İSTANBUL'UN FETHİ’NİN ÖNEMİ (JEOPOLİTİK VE JEOSTRATEJİK AÇIDAN)

• 27 Mayıs 2008 Salı 17:38:40

Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.

Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul... Necip Fazıl KISAKÜREK


Bugünlerde Türk tarihinin dönüm noktalarından olan İstanbul’un fethinin 555. yıldönümünü kutlamaktadır.

“İstanbul mutlaka fetholunacaktır. Onu fetheden komutan ne güzel komutan ve onu fetheden asker ne güzel askerdir”.Buyuran Allah’ın resulünün buyruğunu yerine getirmek için Müslüman komutan ve askerler defalarca İstanbul’u kuşatmalarına rağmen 1453 yılının 29 Mayıs Salı günü bu müjdeye Fatih Sultan Mehmet Han nail olmuştur.

İstanbul’un fethi sıradan bir olay değildir. Ortaçağı kapatıp yeniçağı açan ve Doğu Roma’nın tarihten silinmesine neden olan geniş kapsamlı bir olaydır. Etkisi dünya tarihi üzerinde sonraki yıllarda da devam etmiştir.

İstanbul’un Fethi, yıkılmaz sanılan Bizans surlarının yıkılabileceğini, "sağlam İmanın tekeden bile süt çıkarabileceği" gerçeğini ortaya çıkarmıştı.

İstanbul, Asya ile Avrupa kıtaları arasında yer alan doğal güzellikleriyle ünlü bir kenttir. Şair Baki’nin ifadesiyle bütün Acem mülkü İstanbul’un bir taşına fedadır. Taşı toprağı adeta altın değerinde olan Üç kıtayı birbirine denizden karadan bağlayan dünyanın merkezi konumunda bulunan muhteşem şehir. İstanbul’un jeopolitik konumu bütün dünya milletlerinin iştahını kabartmakta olan şehirdir. Askeri, siyasi ve kültürel açıdan paha biçilmez değerde olan özelliklere sahip bir konumdadır. Bu yüzden Fatih Sultan Mehmet Han “Ya İstanbul beni alır ya ben İstanbul’u” demiştir.

Lamartine’nin ifadesiyle “Dünyaya son kere bakacaksın deseler, bu bakışı İstanbul’un Çamlıca’sından yapmak isterdim.” Dedirtecek kadar doğal ve tarihi güzelliklere sahip muhteşem şehir.

İstanbul kaç imparatorun Rüyasını süslemiş, Fethi peygamberimiz tarafından müjdelenmiş, Tabii güzellikleri nice şairin ve yazarın ilham kaynağı olmuş bir şehirdir.

Bugünlerde kutladığımız İstanbul’un fethi sadece bir askeri Kahramanlık değildir. Fetihten sonra etkisi günümüze kadar dünya siyasetinde devam eden olaydır. Fetih, bir işgal olayı değildir. Tüm insanlığı sevgi ve özgürlük ülkesine taşıma arzusudur.

Millet olarak, genç nesle zafer ve başarılarımızı yeteri kadar anlatabildiğimiz söylenemez. Eğer, Çanakkale, İstanbul, Preveze, Mohaç, Varna gibi zaferlerin birini Batılılar gerçekleştirmiş olsaydı, sırf onun için yüzlerce film yapar, bu başarısını yeni nesle anlata anlata bitiremezdi. Nitekim tarihlerindeki basit direniş örnekleri için bunu uyguluyorlar. Bize düşen ise "Fatih ruhu"nu genç nesle taşımak ve yaşanmaya değer hayatın ne olduğunu göstermek.


Zaferlerimizi tanıtalım ki, "gençlerimiz inançları uğrunda fedakârlık yapabilme" zevkini tatsınlar. Kahramanlarımızı tanıtalım ki, her gencimiz "Fatih, Ulubatlı Hasan, Yıldırım, Yavuz," olmaya özensin. Fetih bereketiyle, bütün insanlığın yüzü gülsün.

Şan ve şerefle dolu bugünümüz dünümüz.
Bütün dünyayı sardı unvanımız ünümüz.
Hakkın yolunda olan dosdoğrudur yönümüz.
Atide güneş doğar aydınlıktır önümüz.

Çağ açıp çağ kapatan Fatihleriz Türkleriz.
Tarihin talihine altın harfler ekleriz.

Sözlerime burada son verirken İstanbul’un fethinin 555. yıldönümü milletimiz ve İslam âlemi için mutluluk ve huzura neden olsun derim.

Tarık TORUN