Açtığım her sayfasını anılarımla doldurduğum yazdığım ve vazgeçmediğim siyah mürekkebim le dilden düşen şiirlerim
Bir masal perisi ve ben ela gözlerimin solgun yaşlarıyla çiçeklerin ve bir kar fırtınasının eşliğiyle dans ediyorum
Bestesi olmayan fon müziklerle
Bir saniye sığdıramadığım düşler ülkesinde kaybolduğum sevda sılası
Korkularımla doldurduğum siyah-i bir çarşaf giyerim
Yine de gece seninle kalan ve gündüzü unutan odalarım
Ve
İçinde mor odalardan başka bir hasretlerin olmadığı bedenim duvarlara çarpar
Ay ışığının altında gözlerimi damlatan yağmur çığlığı
Bir yüreksin avuçlarıma sığdıramadığım, kan damlatır parmaklarımın arasından ayak uçlarıma kadar, sessiz çığlığımla duyurmak istediğim yer kalbim.
Hayatın bana başka güldüğü zamanda bıyıklarının yanağıma bıraktığı tebessümle dudaklarıma batan sivri sakalın
yaptığımız her şey ay ve güneşten ibarettir.

Sen ki aklını değil de kalbinin derinliklerinde ki çığlıkları duysaydın
ben yine de atardım o dıştan sevimsiz kahkahalarımı,
oysaki veremezdim sevda sılasını.