- 1080 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
YAĞMUR DAMLALI CAM
Yağmur yağıyordu.Soğuk bir şubat ayıydı.Damlaların yıkadığı camın ardından,gidişine baktım.Son gördüğümde sokağın sonundaydın.Köşedeki yaprakları dökülmüş ağacın altında durdun.Rüzgar vardı,saçlarını uçurmak için ıslık çalarcasına esiyordu.Sanki hepsi bir rüyanın içinde uyansam yanımdaymışsın gibi.Dönüp son bakışın kalayım der gibiydi.Ben senin o anda neler düşündüğünü anlamadımmı sandın.Camı açtım kal diye bağırmak için o an rüzgarın ıslığının kulaklarıma fısıldaması,soğuğun yanaklarıma vurması.Pişmanlığının haliydi.Yinede Sebebsiz bir üzüntü duyacağımı bana hatırlattı.Seni bir daha görmeyeceğimin sıkıntısı çökmüştü,yüreğime kara bir bulut gibi.
Son birkez baktım.Yaprakları dökülmüş ağacın altı artık boştu yoktun.Sen belkide hiç bir zaman o çınar ağacının altında olmadın.Sen yer yüzünde hiç bulunmadın,yaşamadın.Benim ıslak camın ardından gördüklerim hiç bir zaman var olmamıştı.Yağmur damlalı cam bana aslında hiç bir şey göstermedi.kendimi hayallerle aldattım.
Ama ne yazıkki varsın biliyorum yine bir gün o köşeyi dönüp bana geleceksin.Ağlamıyorum çünkü gök benim yerime ağlıyor.Hava karardı ben kaldım ,damlaların yıkadığı cam pencerede yapayalnız,
kimsesiz......
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.