İsrail - Filistin ve Dua
Coğrafyamızda Müslümanlar yıllardır yok ediliyor, birbirine düşürülüyor, teröre ve iç savaşa mahkum ediliyor. İslam dünyası hep ağıt yakıyor, İslam dünyası hep çile çekiyor. Müslüman ülkeler geri kalmışlığın ve zulmün pençesinde inim inim inliyor!..
Peki neden? Neden Müslümanların bu geri kalmışlığı ve bu ezilmişliği, neden Müslümanların bu çaresizliği?..
İsrail, yine zulmediyor, yine katlediyor. İslam ya da Arap dünyası katliamlara sessiz kalırken biz büyük bir cengaverlik göstererek “dua” silahına sarılıyoruz. Sosyal medyada, basında dua çağırıları yapılıyor, İsrail’i kınama (ayıplama) mitingleri düzenleniyor.
Açıkça ifade etmeliyim ki bütün bu “dua” çağrıları ve “beddua” naraları bana son derece anlamsız geliyor.
"Sözlük anlamı ile dua “çağırmak, seslenmek, istemek, yardım talep etmek” demektir. Dini bir terim olarak dua ise, insanın bütün benliğiyle Allah’a yönelerek maddi ve manevi isteklerini O’na arz etmesi demektir. Temeli, insanın Allah’a halini arz etmesi ve O’na niyazda bulunması olduğuna göre dua, Allah ile kul arasında bir irtibattır." (Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı web sayfası)
Dua, Allah ile kul arasında bir irtibat ise, Filistin’i bombalayan İsrail ile aramızda başka bir irtibat olmalı!..
Ve İsrail’in katliamını önlemek için tek çaremiz "dua"ysa yazık bizim Müslümanlığımıza!.. Ben, "güçlü devlet"imden daha ciddi adımlar görmek istiyorum.
Sosyal medya üzerinden "dua" ya da "beddua" ederek düşmanı püskürten, zulmü engelleyen ve zafer kazanan bizden başka millet var mı acaba?
Müslümanlar hangi savaşta "dua" ile galip geldiler? Dua ile savaş kazanılsaydı Peygamberimiz (SAV) “kainatı senin yüzün suyu hürmetine yarattım” diyen Rabb’ine dua eder, Uhud’u zafere dönüştürürdü.
Cahil Müslüman’ı kandırmanın en iyi yolu onu duaya mahkum etmektir. Müslüman uyanık olmalı ve düşmanın silahıyla silahlanmalı.
İsrail Filistin’i beddua bombalarıyla mı vurdu da İsrail’e beddua bombardımanı yapıyorsunuz? Yazık düşmanın silahıyla silahlanmayan Müslümana!..
"Bir kötülük gördüğünde gücün yetiyorsa elinle engellemeye çalış, değilse dilinle engellemeye çalış, değilse, ona da gücün yetmiyorsa kalbinle buğz et. Bu, üçüncüsü imanın en zayıf noktasıdır." Hadisine binaen imanının en zayıf noktasıyla İsrail’e buğz etme kabadayılığı taslayan Müslümanlar, elimizle ve dilimizle düzeltecek hiç bir şeyimiz yok mu? Hep imanın en zayıf noktasından mı bakmak zorundayız Filistin’e, Kerkük’e, Doğu Türkistan’a?.. Devlet olarak yapacak hiçbir şeyimiz mi yok? Hep ezilmişliğimizin kabadayılığını mı sergileyeceğiz?..
Bizi, İsrail’in katliamları karşısında sadece "dua etmek" çaresizliğinde bırakmaya çalışan zihniyeti şiddetle kınıyorum.