İNSANLAR
Genellikle kötülüğü daha çekici bulan ve zorun peşinde koşan insanlar, çoğunluğa göre hareket etmeyi sever. Dışlanmak en çok kaçındıkları durumdur. Bu yüzden kim en çok neyi beğenmiş; o zaman ben de beğeneyim diye düşünmek başta olmak üzere pek çok konuda benzer düşünceleri yansıtmaya çalışırlar. Bu herkesçe bilinen, bir nevi sürü ruh halidir. Farklı -ama fark edilmeyen yetenekte- olan dışlanır. Dışlanmaktan kaygı duyan insanlar, farklı olanı dışlamayı seçer. Onlara göre var olan durum korunmalıdır ve devam etmelidir.
İnsanlar karanlık ve gizemli olanı karizmatik ve bazen de bilgece bulur. Doğal, kendi halinde, sessiz, ağırbaşlı, mütevazi olanları genellikle enayilikle bir tutma eğilimini gösterebilirler. Hep masum ve iyiyi aradıklarını söylerler ama bulunca sıkıcı bulurlar. Ayrıca hep güçlü ve zengin olmayı isterler ama ulaşınca sürekli bir mutluluk ve doyum içinde olamazlar. İnsanlara hiçbir şey yetmez. Eleştirmeyi çok sever ama eleştirilmekten nefret eder, yakınır durur, canı sıkılır; hep bir şeyler eksiktir. Gerçek güzelliğin ve değerlerin özünü çoğu kez göremezler ya da dikkat etmezler. Öncelikleri en iyi, en güzel, en başarılı olduklarını kanıtlamaktır. Bunun için mücadele ederler ama ulaşınca bu yetmez ve yeni hedef belirlerler; bu böyle sürer gider. Sonunda baktığınızda yine bir şeyler eksiktir ve can sıkıntısı içindedirler.
Doğada sebepsiz yere tek yıkıp yok edici olan; biyolojik açıdan değerlendirilmesini ve rh+ in ne demek olduğunu pek de memnun edici bulmayan insanlar, kendini hep üstün görür. Tekrarlarca ben haklıyım diyen egoları pek çok gezegenden büyüktür. Balon gibi söndürülebilir ama bu sefer de küsüverirler.
Ancak sevgiyle, hoşgörüyle, tevazuyla, inançla ve nefs kontrolüyle yükselebilecek insanlar; ne yazık ki genellikle zevk veren, eğlendiren, tasalardan uzaklaştıran veya maddi güç veren geçici konulara meyil etmeye daha yatkındır ve çoğunun değişmeye niyeti yoktur. Zaten tarihe bakıldığında görülen de bu değil midir? Savaşlar, hep aynı gidişat, hırs ve bencillik tüm zamanı neredeyse kapsayacak boyuttadır.
Ve insanlar-çok azı hariç- belki bilip ama umursamayıp görmezden gelerek; belki de bilmeden cahilce davranarak kendi sonlarını gün geçtikçe daha da hızlanan bir şekilde hazırlamaktadır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.