- 304 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
FATURAYI AĞIR ÖDEDİK
Kuran’a ve sünnete baktığımızda insanlar birlik içinde olmalılar. Peki ya günümüzde bu ayet ve hadisleri ne kadar uyguluyor dünya toplumu. Kişiden kişiye değişir aslında meselenin tanımı bana göre birlik ve beraberlik ırklara bakmadan sadece İslam çatısı altında birleştiğimizi gözeterek toplumda yaşanan üzüntü ve sıkıntılara ortak olup mutlulukları paylaşmaktır. Sonuçta üzüntü ve kedere ortak oldukça küçülür mutluluk ve sevinç paylaştıkça büyür.
İnsan yaratılış olarak tek başına yaşamını sürdüremeyen bir varlıktır. Aslına bakarsak tüm canlılar tek yaşayamaz ve birbirine ihtiyaç duyarlar. İnsanoğlu maddi ve manevi birbirinin desteğiyle ayakta durabilir bu da ilk çağ toplumlarında bu yana kabilecilik anlayışını doğurmuştur.
Hz. Peygamber döneminde ve eski Arap toplumunda kabilecilik ve asabiyetçilik duyguları hat safhadaydı. Bu toplumdaki kabileler birlik ve beraberlik içindeydi. Bu da birlik ve beraberlik de ifrattı. Kabile üyesinin haklı olup olmaması değildi önemli olan. Haklıya haksıza bakmazsınız sırf aynı kabileden, aynı soydan geldikleri için birbirlerinin her koşulda arkasında duruyorlardı. Hz peygamber peygamberlik süresi boyunca hep bu kabilecilik anlayışını yıkmak için uğraşmış. Hatta veda hutbesinde Arabın Aceme acemin araba üstünlüğü yoktur diyerek ırkçılığı ve ırkçılığın getirdiği kutuplaşmayı yıkmak istemiştir.
Günümüze döndüğümüz zaman aynı tablo bizim resmimizde de var A kabilesi B kabilesi değil de; doğu, batı, kuzey, güney. İnsanlar birliği ve beraberliği bir kenara itip bölgelere göre asabiyetçi davrandılar. Baktığımız zaman sadece yön ifade eden bu kavramlar insanları coğrafyalara göre ayrıştırmaya çalıştı. Vatanın her toprağı milletin ortak malıdır. Doğusu da batısı da. Böyle bir düşünce tarzı ancak düşünmekten aciz insanların işidir. İnsan nerede, hangi evde, hangi aile de, nasıl şartlarda dünyaya geleceğine karar verebiliyor mu? Eğer öyle olsaydı belki bu çatışmanın haklı bir sebebi olacaktı fakat durum buyken tartışmak hangi Müslüman’a yakışır.
Tek sorumlu biz de değildik. Dış güçler yüzünden yıllardır kardeşleri birbirine düştü kardeşler. Terör yüzünden kaç şehit verdi bu ülke. Şu devleti olsun bu devleti olsun diye parçalanmaya çalışıldı bu ülke. Kimse farkında değil mi? bu bölünmenin sonu yok! Biri de kalkıp İslam devleti demedi ne yazık. Ümmet susturuldu yüzyıllardır dünyanın her tarafında acı çeken hep Müslümanlar oldu. Tarihte benzeri var mı bu acının? Kaç annenin daha yüreğine düşecek o kor, biz ümmet olarak birlik olamamanın bedelini çok ağır ödedik.
Bu acılara göz yumanlar, zalimlerin zulmünü seyredip alkış tutanlar : ‘ kâfirin küfrüne susanda kâfirdir’.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.