama bazı hataların çok da sıkça yapılmamasında hatta mümkünse düzeltilmelerinde de yarar vardır.
*
SON DÖNEMLERDE YAYINLAMIŞ OLDUĞUM , "UĞUR BÖCEĞİ KISTASI" ( her ne ise o kıstas , bir şiirsel seviyedir mutlaka ) ALTINDA GÖRÜLEN ŞİİRLERİMDEN bazılarını , yalnızca gerçek örneklemeler olsun amacıyla , burada paylaşıyorum sizlerle.
*
Tüm şiir ve edebiyat dostlarımıza esenlik dileklerimle.
........
........
1. Örnek :
*
çocuklar ağlayacaklar kadersiz yarınlarında ...
Ansızın bir bomba düşer üstüne , en yakından en uzaklarına kadar akılsızlıkların
ve parçalanır tüm aymazlıklarıyla insanlığın insan olamamışlıkları ortalık yerlere ...
bunca varlığın içinde
ve bunca yokluğun
yitik dünyaların
hayatların
umutların
canların içinde
bir ürperti gibi dolaşır
bir beden bir yürek arar kendisine
insanlık
insanlık
yücelerden bir sevginin dokunuşu yüreğe
bir ses ki, çok uzak iklimlerden
bir çığlık ki , dayanılmaz acılardan
hep tortusunu bırakır kayıp zamanlara
insanlık ki ,
insan olamamışlığın bataklığında boğulan
insan ki ,
" ben " likten " biz " liğe uzak kalan
insan ki ,
içi , dışı , altı , üstü
dilinde , gözlerinde , sözlerinde
hep yalan
sevmek mi ,
yalnızca adı dillerde şimdilerde
en kolayından sevmeli
en çapsız tarafından hem de
evreni mi?
dünyayı mı?
insanlığı mı neyi sevmeli?
kim kalmış ki
kendinden başkasını sevebilecek
daha daha büyük aynalardan bakmalı
daha da çok sevmeli kendini
adı insan
insanlık ki ,
bir ağacı
bir çiçeği
bir böceği incitemezdi
sevebilseydi
insan ki ,
sıra kendisine gelinceye kadar
tüm çevrenin
doğanın
insanlığın katline seyirci insan
yine de mutlu gülücükleri
tüm duygulardan
tüm duyargalardan yoksun bir yaratık
sıra sıra
dizi dizi inci dişleri
mutlu ve gülümseyen yüzleriyle
aşkın şiirlerini yazan
kendine hayran bakışlarıyla
sanırsın ki sevmiş
sevmiş de aşık olmuş insan
içi boş teneke malesef birileri
yalnızca
kendi boşluğunun sesini haykırmakta
çocuklar çocuklar
aldatan ellerin dillerin masum kurbanları
yarınları
yaşamları
gelecek mutlulukları ellerinden alınan çocuklar
insanlığın bu güne ürettiği eserleri
onlar için gülümseyişler bırakılmadı ki yarınlara
yarınlarda ağlayacaklar
bir yarınları olacaksa eğer
bir çoğu göremeyecekler o yarınları asla
görebilenleri olsa da
bu günün insan nesli için
yarınlarda ,
lanet okuyacak tüm çocuklar ...
bu günlerden yarınlara hazırladığımız , yalnızca ölü bir dünyadır şimdilerde ...
Bu şiir , Filistinde ve Gazzede ve dünyanın pek çok coğrafyasında , yitirdiğimiz analar, evlatlar , ve çocuklara ithaf edilmiştir...
Mert YİĞİTCAN
01 . 08 . 2014
istanbul
2. Örnek :
*
biraz daha ölür kuşlar geçerken üstümüzden ... yeniden ...
