- 553 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Çitlerin Gerisi
“Şey, pardon!” desem ona, yüzünü kucağındaki kitaptan kaldırıp bana yöneltmesini bekleyerek… “Bir şey soracaktım.”
İyi de ne sorabilirim ki? Onda gördüğüm parıltıdan mı söz edeyim yani? Kitap okuyan genç bir erkek, görünürde sadece. Ama aslında hiç de o kadar değil… Bir şey var adlandıramadığım, onu sadece bir parkta kitap okuyan biri olmaktan çıkaran.
Sayfaların içinde çok mu kaybolması yoksa, orada geçen konu her neyse onunla bu denli bütünleşecek kadar yok olabilmesi..? “Kendini yok edebilenlerden olduğunuz için şu an sizinle konuşuyorum. Çünkü bu son derece nadir rastlanan bir özellik…” desem mi ona acaba?
Bir genç kız genç bir erkeğe yaklaşıp böyle şeyler söylerse kuyruğunu tatlı tatlı sallayan dişi bir köpek resmi mi gelir zihnine hemen ille de o gencin? Çünkü böyle bir sahneye şahit olan çoğu insan kesinlikle görür o resmi.
“Hayır, kuyruk falan sallamıyorum ben!” derim ben de. “Lütfen onlar gibi düşünmeyin siz! Çok değerli bir şeye şahit olmanın verdiği o derin şaşkınlığı yaşıyorum sadece. Tek isteğim, sizinle birkaç dakika sohbet etmek… Çünkü eminim ki siz kendimle ilgili ne söylersem söyleyeyim, tek bir kelimeyi bile kaçırmadan, tıpkı önünüzdeki şu kitaba gösterdiğiniz yoğun ilgiyle dinleyeceksiniz beni. Konuştuğum müddetçe sesimi gerçekten duyduğunuzu bileceğim.”
Bu sözlerim karşısında şaşıracak başta mutlaka… Ama bir yandan da gülümseyecek. Sesini duyuramayanların çaresiz çırpınışlarını bulacak sesimde çünkü, bu yüzden de beni duyduğuna emin olmam için hiç geciktirmeden bana bir cevap vermeye girişecek.
“Anlıyorum sizi!” diyecek… Ya da buna benzer bir şey… “Sohbet edebiliriz tabii.” Hoşlanacak görünümümden belki de, bunu belirten tatlı bir gerilim oluşacak aramızda. Ya da tipi olmayacağım kesinlikle… Cins ayrımı gözetmeyen bakışlarına maruz kalacak, sadece beni canı gönülden dinleyebilecek bir dost bulacağım onda.
Her iki halde de beni gerçekten duyacağını bileceğim ya, gerisi çok da önemli değil… Zaten düşündüğüm gibi biriyse, benden hoşlansa bile dostluğun çitlerini aşmaması gerektiğini de anlayacaktır bir süre sonra. “Ben bu bahçeyi çok sevdim. Çitlerin gerisini görmek istemiyorum!” dediğimi de duyacaktır mutlaka. Çünkü bence böylesine büyük bir dikkatle kitap okuyan biri sese bürünmeden de duyabilir sözcükleri. Bir bakış, küçücük bir tebessüm bile ona anlatmaya yetecektir aşmaması gereken çitleri.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.