Kayboluş 1
Hiç kayboldun mu? Diye sordu adam.
Kayboluşları bilir misin? Kim olduğunu bilmemek. Karanlık, boş bir dünyanın dipsizliğinde. En dibinde hissetmek kendini.
Elleri arkasından, bir direğe bağlanmış, samanlığın orta yerinde oturan adam O na şaşkınlıkla baktı. Kimsin sen? Dİye sordu. Kimsinnn? Beni neden bağladın buraya? Vee, ve ben buraya nasıl geldim? Beni buraya sen mi getirdin?
Sussss!! Diye bağırdı ayaktaki adam. Yerde bağlı olan adama yaklaştı, eğildi. Gözlerinin içine baktı.
Susssss!!! Kapa çeneni. Sen benim esirimsin, kölemsin, köpeğimsin. Ben ne olmanı istiyorsam o sun sen. Anladın mı alçak serseri? Anladın mıııı?
Gözleri öfkeden kan çanağına dönmüş adam, kendisine şaşkınlık içinde bakan, elleri arkasından bağlı olan adama daha da yaklaştı. Nefesinden çıkan beyaz renkli buhar aralarında kaldı bir süre. Elleri bağlı adam, havada asılı kalan buhara baktı. Üşüdüğünü hissetti birden. Havanın ne kadar soğuk olduğunu fark etti.
Üzerinde oturduğu toprak zemin buz gibiydi. Üşüyorum, dedi. Yalvarırcasına adama baktı.
Sana sus demiştim, dedi adam. Sussss, demiştim sana. Günah benden gitti.
Çılgınca tokatlamaya başladı elleri kolları bağlı adamı. Öfkeyle haykırdı.
Susacaksın demiştim. Emrimdesin, kölemsin demiştimmm. Sen beni dinlemiyorsun haaa!! Bakıyorum da başına buyruksun sennn!! O halde günah benden gittiii.
Adamın ağzı burnu kan içinde kaldı. Diğeri hırsla yumrukladı onu. Ağladıkça dövdü. Dövdükçe ağladı.
Dövdü, ağladı.
Ağladı dövdü.
Ağladı.......
Dövdüüü......
Devam edecek....