Aç gözlerini çocuk , ve gör dünya cehennemini
Gör , kader kurbanı hayat kadınlarının , şehrin kalırımlarında içi ağlarken rüzgarlara ,
zoraki gülümseyişlerini kaderini yazanlara ...
ne de gamsız geçer zaman
dökülürken yaprakları
kuruyan dallarınca sararmış takviminde
renkler düşer kızıla kahverengiden
boş duvarları seyreder
zaman zaman
rengi solmuş bir kaç resim
gelir geçer aklından
uzak gülücüklerde bir mevsim bahardan
yürürsün yağmurda
gelmişinden geçmişine
ıslanırsın kaldırımların ıslak anılarında
ağır ağır içinden geçmeye başlar zaman
bilirsin ki
hissettiğin kadarsın
farkın yok bir yağmur damlasından
gri bulutlara benzetirsin kendini
inersin şehrin üzerine
bir akşam üstü
ne şehir ne de akşam duymaz sesini
oysa
hepsi birden geçmekte
saymazsan eğer içinde kalanları
saçlarındaki akları da
ve salınırken bir köşebaşında
içi ağlarken rüzgarlara
gülümseyen bir kurban daha
çaresizliğini yazanlara
ah ölü kuşlar
ölü kuşlar geçer üstünden
yaşayan ölülerin
sıfırı tükenmiş umutları
can çekişirken kaldırımda
bir insan yüreğini sallar elinde birisi
diğer elinde kesik bir baş’tan
kan damlarken ruhlara
gözleri kapanmış insanlık alemi
la ilahe illallah !
hiç bir kitabın yazmadığı yazgılar ki
nefessiz canlar
sıralanmış yerlerde
kefenleri, ağlayan beyazı çocuklar
biraz daha ölür kuşlar geçerken
şehirde kan kokusu
kırık umutlardan sızan
yağmur
yıkayamadığı günahların al rengi
kalır üstünde tenlerin
tenler ki göz göz
delik deşik insan oyukları
yüreği alınmış canlarda
yaşadığını zanneden insan tasvirleri
nefes aldıkça ölürken
zebaniler dolu sokaklar
cehennemi insanlığın
gülümseyen çocuk yüzlerini
sevginin , kardeşliğin
insanlığın , birlikteliğin
barışın , özgürlüğün adını dahi unutmuş
hastalıklı coğrafyarın insansız taşı toprakları
yağar durur üstüne çocukların
sen ey çocuk !
at o ölü toprağını üstünden
at bir kenara
emperyalizmin o insansız coğrafya ihanetlerini
tüm insanlığın dünyasını kur sen çocuk
sevgiyle birleştir ellerimizi ...
/ şiiri okumak , anlamak değildir , hissettiğince dünyasını , anlamını kazanır yürekte şiir .../
Mert YİĞİTCAN
10 . 05 . 2014
istanbul
3. Örnek :
*
hasretin şarkılarını dinle bu gece dokunma sakın
*
esrarlı bir gecenin sessizliğini dinler gibi suskun her şey
biraz daha düşecek sanki karanlığa silkinse
sokak lambalarının ölgün ışıkları
zaman
ağrılı bir bir yaranın baş ucunda serin bir rüzgar esintisi
savrulur eskimiş bir hayalin son perdesinde
nihavend gülüşlerin
gözlerin
hatırlatır yıldızlara yağmur akşamlarını
boş sokaklarda gölgeleri sahipsiz sevgililer
ayrılığın tuvaline çizilir
yoksul yüreklerinden geçmiş ayak izleri
oysa, ölsem de unutmam seni der usulca
zamanda geç vakitler ölmüş birileri
yaşayanlara inat ölümsüz sevgileri
sol yanında ayrılık eskimiş sevdalar can yoldaşı ölümün
tam da bu vakitlerde
serseri bir mayın gibi dolaşır
kanı çekilmiş bir şehrin kaldırımlarında
dokunsan bile ağlar
nice gözlerin sönmüş ışıklarında
çıkmaz sokakları ölü sevgililer
sakın dokunma üşürsün ayrılığın ellerinde
yalnızca dinle hasretin şarkılarını bu gece ...
Mert YİĞİTCAN
17 . 04 .2014
istanbul
4. Örnek :
bir yanı mavi siyahı geceydi gözlerinde akşam ...
