Kendi yasağım yazamadığım..LaL
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
kimseyi tanımıyorum.tanımakta istemiyorum
insanları tanımıyorum! ne yüzlerini ne sözlerini kurulmuş ayaklı cümlelerini
hiç kimse ben değil bencil değil,sencillik yapmıyorum , yaşayıp gidiyoruz hallice
bilmediğim yerlerde bilmediğim insanlar gibi.
hayatıma giren her bir canlı,anlamak istemedim sizi! anlamış gibi yaptıysamda özür dilerim.
gündemden, siyasetten ,aşktan nefret ediyorum zaman zaman şiirlerden,zaman zaman kendimden
cümlelerin kalplere
gözlerin bedenlere oyunundan da mızıkıyorum.
bildiklerim korkutuyor,korktuklarım bilmediklerim,bilinmezliğin mevkisinde ömrüm,nefesim senetli ,taksitlerini ödeyemeyen fukarayım
taşıyamıyorum dünyayı omuzlarımda,ağır olduğundan değil güçsüz ve çaresizliğimden imkansızlığımdan.
yaradandan dolayı sevdim kendimi .yaradandan dolayi sevdim sizleri.
kimseden medet ummadım çok isteklerim olmadı beklentilerim de hayata dair.
dünyaya bağlanmadım körü körüne,çok sevilmek istemedim çok sevmekte .kaybedince,yaşamamak için ölümünü .
günlerdir uykumu kaçıran düşünceler yumağı ,yazılarıma düşsün diye bekledim,gözlerim doldu yutkunamadım
yok arkadaş dökemiyorum içimi karanlıktan aydınlığa çıkartamıyorum.
çıksada sonra;kime ne faydasi var bunun! kalkıyorum oturduğum yerden.
masa ütünde bekleyen onlarca dosya silip silip başladığım .yazamıyorum tek cümlede.
yüzüm asılıyor, nedir bu tufan nedir bu şiddet bu öfke karmaşası
herşey sıradan,çaresiz kalıyor tüm kelimeler kekemeleşiyor git gide.
umarsız ca içimde sürükleniyor .alıyor tüm enerjimi kanımı emiyor girdiğim tüm çıkmazlar.
yarım kalmış ne çok noktalı yerler var doldurulmayan
kurulmuş insan gibiyim sahte ve yapay heryöne savrulan
yazamıyorum bir kalemde.sizlerede olmuştur çok şey varken,az şeyle yetinmek
gülmeyin !
alayına yazar kralına yollarım.korkusuzdur kalemim.
yazamamak beni suçum değil,kanatırım her bi harfi ve kendimi ..korkuyorum kendi dilimde
hayır son artık yazmak yok sana diyorum. yazma diyorum !
yapma desemde ihanet ediyor parmaklarım, söz geçiremiyorum
bütün imkanlarını kapatıyorum ,yasaklar koyuyorum ,karanlığa kapatıyorum ben’ciliğini
sesine katlanamıyorum,ağlamalarına dayanamıyorum ,bileklerimden sızıyor kirpikleri ,gözlerimi kanatıyor
nefessiz kalıyorum,
-gözümü karartıyorum,görmüyorum bakmıyorum ,arkamda bırakıyorum yığınlarca gözyaşını
dönüp bakarsam zayıf düşebilirim,insanlığım girer devreye dizlerimi açıtırım bir çöküşümle--
sonra sonra bitap düşüyorum!
sessizlik çörekleniyor tum duygularıma,ölü çocukların boyunlarına sarılıyorum.saçlarını okşuyorum
melekler susuyor ,sus kesiliyorum,elim kolum bağlı ,ruhum gözpınarlarımda
ölemiyorum oralarda
bombalar patlarken top oynayan çocukların yerinde
olamıyorum gazze’de
YORUMLAR
Acılar karşısında duyulan çaresizlik isyanı tetiklermiş sonra da müthiş bir tükenmişlik duygusu...
Kaleminize sağlık...
!.sean.!
bu da bende fazlasıyla duygusalığa yol açtı.
Tşkler
CaNMaYBuLL
1- duyguyu güçlü ve sürekli hissetmek,belki de istenmeyen bir duyguyu sürekli yaşamak.
2-yada sürekli bir yerde kalmayı, mütemadiyen belirtmek.
örğ.' Bu aptal da başımıza çöreklendi' gibi
Dünya ve Türkiye insana ve çocuğa sadece Filistin topraklarından bakıyor.Diğer tüm pencereler ya buğulu yada kapalı.
