- 1445 Okunma
- 8 Yorum
- 3 Beğeni
Herkes Bir Gün Gider
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Herkes bir gün gidiyor...
Biletimizin kesildiği günü bilsek apar topar bir hazırlık telaşı başlayacak oysa. Henüz alamadığımız evin, gidemediğimiz tatilin planlarını iptal edeceğiz belki. Sonra kalan borçlarını ödeyeceğiz eşe dosta, ertelenmiş yarınlar, hep başka bir güne ötelenen ziyaretler...
Keşkeler, niçinler.. şanslı olanlar için iyi ki ler dökülecek dudaklardan.
Sonra herkes bir ucundan tutmaya çalışırken hayatı; her şeye kısa bir çizgi çekecek yalnız bir adam.
Çünkü beklentilerin yoksa anlamsızdır yaşamak;
geride kalmayacaksa candan bir parça...
Sonra iç hesaplaşmalar başlayacak. Filmler geçecek gözlerimizin önünden, itiraflar ki dillenemeyecekler. Ağır bir karanlık çökecek şehrimize,
içimizde tanımsız bir sancı.
Ne bugüne kadar alamadığımız bir elbise, tadına bakamadığımız bir tatlı.
Geçmişte kalmış bir acı gelecek yanı başımıza. Unutulmuş adresler, silinmiş numaralar arayacağız rehberlerden.
Bir dua mırıldanacak kimilerimiz.
Kimimizin kalbi ağrıyacak, kimimiz ayaklarından şikayetçi.
Kimimiz hiç konuşamamış bu güne dek, kimimiz duymak istememiş.
Herkes bir gün gidiyor.
Kimimiz bir gün önce kimimiz saatler sonra belki de. Yıllar sonra belki kimimiz de.
Gitmeyecek olan şu duvarda duran küheylan,
milyonlarca ayağın bastığı toprak,
ve okyanuslar.
Günahımız heybemizde, iyi ve kötü dediğimiz birbirine zıt bütün eylemler içinde.
Hoşçakal’lar, elveda’lar unutuluyor bu acı yolculukta.
Her şey geride kalana. Ve acı olan o ki onun yükünü taşımak bin kere ölmek kadar beter.
Herkes mi; bir gün gider.
Kimi saatler sonra belki de ya da günler sonra.
Henüz silinmemişse rehberlerden numaralar, adresler unutulmamışsa henüz;
geç değil.
Geride kalansınız belki, ya da gidecek olan.
Dün henüz şu bahçede oturan adam;
akşamında gülüp anılarını anlatan,
planlar yapan,
bugün toprakta.
Evi kalabalıktı; ağlayan biri ki;
yıllar öncesinden ona kanlı düşman.
Henüz uyanıksınız, uykunuz yok ve sol köşede hala atan bir can,
bekleyen dostlarınız var, kırdıklarınız; öyle yaralılar.
Yarın belki giden onlar; saatler sonra ya da.
En ağır yük kalmak iken gidenden bir şey taşımak şu dünyada.
İndirin yükünüzü,
hazırlık zamanıdır.
Herkes bir gün gider.
Kimimiz günler sonra saatler sonra belki, ya da saniyeler içinde.
Kimimiz şen şakrak, ve tebessümler saçarak; birkaçımızda yetemeyiş, doyamadığımızdan dünyanın tüm yalanlarına...
"O yalnız bir adamdı,
geldi; seyirlik bir dünya dedi;
yaşadı; hayatında bir iki giysisi dışında,
hiçbir şeyi olmadı."
Herkesin bir bahanesi var;
onunki hazırdı ;kalbine yenildi.
Bir hoşçakal bile demedi.
Dostlarına en sevdiği komşusuna.
Henüz hissedebiliyorsanız rüzgarın dokunuşunu ve ağrıyorsa kanayan yaralarınız,
sol göğüs boşluğunuzda hafif bir çarpıntı varsa;
hazırlık zamanıdır.
Herkes bir gün gider.
Kimimiz bugün yarın bazılarımız bir çoğumuz da seneler sonra belki.
Belki de bir yarım asır; her şeye yeterdi.
"O yalnız bir adamdı,
yalnız yaşadı."
Herkes; bir gün gider.
Gider mi?
n.k-2014
"GÜNE HAK GÖREN DEĞERLİ SEÇKİ KURULU’NA SONSUZ TEŞEKKÜRLERİMLE;
BUNCA GÜZEL İNSANLA BULUŞTURDUĞU İÇİN."