*
/ Bir aşk şiiri değildir bu ... Bu şiirde , kaybettiğimiz gezi olayları direnişçilerimiz ve
Ethem SARISÜLÜK anlatılmaktadır... Ethem SARISÜLÜK ve
tüm yitirdiğimiz kahramanlarımıza ithaf edilmiştir ... /
/ düşlerin sımsıcak bir duadır hala zemheri ayazında ... /
bir yanı mavi siyahı geceydi gözlerinde akşam
seslerin yankısızlığında gün ışıltılı hayalleri uçuşuyordu
şehrin kimsesiz kaldırımlarında telaşlı kalabalıklar
ve henüz yitmemiş umutlar bağdaş kurmuş oturuyordu
kuruyan yapraklarda rüzgarın türküsüydü susmayan
kırık bir saz gibi dilimdeydi sevdası memleketimin
kanlı elleri serinkanlı yarasaların
kan kusuyordu üstümüze
zehiri yaban coğrafyalardan devşirme kinleri eskilerden
oysa bilirdim ben de nice yağmur ertesi saklıdır yürekte
gökkuşağıdır ıslak renkleri
gözlerine hasreti düşürmüş zamansız dünyalardan
kaldırım yorgunu bir yitik umut güvercinini uyuturken dizinde
sevdası zamana asılı kalmış bir şiir öperdi dudaklarını
ay vurdu sonra bir an yüzüne
göçmen kuşların sesleri çığlık çığlık
ve yağmurluydu artık gökyüzü
hüzünleri taşırken bulut bulut üstümüze indi matemli bir gece
kayalıklarda kaç günahsız martı’nın intiharıydı zaman
ay vurmuştu denizde yüzün yağmur damlaları
yakamozlarla ışıldıyordu umudun renkleri gökyüzüne
sen yoktun artık
renklerini soldurmuş bir dünya vardı geride
ne çok sevmiştim seni
mavi siyahı gecelerin gecikmiş vakitlerine erken gelen
göçmen kuşların kanatlarında
doğum sancılarına sahipsiz çocukların
umudun rengiydin minik ellerinde açan
nice sonra sarı bir papatya yeşerdi
zaman ertesi buldu izlerini
kaldırımlarda büyüdü gün gün
senin düştüğün yerde ...
Mert YİĞİTCAN
04 . 03 . 2014
istanbul
Evet dostlar. Bu şiirler , uğur böceği seviyesinde görülmemişlerdir...Elbette değerlendirme seçici kurul üyelerine aittir ve asla da bunu tartışmam ben. Yalnızca konuya ilişkin bir örnekleme yapmak istedim. Şu an , en azından son dönem eklediğim 100 şiirin en az 85 inin uğur böceği seviyesinde değerlendirildiğini biliyorum ve şiirleri yazıları güne de seçilmiş kalem dostlarınızdan birisiyim ben... Ama , gözden kaçma ise, işte , hepimizin de emek ürünlerimiz arasında gözden kaçırılanlar da olabiliyor.Eksiklik ve kusurların giderilmesi ve daha iyiye yürüyebilmek adına tekrar saygılarla...
YORUMLAR
Orta doguda kiyametler kopuyor
"Bizimkiler" neyin derdinde
Neyin pesinde
Tam bildigim bicimde
Her sey kaynagina donmekte
Burda bile kusen kusene
kiran kirana ortalik
Herkes birbirini kirmakta
Gercekten uzuldum
Ne gunlere kaldik Yarabbim ...
Iyi ki Siir var deyip
Su su verdim
SEVGI DAIMA YASAR
.
YAŞAYANKELİME tarafından 8/5/2014 11:28:55 PM zamanında düzenlenmiştir.
Mert YİĞİTCAN
Katkınız için çok teşekkürler değerli dost.
Esenlik dileklerimle.
YAŞAYANKELİME
Kendinize iyi bakin kalem dostum
Ben siirleri ugur boceklerinden kaciriyordum
Yalnizligimi besteliyordum tenhalarda
Ugur bocegi olsa bir olmasada bir
icimden geldigi bicimde yazmaya calisiyorum
ugur bocegim kendi icimde :)
Deme ki epey bir sure sonra herkes ugur bocegi bekliyor siirlerine .