Oysa acının tarifi, çocuğun çığlığı bütün topraklarda aynı renkte ve aynı acı tondadır.
Her mevsim sonunda beni terk eden insani duygular, her mevsim başında insafsız birer hal alırlar. Halbuki söz eylemden sonra icra olsa, yalvarışlarıma düşmeden, canıma bombalar düşse neye yarar. Kırk günde kırk bin kisi dualara dursa, neye yarar.
Ey dünya ! Çıkarların için canları kendine feda edebiliyorsun ; ya çocukları ? Bir gün, bir çocuk gülüşü dilenirken,avucuna bütün Çıkarların doldurulacaktır.
Saygılar
!.sean.!
Oysa acının tarifi, çocuğun çığlığı bütün topraklarda aynı renkte ve aynı acı tondadır.
mükemmel tamamladınız..
ortak düşünceler
üşümüş kelimelerin sıcak artığı zamanları
nereden nasıl olduğu anlam taşımayan bir süreklilik
çatlamış benzerlikler oyun içi gerçek
ve büyüklerin oyun oynadığı çocukların öldüğü bir arz
saçmasapan sözcükler kuran koca koca renksiz adamlar
acıyı tok yanımla aldım buradan
aç yanlarıma gidiyorum...eyvallah...sus..nokta
!.sean.!
telefondan yazılmış paylaşılmıs az savruk yazı olsada içtendi..
kendimden kelimeler, cümleler buldum.
sordum sonra, neden diye. keza hep de soruyorum. cevap veren de yok ki. dinlemiyorlar, görmüyorlar, dokunmuyorlar.
ıstırap diz boyu. kelimeler de tükendi artık. sıfırı tükettim. kendimi tükettim.
yine de benzemeyeceğim. bir tek var benden, bana ait.
hayat güzel güzel olmasına lakin her gün çamura bulanıyoruz. üstümüz kir pas ve kan içince.
yanıyor canım lakin kimsenin umurunda değil. allah her şeyi lütfetmiş bizlere de biz çoktan kaybettik değerlerimizi, insanlığımızı.
sevgiler, selamlar.
daha güzel yarınlara. (inanmasam da...)
!.sean.!
hassaz oluşumuz,iç savaşımız tüketiyormu bilinmez.
herşey düzelecek.
her geçen gün sonunda
yeni dogan günü umutla beklerken
dünü aramak yarından ümitsizlik olmak olsada hayatta
insan oldugumuzu unutmamak
insanın her acıya katlandıgını bilmek
çocuksu yanımızla düşünerek mutlu olmayı başarmalıyız
!.sean.!
her gecen gün bir önceki günden zavallı olsada
tesselimiz,ki Rabbim unutma duygusu vermiş insanlığa
ve gülmeyi ,ağlamaya kardeş eylemiş.
çocuklar ölmesin istiyorum:( üzgüntüm bundan
imtihan,olarak bakıyoruz inancımızdan..
tşk ederim
Sayımlasınız.
kul düşünce
insana kıyan zalimlerin sonu yakın
İnşallah yakın zamanda
Allah belalalrını verecek
Ne acıdır,insan bazen düşünebildiğini itiraf ederken;sonsuz bir cümle boşluğu bulduğunda tepe-takla içine düşer. Yukarıya yükselen duman kokusu,ortalığa yayılan et kokusuyla belkide bazılarına, yemek tadında bir şeyleri hissettirir.
Dününü kurtarmak isterken,bugününü kirleten,yarınına bahaneler uydurmak için kendinden çıkıp başka bir görünüm almak ister insan.Her yıl dört mevsim gibi değişebilen bir kul olmak ise cabası. Tenden çıkan ter değilde,bedenden çıkan tin gibi...
Saygılar
!.sean.!
itiraz edemezken. itiraflaşıyor bu beden
inşallah
herşey düzelecek,
Tşk ederim ,güzel yüreğinize selamlar..
Kelimelerinle bağırıyorsun,cümlelerinle dövüyorsun.Kendine yalanladığın dünyayı,bir örtüyle örtüp kaçıyorsun...korkuyor musun?
Her günün ,yavaş yavaş ayaklarımızın altından çekilirken, gelen bir sonraki gün bizi belkide biraz daha göç yollarına yaklaştırıyor...Belkide gün geçerken,çocukluğumuzda büyümek anlamına gelirdi. Ya şimdi ? Ey göç yolları ! Kaç kişi geçti gitti ?
Hayat her şeye rağmen yaşamaya değer...
Saygılar,Sevgiler