YORUMLAR
Sihirli Kalem
Ama gidecek yer aynı hepimiz için.
Dilekler güzel şeyler için.
Gönül dolusu teşekkürlerimle.
Birgün gidici olduğunu bilip de kalıcı gibi davranma saçmalığından kurtulamıyoruz bir türlü. Kurtulamıyoruz derken, ben ve diğer insanları kastetmedim. Nefsimi ve kendimi kastettim. Evet bütün suç nefiste beni ayarttığı için ve bütün suç bende nefsimi terbiye edemediğim için. Bu durum hepimiz için geçerli.
Yazının çıktısını alıp, sık sık gelip geçtiğimiz bir duvara çivilemek lazım, başka çare yok galiba.
Kutlarım.
Sihirli Kalem
İnanır mısınız? Ben çıktısını aldım bile. Bir süreliğine kalkamadığım yatağımın karşı köşesine astım hatta. Uzaktan kelimeleri tam olarak seçemesem de karşımda durması bile yetiyor.
"Herkes bir gün gider." cümlesini de büyük harflerle yazmak koşuluyla tabi ki.
İyi ki uğradınız ve bu güzel yorumu kattınız gerçeklere...
Sevgi, saygım ve gönül dolusu teşekkürlerimle...
Mücella Pakdemir
Sihirli Kalem
Gidiş vaktimizi bilseydik hayatımızda neleri değiştirirdik,onarmaya,tamamlamaya çalışırdık kimbilir ? Muhtemelen daha stresli ve sayılı zamana doğru hızla yol alan bir trenin içinde çaresizce sonumuza yol alırdık.Yazıdada dediğiniz gibi belki bir saniye belki bir kaç saat belki gün,hafta,ay,yıl ne zaman yazldıysa gidiş yolcuları arasına adımız gideceğiz belki aniden belki yavaş yavaş...
O yüzden hala nefes alabiliyorken daha iyi bir hayat daha insanca bir hayat daha az kırıp dökttğümüz daha çok toparlayıcı olunan bir hayat,ebedi hayat içinde değerli zamanlarımızdan ödünç alıp hazırlık yapabileceğimiz bir hayat,sağlığın,yaşamın kıymetini en derinden hissedip şükrümüzü edebileceğimiz bir hayat...iyi hayatlarımız olsun inşallah ardımızdan kötü söylenmeyecek ve giderken biraz olsun huzurla elveda diyebileceğimiz...güne gelen anlamlı yazınızı kutlarım...saygı ve selamlarımla...
athena tarafından 7/15/2014 10:56:13 AM zamanında düzenlenmiştir.
Sihirli Kalem
Az incitse de ayağımda dolaşan karıncaların varlığına bile.
Hatta geçen gün elime alıp sevdiğim bile oldu...
Allah'ım güzel yazılar yazsın... güzel sonlar beklesin bizi.
Sizin yorumlarınızı gerçekten çok beğeniyorum. Okudukça kattığınız ufak hayat dersleriyle daha da olgunlaşıyor kalemim.
Eksik etmeyin lütfen.
Sevgi, saygı ve gönül dolusu teşekkürlerimle...
Sihirli Kalem
Önemli olan zaten bir ürpermekti.
Farkına varmaktı gerçeklerin.
İyi ki olsun hep, iyi kiler olsun bizimle,
keşkelere yer yok...
Sevgi ve gönül dolusu teşekkürlerimle.
herkes bir gün gidecek, herkes de bundan adı gibi emin. ama herkeste bir korku, neyin korkusu bu. eski insanlar kefenlerini kafalarında taşırlarmış. olur ya kimsenin tanımadığı bir yerde ölürlerse, kimseye masraf olmadan, ortada kalmadan gömülmek için. mezarlıklar da mahallelerle içiçeymiş, daima ölüm göz önündeymiş.
şimdi mezarlıkları atmışız ta şehir dışlarına. ölmeyecekmiş gibi koşturuyoruz. arada koşturmacaya yenik düşenlere de öcü gibi bakıyoruz.
rivayete göre Nuh Peygamber zamanında insanlar 900-1000 yıl yaşarmış. Ona rağmen ömürleri kısa gelirmiş. Nuh peygamber insanlara ahir zamandakilerin kendilerinden 10 kat daha kısa yaşamalarına rağmen 10 kat daha fazla dünya için uğraşacaklarını söylemiş. tabi ozamanki insanlara çok uçuk gelmiş, biz şu kadar ömrümüzde bile bir ev yapmayı boş görüyoruz. sonraki insanlar 50-60 yıl için neden uğraşsın.
sözü fazla uzattım. işte ebedi alemde 1 saate bile tekabül etmeyen dünya hayatına çok fazla bağlanıyoruz. ama hiç birimiz sağ çıkamayacağız. Allah bu sınav dönemini hayırlısıyla atlatmamızı nasip etsin inşallah. elinize sağlık.
