- 355 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SEHER VAKTİ BULUŞMALARI
Bazen bir boşluk hissi kaplar insanı.
Ümidsizlik kıyılarına vuran dalgaların med-cezirleri gibi, yeniden çekilir insan ümidin okyanuslarına geri.
Muhasebeler; tefekkür dergahında tevbelere sebeb olurken, gözyaşlarının inâdî damlalarına dur demek ne mümkündür!..
...
Ben kimim sorusuyla başlayan bir fırtına kaplar evvela, beden ülkesini.
Sorudaki samimiyete bağlı bir zelzele yaşanır merkez-i bedende.
Cevablar sağnağı ile kalbden başlayan müthiş bir devr-i daim ve akabinde büyük nedamet heyulaları toplanır zihinde...
Mazideki günahların resmi geçiti ile başlayan bir yangın, yerini titrek dudaklardan yükselen tevbenin yağmurlarına bırakır.
Sessizce başlayan bir feryat, seslerini kalbinin en ücra köşesine kadar ulaştıran yıldırıma dönüşür; tevbe...tevbe...tevbe...
Tevbenin her bir harfiyle sarsılan kalb binasından; günahın heyulaları ilahi bir vakumla çekilir, en küçük bir izi ve tesiri kalmayıncaya dek.
Ellerdeki titreme, dudaklardaki yakarış...
Günahların verdiği zulmet ve ağırlığın yerini latif bir hafiflik, bir huzur kaplamaya başladığı anda, gözlerdeki kabul olunmuşluk neşesiyle birlikte başlayan ulvi arzular...
Tevbenin esiri haline gelen kalb sahibi; eğer başını, sol tarafındaki et parçasına, beyni ve kalbi ile bağ kurarak.
Fatiha ile açılan kapıda ihlaslar ile giriş yapılır, Resul-i Ekrem’in izni ve büyük Allah dostlarının mihmandarlığı ile yürünür.
La kırbacı savrulur kalbten başlayan bir hamle ile.
İlahe ile devam eden savruluşun dönüşünde illallah patlar kalbin tam ortasında.
Ve bu devir sürer böylece...
Zamanın ve mekanın ayaklar altından çekildiğini bile hissetmeden, bambaşka bir dünyaya adım atılır.
Tarifsiz ve ifadesizdir o anlar...
Dönüşler ani olur, tıpkı bir rüyadan uyanır gibi.
Bu anın tekrarına duyulan arzu ile geçirilen bir seher vaktinin nihayetinde, kulluk çağrısı duyulur minarelerden.
Bir sonraki buluşma anına dek, doğan güneşle yeniden adım atılır dünya denilen zulmet iklimine...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.