Unvan
Hoca hakkıyla tırmanmıştı bulunduğu konuma ama yine de mütevazi kişiliği o sözcüğü etmeden duramıyordu.
Hocam nasıl geldiniz bu konuma, çok mu emek ve çaba sarfettiniz, çok mu çalıştınız, çok mu yoruldunuz nasıl oldu bu iş demeye kalmaz;
Hoca;
Hiç tereddütsüz; elbette işimiz bu, çalışmadan olmaz ama bu iş biraz farklı derdi.
Nasıl yani hocam?
Nasıl anlatayım, nasıl ifade edeyim bilemiyorum ki?
Konuşun konuşun zorlanmayın hocam bilelim nasıl bir işmiş bu.
Yahu bizimki biraz bilim biraz filim diye tamamlardı sözünü, elbette çalışmadan da olmuyor diye eklerdi..
Bu itirafı yapıyordu ama mesleğinin öncülerinden ve duayenlerindendi.
Yani hakkıyla oraya gelenlerdendi. Tartışmasız bu payeyi gayreti ve çabasıyla alanlardandı.
Vatandaşımızdı ama bir yabancıydı O.
En azından bir kaç dili, yayınlanmış sayısız makalesi ve yeterince eseri vardı.
İşte memleketimizin bir gerçeğini üzülerek de olsa böyle ifade ediyordu.
Ne kadar olumlu ne kadar sorunsuz bir kişilik değil mi?
Bir cümleyle meseleyi bitiriyor ve bize farklı bir bakış açısı sunuyordu..
İnanıyorum ki ne özverili çalışmalar yapmış, ne sıkıntılı süreçlerden geçmişti ve o konuma gelmişti ama yine de bu işin nasıl yürüdüğünü bu özlü sözlerle anlatıyordu.
Yani biraz bilim biraz film diyebiliyordu bu iş için.
Ne acı bir durum değil mi?
Bu işe film katmak. Bu işi hafifletmek, sulandırmak, haketmediğiniz unvanı almak, haketmediğiniz yerlere gelmek.
………………………….
Bir genelleme değil elbet bu ama maalesef bu payeler böyle ediniliyor, bu mertebeler böyle aşılıyor kimi zaman.
İşte bir gerçek daha memleketimizde. Biz değil, şöhreti sınırları aşmış bir hoca söylüyor tüm bunları.
Mutlaka bulunduğunuz çevrede şahidi olmuşunuzdur bu işin.
Birileri ne emekler verir,ne çabalar sarfeder de bir sonuç elde edemez, bir yerlere gelemez.
Ya diğeri. Onunki sadece bir dirsek teması. Hep hazıra konma, sofraya oturma işi.
İşi kolaydan kotarma işi.
Bir ilinti işi.
Siz bir gıdım yol alamaz ilerleyemezken ya o!
O bir çırpıda bitiriverir bu işi..
Ne açmaz ne çıkmaz bir şey..
Bir çıkmaz sokak bu..
Bir çırpıda işi bitir ve bir basamak daha atla.
Ya çalışan emek sarfeden..
……………………….
Peki içinize siniyor mu bu durum?
Nasıl rahat ediyorsunuz, nasıl rahat uyuyorsunuz.
En iyisini siz biliyorsunuz.
Siz o payeyi almadınız aslında. Verildi size bir yollu, biliyor farkındasınız bunun..
Nasıl taşırsınız içiniz rahat olarak?
Geri dönüşünüz de yok.
Geriye dönüp iade ediyorum deme şansınız da yok.
Olan olmuş..
……………………….
Böyle gelmiş böyle gider demeyin.
Çalışıp didinenler, emeğiyle hakedenler ulaşsınlar bu payelere.
Geçit vermeyin hiçbir şekilde.
Kolay yoldan olmamalı, el altından, dirsek temasıyla yürümemeli.
Size de yazık bize de.
Ülkemize de yazık halkımıza da.
Niçin ilerleyemiyoruz tolum olarak, hep geride kalıyoruz.
Niçin koşamıyor, depara kalkamıyoruz.
İşte hep mesele bu.
Emeğin karşılığı yok. Çok çalışan çok terleyen değil.
Çok bilen hiç değil.
Hep koruma ve kollama.
Hep bir ilinti,hep bir dirsek teması..
……………………………..
Bir yerde dur demeliyiz.
Bu işi temelden çözmeliyiz.
Emeğin, alın terinin önünü açmalıyız..
Ve geleceğe, istikbale güvenle bakmalıyız..
…………………………..
Haydi hep birlikte, hep beraber.
Çok gecikmeden şimdi.
Hemen şimdi..
Kemal GÜL
22.07.2013
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.