Sihirli Kalem
Ölüm de ne yazık ki unutulan o gerçeklerden biri.
Küçük heveslerimiz, düşünmeden söylediklerimiz, kırdıklarımız, yaraladıklarımız, parçaladıklarımız,dağıttıklarımız, döktüklerimiz.
Vaziyet bu kadar kötüyken, ölümsüzlüğe de bir o kadar özenişimiz.
Hiç ölmeyecek gibiyiz, koşturuyoruz dediğiniz gibi. Sonra biri yenik düşünce; yüzleştiğim o gerçek sesleniyor aslında her birimize;
"ben burdayım." diye.
Değerli yorumunuz ve kattığınız bu renk için gönül dolusu teşekkürler.
Allah güzel yazılarını bize de nasip etsin, güzel sonları...
Sevgi ve saygılarımla...
Şahane bir yazı...İçindeki şiir de bir o kadar şahane.
Hani derler ya '' Ecel gelmiş cihane/ Baş ağrısı bahane.''
Biliyor musun canlılar içinde bir gün öleceğini bilen , bunun bilincinde olan tek canlı insandır. Böyle olduğu halde sanki ecel denen o gerçek hiç bir şekilde bize ulaşamayacakmış gibi yaşamak da ayrıca şaşılası bir durumdur.
Ve ilginç olan nedir biliyor musun? Bu yazıda geçen '' Ne bugüne kadar alamadığımız bir elbise, tadına bakamadığımız bir tatlı.'' Cümlesinin bana günlerdir buzdolabımda duran ve yemeyi unuttuğum dondurmayı hatırlatması...Yorumumu yazar yazmaz kalkıyorum ve o dondurmayı yiyorum. ( Yiyorum diyorum çünkü ben dondurmayı yalamam yerim direkt olarak )
Selam ve sevgilerimle.
Sihirli Kalem
Her şeyin bilincinde olup hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayan da biziz hocam.
Her birimiz o kadar güzel kapılıyoruz ki renklerine hayatın.
Öncelikle yazdığınız bu güzel yorum için teşekkürler.
Ayrıca unuttuğunuz dondurmayı yemenize vesile olduğum için de sevindim:)
Ertelemeyin, bekleyen tatlılar kalmasın:))
Sevgi ve saygılarımla nice paylaşımlara...
Silkinip kendime geldim.
Ölümlü olduğumuzu hatırlatacak birilerine ihtiyacımız var.
Sağ ol Nuray...
Duyarlı ve her şeye yetişen kalemine teşekkürler...
Pişmanlık ve keşkelere son.
O gün gelene kadar en azından, kalp kırmak da olmasın...
sevgilerimle...
Sihirli Kalem
zorlanmadım çünkü önümde o kadar malzeme vardı ki...
Dün sohbetine, gülüşüne şahit olduğum insanın, bugün çoook uzaklarda olduğunu bile bile bunu yazmak vaktimi almıyor ve gerçekten yormuyor beni.
Gerçeklerimiz çok acı;
ama ne yazık ki öyle.
Dilerim; güzel sonlar olur.
Sevgim ve saygım sonsuz...
Herkes; bir gün gider.
Gider mi?
Çok gerçekçi bir yazı ve bir o kadar içten, yalın ve duygu yüklü. Aldım başımı gittim satırları okurken, kurcaladım, kurguladım ve düşündüm...
Yüreğinize sağlık, sevgili Nuray Hanım.
En içten sevgimle ve saygılarımla. Var olunuz.
Sihirli Kalem
Artık onlarla yaşamaya alışmak gerek, çünkü her geçen gün aleyhimize.
Güzel şeyler yapmak, sevmek her şeyi, kötü insanların ıslahı için dua etmek, öfkeyle ağzımızdan çıkan sözlere af dilemek,
kısaca hayatı anlamak ve insanca yaşamak için.
Ne mutlu bana; eşlik ettiniz ve yalnız bırakmadınız.
İyi ki varsın güzel insan, değerli kalem...
Sevgili dostum.
Sevgi ve nice güzel günlere...