Iyi ki siir var elbette.
Sevgiyle kaliniz,
.
rüzgar çanları tarafından 8/20/2014 9:28:05 AM zamanında düzenlenmiştir.
Mert YİĞİTCAN
Şiirler toplum için, insanlar için yazılmaktadır.Okunabilmeleri şarttır.Toplumla paylaşımında da şiirlerin hak ettikleri biçimde kategorize edilmeleri , bir hakkaniyet gereğidir.
Günün en iyi , kurdeleli şiirleri arasında doğru dürüst iyi şiir bulamazsanız , o güne seçilen şiirlere 5 basan şiirlerin ise uğur böceğine dahi layık görülmediğini anlarsanız, ortada , objektif bir şiir değerlendirme olmadığı , değerlendirme kıstaslarının da , sanata, şiire , şaire ,yazara ,okuyucuya asla hizmet etmediği , burakınız objektif ve sanatsal mantıklı değerlendirme kriterleriyle " iyi " şiirlerin öne çıkarılmasını , iyi ve başarılı şiirlerin , genel vasatların altına itildiğini görürsünüz. Bunlar asla doğru şeyler değildir.
Şiirler insanların , toplumların "OKUMASI" için yazılır... Peki 200-300 yıl öncesinin aşırı ağdalı arapça, ibranıca, farsça dillerinin hakimiyedinde ne idüğü belirsiz bir yazım dili haline gelen , o saray dedebiyatı , divan edebiyatı diline ne demeli?? Padişahım çok yaşa cı yalaka yağcı , kese kese altınla ödüllendirilen besleme şairlerin ,( nedim , nef-i ve benzerlerinin ) sadece Osmanlı sarayının dar beyinlerince üretilen "toplum dilinin ve kültürünün dejenerasyonu ve toplum yapısının ,dilinin , kültürünün , toplumun kendisine yabancılaştırılarak , halkın okuyamayan, bilgilenemeyen , akıl edemeyen , idrak edemeyen sürüler haline getirilmesinin amaçlandığı ortadadır.
Bu anlayış ile , daha çok insanın kitaplarla , yazılı basılı eserlerle okuyabilme, bilgilenebilmesi engellenmek amacıyla " matbaa'nın avrupadan en az 400 sonra ancak osmanlının bu engelerini aşabilmesi , Avrupa da Rönesans ve Reform ve sonrasında bilim ve sanayi devrimleriyle yeni çağlara koşar adım gibilirken, osmanlının hala insanlarına , kendi insanlarının okuyamadıkları ve anlayamadıkları , yabancı sillerin yabancı kelimeleriyle doldurulmuş edebiyatları şiirleri kakaladıkları açıkça ortadadır.
Bu ülkenin, toplumun bu günlere bu tür çakalca işler nedeniyle getirildiği , Osmanlının o ** şairlere kese kese saray altınları dağıtırken , Osmanlı İmparatorluğunun yüzlerce milyarlarca altın borçlanarak İngiltere ve Almanyaya karşı borçlarının faizlerini bile ödeyemez duruma düştüğünden, borç faizlerini siilebilmek amacıyla geçiş imparatorluk topraklarını bu ülkelere borç karşılığı terk ettiklerini ( bir anlamda imparatorluk topraklarını para karşılığı sattıklarını ) hiç kimse unutmasın.
Hala işte o beyinsiz "mandacılık" , batıya mandalık çabaları , toplumun kendi dilinden, yazısından , kültüründen soğutularak , batıya köle haline getirilme çabaları sürdürülmektedir. Bu beyinsizlerin , o Osmanlıcılık hayalleriyle güya divan edebiyatı aşığı , insanların okuyamadıkları rezilliklerini koyun bir kenara da bir bakın.Çocukları ABD de İngiltere de tahsil yapar, süpper İngilizce, Fransızcalar öğretilir çocuklarına.Sonra ABD ve İngilterede uzun yıllar ajanlık eğitimi aldırılır çocuklarına..Ülkemizdeki üniversiteler de İngilizin İngilizcesinin , Türk Milletine , ana dilinden de neredeyse ötede , ana diliymişçesine büyük bir inatla öğretilmesi ve yaygınlaştırılması çabalarını görürsünüz... Bunlar klasik satılmışlıklar ve batı dünyasının, soğuk savaş taktikleriyle ,bizim toplumlarımızın kültür ve dil yapılarını yok etme çabalarıdır...
Üzücü olan ise şu dur.Birileri hala beyni alınmışçasına bu çirkin ihanetlere neden ortak olur çanak tutarlar ki ??
Ayşegül Aşkım Karagöz
yazdıklarınıza katılıyorum tşk ler
Mert YİĞİTCAN
Seçmek de zor onu da bilirim.Çok sayıda şiir ekleniyor siteye.İnsanlar okumaya dahi yetişemezler.Ben örneğin günde 50- 60 şiir okusam değerlendirmek adına , mecburen okusam bir hafta içinde gerginlik ve sıkıntıdan hasta olurum.Zor iş bu kesin.
Öte taraftan bir seçme, değerlendirme sistemi var , bazı şair dostların, çok uzun süre şiirleri , uğur böceği bile alamıyor.Eger bu şiirlerin yarısı bile uğur böceğini hak ediyorlarsa , ortada büyük de bir adaletsizlik sorunu oluşuyor.
CaNMaYBuLL
Ben bu sitede çalınan,Hayyam'ın dizelerinide okudum, Neyzen'in sövmelerinide gördüm. Ben kendime ait 10 şiiri, 5 deneme yazısını başka arkadaşlara verdim. Malesef hepsi ödüllendirilmiş. Ben yazınca görmuyorlar. Anliyacağin görünmüyorsan kesinlikle ama kesinlikle iyisiniz. Benim yazdıklari mı, yada sizin görduğüm şiirleri o şeçkilerdeki yazsın ellerini öpeceğim.
Onların seçemediği yazilarım, denemelerim dergilerde yayınlanıyor.
Bence siz aldırmadan yazmaya devam ediniz. Ben sizin şiirlerinizide yazılarınızıda okurum dostum.
:)
Saygılar
Size yine beş ayda iki şiirinize kurdelâ takmışlar. Bir yıl olacak kurdelâ almadı şiirlerim.
Ben almıyor dedikçe de almayacak. Neden görülmez oldum, anlayamıyorum.
Benim şiirlerimle aynı düzeydeki pek çok şiir kurdelâ aldı.
Kurdelâ önemli değil ama şiirlerim okunsun istiyorum.
Bu, şiirlere uğur böceği ve kurdelânın kaldırılmasını istiyorum.
Kendimi aşağılık duygusu içinde görmek istemiyorum.
Sizin görüşlerinize katılıyorum.
Kimseye kurdelâ ve uğur böceği verilmesin.
Hiç bir şiir diğerinden üstün değil.
selâm ve saygılarımla..
Mert YİĞİTCAN
İşte , şiirlerin daha çok kişi tarafından okunması açısından uğur böceğiyle değerlendirilmesi, kurdele ile değerlendirilmesi mademki önem taşıyor.Olaya bu boyutlarıyla bakmak gerekiyor.
İyi şiirler, uğur böceği ya da kurdele almadığında, o ugur böcekli kurdeleli şiirler kadar çok okunamıyor.Gününseçilmiş şiirleri o platformda aranıyor çünkü...Ve seçilmeyen şiirlere bile bile yazık edilmiş oluyor.
Bizler bu şiir ve edebiyat sitelerinde güzel kalemleri, güzel şiirleri , başarılı eserleri bir biçimde öne çıkarmayı başaramadığımız takdirde , değerlendirme kıstasları sürekli olarak eleştirilere ve güvensizliklere neden olacak.
Bu nedenle, YA BU UYGULAMALAR HEPTEN KALDIRILSIN, YA DA UGUR BÖCEĞİ YA DA KURDELELİ ŞİİR TESPİTLERİNDE DAHA OBJEKTİF VE TARAFSIZ DAVRANILSIN... MESELA , EN ÇOK OKUNAN ŞİİRLER , EN ÇOK YORUM EKLENEN ŞİİRLER , TOP 100 , TOP 50 , TOP 500 LİSTELERİ OLUŞTURULARAK , SİTEDE BU GÜNE , O GÜNE KADAR EKLENEN ŞİİRLERİN EN ÇOK OKUNAN , EN ÇOK ELEŞTİRİ ALAN ŞİİRLERİNİN LİSTELERİ OLUŞTURULABİLİR.
Ayşegül Aşkım Karagöz
hiç bir sitede bu işin otoriterleri seçkide değil sonuçta seçimleri yapanlarda bizler gibi .ben de zamanında bir sitede seçkide çalıştım nasıl seçildiğini az çok biliyorum fakat yine de üzülüyordum bu insani bir davranış her şair alıngan oluyor içli oluyoruz arkadaşlar
bazen hiç umulmayan bir şiiri görüyoruz seçkide bakıyoruz çok iyi yazanlar böcek dahi alamamış ben de şaşırıyordum fakat yönetimin her gün harika şiirler yazanlara ödül verdiğini de görmüyoruz
umuyorum ki şiirlerimiz hak ettiği yerde olacaktır bu sadece bir sitede şiir paylaşımıdır sadece bir hobidir
her şeyin tüm şiir dünyamızın anlamı başı veya sonu olamaz
ben çok üzülen ben artık böyle düşünüyorum.
ha bir de yazacağım son bir şey var
eskiden bir can dostum vardı o bana öğretmişti bunu hala uyguluyorum
her şeye ama her şeye rağmen inadına gülümserim hayata :)
biz de her şeye rağmen ekleyelim şiirlerimizi
sevgiyle saygıyla şair dost
Nazan hanım, yazının içeriğinden hiç bir şey anlayamadığınız ne de çok belli oluyor..Eleştir-men rumuunuz size çok yakışmış bence. Ama, sorun şurada : siz , eleştiri yapanları eleştirmekle görevlendirmişsiniz kendinizi.. Size bu konuda başarılar dilerim. Ama o kısır anlama kabiliyetinizle , anlama özürünüzle , şunu anlayamamışsınız : yukarıda, yazı içerisinde açık ve net ifade ettim şiirlerimin ortalama % de 85 ini üzerinde orada zaten uğur böcekli olduğunu ve son 5 ay içerisinde de 2 kez günün seçkisi olarak kurdele aldığını da belirtmiştim.. Ne kadar da yakışıksız bir biçimde ihtamlarda bulunup , şöyle böyle yaparsanız belki uğur böceği alırdınız gibisinden seviyesizliklere kadar da düşmüşsünüz. Yazı içeriğinde anlatmak istediğim şudur : Seçkiye fazlasıyla layık şiirlerin görülmediği ve uğur böceği dahi alamadıkları günler çok olmaktadır.Şiirler bu tür şiir ve edebiyat sitelerinde elbette ki , insanlarla paylaşılmak adına eklenirler.Ve bir şiirin daha çok insanın dikkatine sunulabildiği uğur böcekli şiirlerin bulunduğu platformlar da bu nedenle önemlidir.Daha çok şiirsevere o şiirin ulaşabilmesi için...Eğer şiir hak ettiği halde, bu platformlara dahil edilmemiş ise, daha çok kişiye de ulaşamayacaktır... Yukarıdaki uzun yazıdan anlayabildiğiniz , sinsi bir yürek sızısından öteye gitmeyen bir çamur at izi kalsın eleştirmenliği olduğuna göre , sizin gibi birisine bu denli uzun bir yanıt vermeye dahi değmezdi. Ama bu gün haydi, sabırlı günümdeyim.. Bir ayna alın ve lütfen kendi görüntünüzü , iç dünyanızı inceleyin.İnanın gördüğünüz hasetlik ve çirkef yaklaşımlarda bir ruh nedeniyle , uyku uyuyamayacaksınız.. Elbette taşa toprağa gibisine saygılar.
Mert YİĞİTCAN tarafından 8/4/2014 11:13:15 PM zamanında düzenlenmiştir.